Observation: Uzayda Gerilim Dolu Bir Bilim Kurgu Deneyimi

Observation: Uzayda Gerilim Dolu Bir Hikaye

Bir bilim kurgu oyunu olan Observation, 2026 yılında geçiyor ve oyuncuları uluslararası bir uzay istasyonu olan Observation’ın gizemli ve gerilim dolu hikayesine sürüklüyor. Oyun, bir kaza sonucu Dünya’nın yörüngesinden çıkmış olan istasyonun etrafında dönüyor. Hasar gören istasyonda, yalnızca Emma Fisher isimli bir doktor ve istasyonun yapay zekası olan SAM bulunuyor; diğer mürettebat ise kaybolmuş durumda. Bu durum, oyunculara alışık oldukları klasik bilim kurgu senaryolarının ötesinde bir deneyim sunuyor.

Bu sefer, yapay zekayı alt etmeye çalışan bir insan yerine, istasyona bağlı çalışan bir yapay zeka olan SAM’i kontrol ediyoruz. SAM ile birlikte, kazanın nedenini araştırırken istasyonu yeniden işlevsel hale getirmeye çalışıyoruz. Yapay zekayı kontrol etmek, oyun dinamikleri üzerinde önemli bir etki yaratıyor. Uzayda geçen diğer oyunlardan farklı olarak, Observation, ne bir Dead Space, ne de bir Mass Effect gibi bir deneyim sunuyor. Oyun, daha önce çalıştıkları projelerden izler taşısa da, kendine has bir yapıya sahip.

Oynanış ve Kontroller

Oynanış oldukça basit, ancak SAM’i kontrol etmek, tüm uzay istasyonunu kontrol etmek anlamına geliyor. SAM, üç farklı kontrol yöntemiyle yönetilebiliyor:

• Kameralar: İstasyondaki kameralara bağlanarak etrafı gözetleyebilir, çeşitli objelerle etkileşimde bulunabilirsiniz.
• Küre: İstasyon içinde serbest hareket etmenizi sağlayan bir küreye bağlanabilirsiniz; bu, Portal 2‘deki Wheatley’i hatırlatıyor.
• İşletim Sistemi: SAM’e ait olan işletim sistemindeki ayarları kullanarak çeşitli işlemler yapabilirsiniz.

Bölüm tasarımlarından kontrollerine kadar, Observation’ı sıradan bir yürüme simülasyonunun ötesine taşıyan unsurlar var. Bununla birlikte, oyunun derin bir yapay zeka simülasyonu sunduğunu söylemek de zordur. Zira bulmacaları çözerken kendi bilgi ve deneyimimizi kullanıyoruz, yani insani bir düşünce yapısını temel alıyoruz. Sonuç olarak, Observation özünde bir macera oyunu ve farklı bir perspektif sunuyor.

Bulmacalar ve Keşif

Oyunda bulmacalar çözmek dışında en çok yapacağınız şey etrafı kolaçan etmek olacak. Çeşitli dökümanları tarayarak topladığınız bilgilerle kapıları veya bilgisayarları açmaya çalışacaksınız. İlk bakışta farklı görünseler de, Quantic Dream ve Telltale Games yapımlarına aşina olanlar için bu mekanikler tanıdık gelecektir.

Emma’nın verdiği komutlar her zaman net olmayabiliyor. Bu durum, bazen etrafta dolanıp yapmanız gereken şeyleri tahmin etmeye çalışmanıza neden oluyor. Oyun, beş ya da altı saat içinde tamamlanabilirken, ne kadar dolandığınıza bağlı olarak bu süre uzayabiliyor. Kısacası, oyun sizi elinizden tutmuyor. Bu durum bazı oyuncular için rahatsız edici olabilir, ancak deneyimli oyuncular bunu kabullenebilir.

Bulmacalar, hikayeye son derece uyumlu bir şekilde tasarlanmış. Genellikle teknik sorunları çözmeye çalışıyoruz ve karmaşık işlemler, basitleştirilmiş mini oyunlar haliyle sunuluyor. Bu, hem oyunun gerçekçiliğini arttırıyor hem de bulmaca çeşitliliğini sağlıyor. Bulmacalar, ne çok kolay ne de çok zor; denge gerçekten de iyi tutulmuş.

Hikaye ve Temalar

Hikaye çizgisel bir şekilde ilerliyor, bu da kötü bir şey değil. Observation, birçok bilim kurgu eserinden etkilenmiş gibi görünüyor. Monolith benzeri yapılar ve yapay zeka temasının işlenişi, özellikle Arthur C. Clarke ve Stanley Kubrick’in başyapıtı 2001: A Space Odyssey ile benzerlik taşıyor. Ancak, oyunun felsefi derinliği, bu başyapıtla karşılaştırıldığında oldukça yüzeysel kalıyor.

Emma’nın direktiflerinin ne kadar açık olduğu önemli değil; çünkü seslendirme performansı mükemmel. Kezia Burrows, Emma’yı seslendirdiği için büyük bir katkı sağlarken, Anthony Howell’ın SAM performansı da oldukça başarılı. Ancak, yüz animasyonları bazı noktalarda göze batabiliyor. Bu durum, diğer görsel unsurların kalitesi nedeniyle daha da belirgin hale geliyor.

Görsellik ve Ses Tasarımı

Oyun, PlayStation 4 Pro üzerinde muazzam bir görsellik sunuyor. Sinematik bir deneyim sunan sanat tasarımı, kadrajlar, ışık kullanımı ve menü tasarımıyla birleşince etkileyici bir atmosfer yaratıyor. Ancak, 2026 yılında geçmesine rağmen bazı retro teknolojik unsurların tercih edilmesi, mantıksal olarak sorgulanabilir bir durum.

Oyun müzikleri, Omar Khan ve Robin Finck tarafından bestelenmiş ve mükemmel bir ses tasarımıyla birleşmiş. Kulaklık ile oynandığında, oyuncular uzay istasyonunun klostrofobik atmosferine daha iyi adapte olabiliyor.

Sonuç

Observation, kusursuz bir oyun değil, ancak gerçekten özel bir deneyim sunuyor. Hikayesinin anlatım tarzı, oyuncuları etkileyecek bir derinlik sağlıyor. Her dakikasının özenle hazırlandığı bu oyun, zamanın nasıl geçtiğini unutturuyor. No Code’un çabaları kesinlikle takdire şayan ve en azından bir kez oynanmayı kesinlikle hak ediyor.