Trine 4: The Nightmare Prince İncelemesi
Trine 4: The Nightmare Prince incelemesi ile bu büyülü macerada eşsiz bulmacalar ve karakterlerle dolu bir yolculuğa çıkın!
9 saat önce

Trine Serisi 10. Yılına Girdi
Trine serisi, 10. yılını geride bırakırken, bu özel dönemin kutlanması için yeni bir oyunla karşımıza çıkıyor: Trine 4: The Nightmare Prince. Bu durum, oyun severlerin aklında bazı soru işaretleri oluşturuyor. Özellikle, serinin üçüncü oyunu olan Trine 3’te yaşanan hayal kırıklıkları göz önüne alındığında, pek çok kişi bir öz dönüşe ihtiyaç olduğunu düşünebilir. İşte Trine 4, tam bu noktada, 3D boyut merakından vazgeçip eski tarzına geri dönerek, oyunculara nostaljik bir deneyim sunuyor.
Rüya Alemi ve Gerçeklik
Oyun, tanıdık karakterlerimiz olan hırsız Zoya, büyücü Amadeus ve şövalye Pontius ile başlıyor. Bu üç kahraman, Astral Academy‘den gelen davet mektuplarıyla bir araya geliyor. Mektuplarda, kaybolan Prens Selius’un durumuna dair yardım talep ediliyor. Kahramanlarımız, bu daveti kabul ederek yola koyuluyorlar. Prens Selius, büyüyle başını belaya sokmuş ve bir şekilde kaybolmuş durumda. Onun kaybolmasıyla birlikte, etrafta karanlık yaratıklar belirmeye başlıyor. Biz de bu yaratıkları alt ederken, bir yandan da çeşitli bulmacaları çözmek ve platformları aşmak zorundayız. Her bölüm sonunda boss savaşları ile karşılaşıyor, Prens’e bir adım yaklaşıp iki adım geri düşüyoruz. Bu döngü, yeni yaratıklar, bulmacalar ve mekanlarla devam ediyor.
Hikaye ve Oynanış
Hikayemiz özetle bu şekilde; çığır açan bir senaryo beklememekte fayda var. Trine serisini sevenler, muhtemelen senaryoya pek takılmıyorlardır. Trine oyunlarının güçlü yönleri her zaman görsel tasarım ve oynanış olmuştur. Dolayısıyla, serinin dördüncü oyunu da bu açıdan değerlendirilecektir. O halde, bu unsurlara bir göz atalım.
Büyüler ve Karakter Yetenekleri
Oyun, üç farklı karakter ve her birinin kendine özgü yetenekleri ile donatılmış. Büyücümüz Amadeus, ihtiyacı olan yerlerde kutular yaratırken, Zoya oklarıyla, Pontius ise kılıcı ve kalkanı ile yolunu açıyor. Zamanla, yeni yetenekler edinerek alternatiflerimizin sayısını artırıyoruz; Zoya’nın elemental okları (ateş, buz) ve Pontius’un ileri atılma özelliği gibi.
- Amadeus’un kutuları ile platformlar oluşturma.
- Zoya’nın oklarıyla yaratıkları alt etme.
- Pontius’un kılıcı ve kalkanı ile düşmanlara karşı durma.
Karakterlerin farklılıkları, oynanışa büyük etkilerde bulunuyor. Bazı bulmacaları çözmek ve platformları aşmak için belirli bir karaktere ihtiyaç duyarken, farklı yolları keşfetmek için de alternatif karakterleri kullanabiliyoruz. Örneğin, Zoya’nın iple sallanma yeteneği ya da Amadeus’un büyülü kutusunun üzerine çıkmak gibi. Tek kişilik modda karakter değiştirerek ilerlemeniz gerekecek. Ayrıca, aynı anda farklı yetenekleri kullanma imkanı da mevcut. Örneğin, Amadeus’un kutusunu bir platforma koyarak Zoya ile bu kutunun üzerine çıkmak ve sonraki platformu buzlu ok ile dondurmak gibi kombinasyonlar yapabiliyorsunuz.
Co-op Oynanış
Co-op oynanış, bu deneyimin en keyifli yanlarından biri. Yerel veya çevrimiçi olarak co-op oynama imkânı sunuluyor. İki farklı mod mevcut: Birinci modda, üç oyuncu farklı karakterleri seçerek oynuyor. İkinci modda ise dört oyuncuya kadar katılım sağlanabiliyor ve burada bir sınırlama yok; istediğiniz karakter kombinasyonunu deneyebilirsiniz. Kızım ile beraber yerel co-op oynadığımızda, o Zoya ile düşmanlara ok yağdırırken ben de Pontius ile savaşmayı tercih ettim. Bu anlar, oyunun en keyifli kısımlarını oluşturdu.
Oynanışın Temel Unsurları
Oynanışı üç ana gruba ayırmak mümkün: İlk grup platform kısımları; bu, bildiğimiz hopla zıpla ve engelleri aşma kısmı. İkinci grup, bulmacalar; platformları aşmak için farklı detayları kullanmamız gereken yerler. Üçüncü grup ise yaratık kesme kısımları. Boss savaşları ise bu unsurların tümünü bir araya getiriyor; burada platformlarda zıplarken düşmanın saldırı kalıplarını çözmeye çalışıyoruz. Boss savaşları oldukça keyifli ve co-op oynandığında daha da eğlenceli hale geliyor.
Oynanışın zevkli olmasının yanı sıra, görsel tasarım, seslendirmeler ve mizahi diyaloglar da oyuna renk katıyor. Fakat, zaman zaman bazı tekrarlara düşme hissi yaşanabiliyor. Hikaye konusunda daha fazla derinlik bekleyenler hayal kırıklığı yaşayabilir. Ayrıca, bazı teknik sorunlar ve glitch’ler de mevcut; bu durum, oyun deneyimini olumsuz etkileyebilir.
Sonuç
Sonuç olarak, Trine 4: The Nightmare Prince serinin beklenen geri dönüşünü gerçekleştirmiş. Keyifle oynanacak bir platform oyunu arayanların mutlaka göz atması gereken bir alternatif. Eğer bir oyun arkadaşı bulursanız ve co-op modda oynarsanız, bu deneyim daha da unutulmaz hale gelecektir.
Çocuk Gözüyle Trine 4
Madem Engin, bu oyunu 11 yaşındaki kızıyla birlikte oynadı, o zaman ona da sormak istedik Trine 4’ü nasıl bulduğunu. İşte çocuk gözüyle Trine 4 değerlendirmesi:
“Bence oyunun grafikleri ve müzikleri çok güzeldi. Oyun içindeki manzaralar ve renkler harika bir uyum içindeydi. Seslendirmeler gayet başarılıydı. Ben kontrolcü ile oynadım, babam ise klavye ile oynadı. Kontrolcü ile de rahatlıkla oynadım, zorluk yaşamadım. Ne kadar güzel bir oyun olsa da arada canınızı sıkabilir, sizi zorlayabilir (BOSS SAVAŞLARI!!!). Bence çok tatlı ve iyi bir oyun, tavsiye ederim :)”
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?