Spider-Man Filmleri: Kötüleri ve İyileriyle Bir Yolculuk
Örümcek Adam filmleriyle kötüleri ve iyileri arasında komik bir yolculuğa çıkın! Ağ atmak kadar eğlenceli bir keşif sizi bekliyor!
15 saat önce

Spider-Man, Marvel evreninin en sevilen karakterlerinden biri olarak sinema tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Bir zamanlar, Iron Man ve Captain America gibi kahramanlar yükselmeden önce, herkesin kalbinde taht kurmuştu. Hatta o kadar popülerdi ki, belki de evinizin kapısının önünde, komşularınızın bahçesinde bile bir Spider-Man kostümüyle dolaşan birini görebilirdiniz! Beyaz perdede izlediğimiz Spider-Man filmleri arasında bazıları adeta gönlümüzde taht kurarken, bazıları ise ‘Unutmak istediğim bir kabus’ kategorisine girmeyi başardı. İşte bu yazıda, Spider-Man’in sinema tarihindeki yolculuğuna biraz mizahi bir bakış atacağız.
Unutmak İstediğimiz Filmler
The Amazing Spider-Man 2 (2014)
Ah, The Amazing Spider-Man 2, seninle olan ilişkim pek sağlıklı olmadı. İlk filmde bir umut ışığı gördük ama ikinci filmde ışığın yanmadığını fark ettik. Andrew Garfield, Peter Parker rolünde ‘Ben buradayım’ derken, izleyiciler “Hayır, lütfen gitme!” diye haykırdı. Özellikle Electro karakterinin varlığı, bir kabusun ortasında kaybolmuş gibi hissettirdi. Emma Stone’un harika oyunculuğuna rağmen, Gwen Stacy’nin bu filmdeki rolü sadece “Güzel ama ne yazık ki senaryonun kurbanı”ydı. Düşünün, izleyici olarak oturmuş, popcorn yerken ‘Bu film neden böyle oldu?’ diye kendinize sorduğunuz anlar var. İşte o anlar, bu filmde bolca mevcut.
The Amazing Spider-Man (2012)
Bir başka ‘yeniden başlama’ girişimi olan The Amazing Spider-Man, aslında çok da kötü değildi. Ancak, Sam Raimi’nin ikonik üçlemesinin ardından gelen bu film, izleyicilerin beklentilerini karşılayamadı. Peter Parker’ın orijin hikayesini yeniden görmek, bazıları için oldukça sıkıcıydı. Yani, “Ben Amca’nın ölümü” sahnesi, her seferinde izlemekten bıktığımız bir sahne haline geldi. Ancak, Marc Webb’in bu filmde çizgi romanlara sadık kalması, bazı izleyicileri mutlu etti. Yine de, ‘Bunu neden izliyoruz?’ sorusunu sorduran birçok sahne içeriyordu.
Sam Raimi Üçlemesi: Bir Baş Yapıt
Spider-Man 3 (2007)
Bu film, Sam Raimi üçlemesinin son halkasıydı ve açıkçası, bazı sahneleriyle hala izlerken duygulanıyorum. ‘Emo Peter’ sahnelerine gelince, o sahneler için hala “Neden?” diye sormaktan kendimi alamıyorum. Venom’un eklenmesi ile işler karmakarışık hale geldi. “Bir süper kahraman filminde bu kadar çok şey aynı anda nasıl olur?” diye düşünmeden edemedim. Ama yine de, bu filmdeki nostaljik anlar, beni hep mutlu etmeyi başardı. Yani, “Kötüydü ama içimde bir şeyleri canlandırmayı başardı” diyebilirim.
Spider-Man: Far From Home (2019)
MCU’nun Captain America: Civil War ile Spider-Man’i sinematik evrene dahil etmesi, hepimizi heyecanlandırmıştı. Ancak Far From Home, ‘Beni Tony Stark’a bağlama’ sendromuna yakalandı. Yani, Peter Parker’ın tüm hikayesinin bir şekilde Tony Stark ile bağlantılı olması, bazı izleyicileri oldukça rahatsız etti. Avrupa’da geçen bu film, aksiyon sahneleriyle doluydu ama ‘Bu bir Spider-Man filmi mi yoksa bir Tony Stark filmi mi?’ sorusunu aklımızdan geçirmeden edemedik. Ayrıca, Mysterio’nun ‘Şu anki kötü adamım’ olması, izleyicilere biraz tat vermiş olsa da, film geneline baktığımızda ‘boş bir hikaye’ izlenimi bıraktı.
İyi Filmler: Spider-Man’in Yıldızları
Spider-Man: Homecoming (2017)
MCU’nun ilk solo filmi olan Homecoming, aslında eğlenceli bir yolculuktu. Peter Parker’ın Tony Stark ile olan ilişkisi, bir yandan izleyiciye yeni bir bakış açısı sunarken, diğer yandan “Yine mi Tony Stark?” dedirtmekten kendini alamadı. Vulture karakteri, Stark ile olan bağlantısıyla oldukça ilginçti. Film, gençliğin getirdiği sorunları ve Spider-Man’in gençliğini çok iyi yansıttı. Ancak, ‘Spider-Sense’ konusundaki belirsizlik, izleyicileri ‘Acaba bu da ne?’ dedirtti.
Spider-Man (2002)
Şimdi de geliyoruz listenin tepe noktalarına. Spider-Man (2002), Tobey Maguire ile başladığımız bu yolculukta, ilk kez Peter Parker’ın orijin hikayesini izleme şansı verdi. Ağ mekanikleri konusunda hala tartışmalar sürse de, bu film, Marvel tarihinin en önemli parçalarından biriydi. Spider-Man’in düşmanı Green Goblin ile olan ilişkisi ve Mary Jane’in bağırmaları, filme damgasını vurmuştu. Yani, “Duygusal sahnelerle dolu bir aksiyon” dedirten bir yapımdı!
Spider-Man 2 (2004)
Ve işte zirve! Sam Raimi’nin Spider-Man 2 filmi, belki de en az tartışmalı olan yapım. Peter Parker’ın karakter gelişimi ve Dr. Octopus’un derinliği, bu filmi özel kılan unsurlar. Spider-Man’in içsel çatışmaları, izleyiciyi derinden etkileyen sahnelerle doluydu. O yüzden, ‘Spider-Man denilince akla hemen bu film geliyor’ demek abartı olmaz!
Bonus: Spider-Man: Into the Spider-Verse (2018)
Listeye almadığımız ama yok saymak istemediğimiz bir diğer başyapıt ise Spider-Man: Into the Spider-Verse. Bu film, izleyicileri farklı bir Spider-Man evrenine götürdü. Miles Morales, birçok farklı Spider-Man karakteriyle birlikte karşımıza çıktı. Her ne kadar Peter Parker’a aşina olsak da, bu filmdeki hikaye, izleyicilere yeni bir soluk getirdi. Animasyon kalitesi ve müzikleri ile Into the Spider-Verse, Spider-Man adına çıkmış en iyi işlerden biri oldu.
Sonuç
Spider-Man filmleri, yıllar içinde birçok değişiklik geçirdi. Kötüleri ve iyileriyle dolu bu yolculuk, izleyicilere hem eğlenceli hem de duygusal anlar sunmayı başardı. Kim bilir, belki de gelecekte daha fazla Spider-Man filmi göreceğiz. Ama şimdilik, bu filmlerin tadını çıkarmaya devam edeceğiz! Peki ya siz, hangi Spider-Man filmini daha çok sevdiniz? Yıllar içinde değişen Spider-Man’in evrimine tanıklık etmek oldukça eğlenceli değil mi?
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?