The Last of Us Part II: Korku ve Heyecan Dolu Bir Yolculuk
"The Last of Us Part II" ile korku dolu bir yolculuğa çıkarken, Ellie'nin başına gelenlerle gülmekten korkacaksınız! Yüzde yüz gerilim, yüzde yüz kahkaha!
2 ay önce

Ah, The Last of Us Part II! Bütün oyun dünyası bu oyunun çıkışını dört gözle bekliyor. Neil Druckmann, oyunun yaratıcı beyni olarak her fırsatta oyunla ilgili ilginç ve bir o kadar da tartışmalı görüşlerini paylaşıyor. Wired ile yaptığı röportajda, ilk oyunun hayranlarının ikinci oyunu pek de sevmeyebileceğine dair bazı tahminlerde bulundu. Bu durum, oyuncular arasında biraz heyecan yaratmış gibi görünüyor, değil mi?
Druckmann’ın sözleri tam bir “hadi bakalım, gelin tartışalım” havasında; “İlk oyunun hayranlarının bir kısmı bu oyundan ve hikâyenin vardığı noktadan hoşlanmayacak. Sonuçta, sevdikleri karakterlerin başına gelenler onları pek de mutlu etmeyebilir” diyor. Kulağa tuhaf geliyor değil mi? Yani, bazen sevdiklerimizin başına bir şeyler gelince, biz de onların acılarını içten içe hissediyoruz. Ama bu sefer karşımızda koca bir oyun var!
Oyun dünyasında karakter ölümü gibi konular, her zaman tartışma yaratmıştır. Druckmann, “İnsanların ‘Eh işte, idare eder’ demesindense tutkulu bir şekilde nefret etmelerini tercih ederim” diyor. Yani bir nevi “Beni ya sevin ya da nefret edin” mesajı veriyor. Tabii ki, bu durum oyun dünyasında oldukça eğlenceli bir tartışma yaratabilir. Hatta belki de forumlarda günlerce sürecek kavgalar bile çıkabilir!
Troy Baker, Joel karakterini canlandıran ünlü seslendirme sanatçısı da bu konuda benzer düşüncelere sahip. “İnsanların bundan hoşlanıp hoşlanmayacağını veya nefret edip etmeyeceklerini bilmiyorum, ama kesinlikle kararsız kalmayacaklar” diyor. Yani, bu oyunda bir sevgi ya da nefret hikâyesinin başrol oynaması kesin gibi görünüyor. Bir nevi “ya çok seveceksiniz ya da çok nefret edeceksiniz” durumu!
- İlk Oyunun Başarısı: İlk oyunun yarattığı etki, ikinci oyunun baskısını daha da artırmış durumda.
- Karakış Gibi Bir Hikaye: Druckmann’ın deyişiyle, “Ağızda kekremsi bir tat bırakacak” hikaye, oyuncuların ruh hallerini test edecek.
- Karakterlere Bağlılık: Karakterlere duyduğumuz bağ, değişikliklere karşı hassas olmamıza neden oluyor.
Bütün bu tartışmalar arasında, aslında bir şeyin daha farkında olmamız gerekiyor: Hikaye, sadece bir oyun değil; aynı zamanda bir deneyim! İnsanları kışkırtacak, yaptıkları tercihler üzerine düşündürecek bir anlatım tarzı var. Ve bu, birçok oyuncunun gözünde oldukça değerli bir şey. Sonuçta, bir oyunun sadece eğlence sunması yetmez; aynı zamanda düşünmeye, sorgulamaya ve belki de tartışmaya da itmesi gerekir.
Sonuç olarak, bu oyunun önündeki meydan okumayı ne kadar iyi aştıklarını görmek için sabırsızlanıyorum. Umarım 19 Haziran tarihinde karşılaşacağımız tablo, beni yanıltmaz. Yoksa ben de oyun dünyasında bir forumda kavgaya tutuşmuş bir oyuncu olabilirim! Kim bilir, belki de “Neden Joel böyle oldu?” tartışmaları içinde kaybolup gideceğim!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?