Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

4 dakika okunma süresi

5

Planescape: Torment ve Deionarra’nın Teması Üzerine Düşünceler

Planescape: Torment ve Deionarra’nın teması üzerine düşündük. Sonuç: Aşk, kayıptan daha karmaşık! Kimse bu kadar derin düşünmemiştir!

admin

23 saat önce

Planescape: Torment ve Deionarra’nın Teması Üzerine Düşünceler

Hepimizin hayatında unutulmaz anlar yaşatan, bazen bir kahkaha, bazen bir gözyaşı döktüren oyunlar vardır. İşte bu oyunlardan birisi, benim için Planescape: Torment. Oynamaya başladığım an, kendimi adeta bir edebiyat eserinin içinde buldum. Yıllar geçse de, bu eşsiz yapımın etkisi üzerimde asla silinmedi. Zira, oyunun müzikleri de bu deneyimi katlayarak artırıyordu. Mark Morgan’ın yarattığı o büyülü melodiler, aklımda ve ruhumda derin izler bıraktı. Özellikle Deionarra’nın Teması, her dinlediğimde boğazımda bir yumru oluşturuyor. Bu nasıl bir melodi böyle? Belki de ruhumun derinliklerine inen bir ok gibi kalbime saplanıyor.

Belki de bir gün, bu oyunu oynarken kendimi bir ölümsüz olarak hayal ettim – ama güzel bir ölümsüz! Hani, bir yandan geçmişteki hatalarının peşinde koşarken bir yandan da “Keşke o kadar çılgın olmasaydım” diye düşünüyorsun. Nameless One adındaki karakterin geçmiş yaşamlarından gelen pişmanlıkları, beni öyle bir sarhoşluğa sürüklüyordu ki, bir an kendimi onun yerinde hayal ettim. O, geçmişindeki tüm günahlarıyla yüzleşirken ben de kendimi oyun içindeki pek çok karakterle özdeşleştiriyordum. Yani, bu oyun bana sadece bir hikaye anlatmakla kalmadı, aynı zamanda kendi içsel yolculuğuma da ışık tuttu!

Şimdi, Deionarra’nın Teması’na geri dönelim. Bu müzik aslında sadece bir melodi değil, aynı zamanda bir duygular okyanusu. İçinde pişmanlık, hüzün, özlem ve belki de kaybettiğimiz sevgilerin yankıları var. Dinlerken, “Ah, keşke bu karakterin yaşadıklarını ben de yaşamasaydım” diye düşündüğüm anlar oluyor. Çünkü Deionarra’nın aşkı, öyle sıradan bir aşk değil; ölümün bile ötesine uzanan, sarsılmaz bir inanç ve bağlılık içeriyor. Yani, Nameless One’ın geçmişteki hataları arasında en acı olanı, Deionarra’ya karşı hissettiği duygulardı. Oyun, bu aşk üzerinden insanların içindeki pişmanlıkları sorgulamak için bir ayna tutuyor. Hüzün ve özlem dolu bir ayna!

  • Nameless One’ın aşkı: Geçmiş yaşamlarını sorgularken, kaybettiği aşkı ile olan ilişkisi.
  • Deionarra’nın bekleyişi: Ölümden sonra bile süren bir bağlılık ve umut.
  • Pişmanlıklar: Her bir nota, kendine has bir pişmanlığı barındırıyor; dinlerken insana duygusal bir yolculuk yaptırıyor.

Bu yüzden, Deionarra’nın Teması’nı dinlerken, içimde bir özür duygusu uyanıyor. “Ah, sevgili Deionarra, beni affet!” diye haykırmak istiyorum. Ama tabii ki, hiçbir şey imkansız değil, değil mi? O yüzden her dinleyişimde, onunla geçmiş yaşamlarımdan özür dileyip, “I shall wait for you in Death’s Halls, my love…” cümlesini bir daha duymak için sabırsızlanıyorum.

Belki de bu müzik, beni geçmişte yaptığım hatalarla yüzleştirdiği için bu kadar derin bir etki bırakıyor. Her nota, beni geçmişte kaybettiğim tüm fırsatların hatırlatıcısı oluyor. Düşünüyorum da, bu oyun sadece bir oyun değil; aslında bir yaşam dersi! Eğer bir gün karşıma Deionarra çıkarsa, ona sadece özür dilemem yetmeyecek, bir de birlikte dans etmemiz gerekecek. Kim bilir, belki o zaman biraz olsun affedilirim!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?