MGS Delta: Metal Gear Solid 3’ün Yeniden Yapımı Üzerine Detaylı Bir İnceleme
MGS Delta, Metal Gear Solid 3'ün yeniden yapımını detaylı bir şekilde inceliyor. Yenilikler ve deneyimler hakkında bilgi alın!
7 saat önce

Unreal Engine 5’in sunduğu sayısız kolaylık sayesinde, giderek uzayan yapım süreçleri ve artan maliyetler, AAA oyunların biraz geri çekilmesine neden oldu. Bu jenerasyonda daha çok AA segment oyunlara ve remake/remaster projelerine yönelme başladı. Halihazırda Sony, sahneye Demon’s Souls Remake ile çıkmışken, Xbox da Game Pass’e eklediği oyunlarla bu alana daha fazla ağırlık vermeye başladı. Sonuç olarak, oyuncular bu nesil içinde hangi remake’e para harcayıp hangisine harcamayacaklarına dair derin bir muhakeme sürecine girdiler. Remake çılgınlığı, oyun endüstrisini sarhoş etmişken, hangi oyunun hangi versiyonundaki özelliklerin ne ölçüde korunduğu gibi konular, Geek toplulukları arasında hararetli tartışmalara sebep oldu.
Ben de bu durumda, Metal Gear Solid serisi üzerine kaleme almayı düşündüm. Metal Gear Solid, oyun dünyasının en ikonik serilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor ve Snake Eater ise serinin en ünlü oyunlarından biri. 20 yıllık oyun geçmişimde, MGS Delta’ya kadar Metal Gear deneyimim bulunmadığı için, incelememi kaleme alırken dikkatli olacağım. Zira “Puro içene yılan bile dokunmaz” diyerek, öncelikle meseleyi netleştirmek istiyorum. Normal şartlar altında, bu tarz incelemeleri serinin fanlarıyla dolu yazarlarımız yapmalıydı. Fakat KONAMI’nın PC kodu konusunda ısrarcı olmasıyla MGS Delta benim için fırsat olarak doğdu. Dolayısıyla, MGS hayranları bu incelememi bazı noktalarda gereğinden fazla eleştirebilirken, oyunu ilk kez deneyecek olanlar benim bakış açımımı daha iyi anlayabilir.
Snake Eater, Metal Gear serisinin beşinci, Metal Gear Solid serisinin üçüncü ve kronolojik sırada ilk oyunudur. Oyunun hikayesi, Naked Snake’in 1964 yılında çıktığı görev sonucunda Big Boss unvanını kazanması etrafında şekilleniyor. Hem önceki oyunlarla bağlantılar kurması hem de yeni oyuncular için uygun bir başlangıç sunması bakımından önemli bir noktada duruyor. Ayrıca, KONAMI’nın bu oyunu remake olarak seçmesinin sebepleri arasında, Metal Gear Solid 1’i baştan oluşturma gerekliliğini görmeleri olduğunu düşünebiliriz. MGS3’ün, sadık bir remake ile hala ticari potansiyeli olduğunu düşünüyor olabilirler.
MGS Delta, Soğuk Savaş atmosferinin yoğun olduğu bir döneme bizi götürerek, orijinal oyunun tonunu korumaya özen gösteriyor. Delta’nın sinematikleri bire bir aynı şekilde kullanılmışken, görsellik de Unreal Engine 5 ile güncellenmiş. Ancak sanat tasarımının baştan yapılmış olması göz önünde bulundurulduğunda, anlatım kısmen orijinal MGS3 ile örtüşüyor. Yani, eski oyunu sevenler için yeniden yapımın kalitesi, görünümünün ne ölçüde beğenileceğini belirleyecek.
Tatlı Eva yılanı deliğinden çıkarır
Peki, orijinal MGS3’ü hiç deneyimlememiş olanlar için MGS Delta’da neler var? İlk olarak, ciddiyetin ve eğlencenin ilginç bir şekilde harmanlandığı bir ton sunuluyor. Hikaye, Kıyamet Günü Saati yaklaşırken, fantastik unsurlar ve eğlenceli sohbetlerle bir araya getiriliyor. Olay akışı bir kez rayına oturduğunda, takip etmek oldukça zevkli hale geliyor ve finalde yer alan ters köşeler, harcanan zamanın karşılığını fazlasıyla veriyor. MGS3’ün hikayesi, bazı Japon klişeleri arasında yer alan ince yazım hileleri ile dolu; bu da karakterlerin arka planında bir derinlik olduğunu gösteriyor. Ancak hikaye kurulumu biraz uzun sürüyor ve Hideo Kojima’nın tarzı her oyuncuya hitap etmeyebilir.
Bu bağlamda, benim gibi Death Stranding ile Kojima’nın dünyasıyla tanışmış olanlar için MGS3 ile ufak bir karşılaştırma yapmak uygun. MGS3, Kojima’nın daha kontrol edilebilir bir anlatım tarzı benimsediği bir oyun. Hikaye gelişimini uzun final sinematiğiyle pekiştirirken, MGS3’ün sinematikleri daha kısa ve etkili bir yapı sunuyor. Dolayısıyla, bu oyun, daha iyi bir tempo ile sunulmuş.
Her deliğe elini sokma, ya Rus çıkar ya casus
Ben, bu oyundan yüksek beklentilerle girdim ancak MGS Delta bana aynı etkileyiciliği sunmayı başaramadı. Death Stranding’in oynanışına bayıldım ama hikayesinden hoşlanmadım. Snake Eater’ın zamanla eskimemiş olmasını beklemediğim halde, ilk oynamaya kalktığımda kendimi diğer oyunların kararlarını almakta zorlanırken buldum. Bu durumda, MGS3’ün çeşitli versiyonları ve değişimleri hakkında bilgi vermek gerekecek. Orijinal MGS3, RE4’ten kısa bir süre önce piyasaya çıkmıştı ve RE4’ün oyun dünyasında yarattığı devrim, MGS3’ün daha öncelikli kamera açılarıyla sınırlı kalmasına neden oldu. Subsistence versiyonu ise, serbest 3D kamerayı ekleyerek bu durumu biraz değiştirdi.
MGS Delta, Subsistence gibi kamera yapısını bulunduruyor, ancak iki farklı stil arasında geçiş yapmak için menüden hareket etmeniz gerekiyor. Aynı şekilde, orijinal kontrol sistemi de menü aracılığıyla değiştirilebiliyor. Ancak, şunu da söylemeliyim ki, oynözellikle gerçekçi alan geçişleri ve grafik detayları MGS Delta’da oyunculara sunulmuş. Grafik ayar menüsündeki sınırlı seçenekler, beklenenden daha az sayıda ayar sunuyor. Yine de genel grafik kalitesi oldukça etkileyici.
MGS Delta, tam anlamıyla bir remake bekleyen oyuncular için hayal kırıklığı yaratan bir yapım oldu. KONAMI-Virtuos iş birliğinin mevcut deneyimi koruma amacıyla geliştirdiği bu yapım, oynanış bakımından fazlasıyla temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Yazılı ve görsel içerik açısından arzu edilen değişikliklerin yapılmamış olması, 2025 yılı için yeterli bulunmuyor. MGS3, Resident Evil 4’ün gördüğü dikkati ve revizyonu kesinlikle hak ediyor. Düşündüğümde, karşılaştırılabilir bir sistem, özellikle boss dövüşlerinden sonra oyuncular için daha tatmin edici olabilirdi. Genel olarak, MGS Delta’nın sunduğu deneyim, sadece hikayesiyle değerlendirilecektir.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?