Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

7 dakika okunma süresi

5

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Zorlu bir hapiste geçen kaçış simülasyonu ile gerçekçi bir hikayeye dalın. Sizi sürükleyecek aksiyon ve gerilim dolu bir deneyim!

admin

6 saat önce

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Simülasyon oyunlarına karşı pek bir ilgim yok, dostlar. Gerçekten, şu bilmem ne simülatörü var, gidip birileriyle anlaşmalar yapıyorsun, ardından falanları halletmeye çalışıyorsun… Eh, bunları söylerken bile içim daralıyor. Gerçek yaşamda yaşanan acı durumları deneyimlemek yeterli değil gibi, bir de oyunlarda karşılaşmak zorunda kalmak… Bu tür oyunları oynamayı çok tercih etmiyorum. Ancak Back to the Dawn, aslında bir simülasyon oyunu gibi görünse de, bambaşka bir deneyim sunuyor. Çünkü bu oyun yalnızca bir simülasyon değil; derin ve çok katmanlı bir hikaye ile dolu, dışarıdan bakıldığında düşündüğünüzden çok daha karmaşık.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Peki Back to the Dawn nedir? Popüler kültürle iç içe geçmiş, görünüşte sevimli ama gerçekte acı veren bir simülasyon deneyimi olarak tanımlayabilirim. Her şeyin başladığı yerden, buram buram “Prison Break” havası esiyor. Yapımcı, oyunun merkezine bu ünlü diziyi almış. Senaryo, yer yer diziyle birlikte ilerliyor. Fakat yanlış anlaşılmasın; başarılı bir eserden sadece kopyalanmış bir oyun değil. Bireyi özgün kalmaya zorlayan bir yapı ortaya konmuş.

Uzak bir galaksiden derin derin düşlere…

Oyundaki karakterler, tıpkı Orwell’in “Hayvan Çiftliği”ndeki gibi çeşitli hayvanlardan oluşuyor. Ana karakterlerimiz de öyle. Maceraya başlamadan önce bizden iki karakterden birini seçmemizi istiyor: gazeteci Thomas ve gizli polis Bob. Thomas, erken erişim döneminden itibaren özenle geliştirilmiş bir figür olduğu için benim tercihim o yönde oldu. Bob’u biraz ihmal ettim, affınıza sığınarak. 🙂 Bu nedenle ilerleyeceğimiz kısım Thomas ile olacak. Merak etmeyin, oyun da sizi baştan Thomas’a yönlendiriyor.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Thomas, belediye başkanının gizli işlerini ifşa etmeye karar verince, karanlık güçler ona rüşvet teklif ediyor. Ancak Thomas bu teklifi reddedince, başı dertten kurtulmuyor. Bir soruşturma başlatılıyor, çetrefilli kumpaslar devreye giriyor ve Thomas içeride mahkûm kalıyor. Türkiye’deki insanların bu tür korkunç senaryolarla empati kurması zor olabilir, ama böyle ülkelerde de hayat var…

Her neyse, Thomas, Siliv-Öhömm Boulderton’da zor günler geçirirken, araştırmasına devam edebilme umudunu kaybetmiyor. Ancak dışarıda bile işlerin yürütülmesi oldukça zorken, içeride bunu başarmak neredeyse imkansız. Fakat cengaver gazeteci pes etmeyecek! Avukatı Reed ile birlikte çözüm arayışına giriyorlar. Burada önemli bir detay var: Gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için yalnızca 21 günleri var. Seçimlerden önce her şeyi açığa çıkarmaya yemin etmiş bir gazeteci olarak bu süre sonunda oyunun nasıl sona ereceğine dair ipuçları var.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Hayattan da gözle bir isyan…

Şimdi böyle bahsedince, sanki simülasyon oyunu değil gibi görünüyor değil mi? Ah keşke öyle olsaydı… Back to the Dawn, sadece bir simülasyon değil, son derece zor bir simülasyon. Belki de sorun bende, pek çok kötü karar alan ve süreçleri yönetmekte zorluk çeken biri olmamda. Başlangıçta karşılaşılan zorluklar pek fazla hissettirmiyor; temel olarak beden ve zihin sağlımızı korumamız gerekiyor. Aksi takdirde sonuçlar fena oluyor. Bunu sağlamanın yolu ise doğru beslenmekten geçiyor. Ayrıca dinlenme, uyku, duş almak gibi faktörleri de ekleyerek vücut sağlığımızı koruyabiliyoruz. Ruh sağlığımız içinse, sosyal ve manevi unsurları da göz önünde bulundurmalıyız. Güzel bir film izlemek, dua etmek gibi aktiviteler de zihnimizi dinç tutmaya yardımcı oluyor.

Bu dertler arasında bunlarla da ilgilenmek zorundayız. “Ama bunlar basit şeyler!” diyorsanız, yanıldığınızı söyleyeyim. Mesela yemek sonrası tuvalet ihtiyacımız var. Korkular peşimizde dolanırken, su içmek, yatmadan önce diş fırçalamak ve her gün duşa girmek de şart. Bu temel şeyleri aksatmanın sonuçları oldukça sert olabiliyor.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Bu oyundaki zorluk, bütün bu ihtiyaçları hapishanedeyken karşılamak başlıyor. Çeşitli görevleri yerine getirmemiz, yasal olmayan yollarla dışarı çıkmamız gerekiyor… Ama en sonunda diğer mahkumlardan sabun istemeye kadar gidebiliyorsunuz. Evet, SABUN. İhtiyacınız olan bir miktar para kazanıp, eldeki tüm paranızı harcarken, diğer mahkumların sizin borcunuzu kapmasına da göz yumuyorsunuz. Sonuç olarak, sağlığınızı, paranızı ve moralinizi kaybediyorsunuz.

Bir savaşa yataklık eden zorluklar.

İşin kaçış kısmında kaynak yönetimi daha zorlayıcı hale geliyor. Tüm hazırlık ve aktiviteler, mecburen gece yapılıyor. Bu da kaynakları yönetmeyi iyice zorlaştırıyor. Bazı geceler, yapacak çok şey olmasına rağmen sadece yatıp uyumak zorunda hissedebiliyorsunuz. 🙂 Kısacası, zor. Gerçekten çok zor. Oyuncuyu sinirden delirten olaylarla karşılaşmak ve her bir kuruşun hesabını yapmak zorundasınız. Aniden yaşanan bir sürpriz, insanı çılgına çevirebilir.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Zor ama bir o kadar güzel!

Peki, oyunun bu zorlu ve sert yapısı, peşinden gelen başarılarla örtüşüyor mu? Bence hayır. Net bir şekilde ifade etmek gerekirse: Back to the Dawn güzel bir oyun. Sert atmosferi ve hayatta kalma mücadelesi, içinde bulunduğumuz atmosferi fazlasıyla zenginleştiriyor. Piksel tasarımı da oldukça hoş; her bölüm titizlikle işlenmiş. Görev tasarımları ve yetenek sistemi oturmuş bir yapıda. Yani daha ne olsun ki?

Ancak oyundaki aksiyona geldiğimizde, burada işler biraz sekteye uğruyor. Temel hareketlerin dışında gerçekleştirilebilecek eylemler, ya mini oyunlar ya da zarlarla ilgili. Mini oyunlar yaratıcı ve eğlenceli, onlara bir itirazım yok. Ancak, zarlar ile olan etkileşim, bunca zorluk içinde işleri karmaşıklaştırabiliyor ve bazen hassle olabiliyor. Düşünmek gerekirse, dövüş sistemi de oyunun eksi hanesine eklenebilir. Karakterimizin yeteneklerine bağlı olarak dövüş, sıra tabanlı bir yapıda; fakat biraz daha renkli ve çeşitli olmasını beklerdim. Neyse ki, dilediğiniz şekilde oyunu bitirme şansınız mevcut.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Kontrol bizde, dikkat!

Evet, kontrol tamamen bizde. Verdiğimiz kararların belirleyici sonuçları olduğunu unutmamak lazım. Ancak, bazen bu durum oyunu aşırı derecede zorlaştırabiliyor. Yanlış bir karar, tüm paranızı kaybetmenize, hapishanede kötü bir üne sahip olmanıza ya da hücreye kapatılmanıza neden olabiliyor. Bir yanlış kararın sonuçlarını tekrar düzeltmek, 21 gün süren oyunun 1/7’si kadar bile sürebiliyor. Bu, bazı oyuncular için çok fazla olabilirken, diğerlerine ise “Yeter artık!” dedirtebilir. 🙂 Ben yine pozitif taraftayım.

Ayrıca mekan çeşitliliği açısından oyunun oldukça zengin olduğunu belirtmeliyim. Genel olarak hapiste geçen oyun, hapishanenin farklı ve titizlikle tasarlanmış bölümlerini içeriyor. Flashbackler ve hapishane dışındaki kısımlar da eklenince, tek mekana bağlı bir yapının yaşatmadığını rahatça söyleyebilirim.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Stres ve eğlence birleşiyor mu?

Özetle, Back to the Dawn, basit bir hapisten kaçış simülasyonunun çok ötesine geçiyor. Verimli bir erken erişim süreci, oyuncuları dinleyen bir yapımcı ve bir araya getirilmiş harika fikirler sonucu başarılı bir çalışma ortaya çıkmış. Elbette bazı eksiklikler var ama zorlu bir tür için makul sayılacak seviyede. Sürekli güncellenmesi ve tekrar oynanabilirlik açısından vaat ettikleri ile birlikte, türün meraklıları için kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir yapım.

Back to the Dawn: Zorlu Bir Hapiste Kaçış Simülasyonu İle Gerçekçi Bir Hikaye

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?