Warhammer 40K: Battlesector İncelemesi – Blood Angels’ın Savaş Ruhuyla Tanışma
Warhammer 40K: Battlesector incelemesi ile Blood Angels'ın efsanevi savaş ruhunu keşfedin, strateji ve aksiyon dolu bir evrende kaybolun!
5 saat önce

Böyle bir ortamda, küçük savaşçılar belki de tüm umutlarını kaybetmiş olabilir, ancak onlar onurlu Sanguinius’un soyundan gelen Blood Angels Space Marine’lerdi. Ataları, karanlık günlerde İmparator’un yanında döğüşmüştü ve bu mirasa asla leke sürmeyeceklerdi.
Games Workshop’un yıllarca süren tutumunu değiştirip ticari lisans politikasında daha esnek davranmasıyla birlikte, etraf oyunlarla dolup taştı. Dawn of War gibi gerçek zamanlı strateji oyunları, Mechanicus ve Gladius gibi sıra tabanlı stratejiler ve 10 yıllık Space Marine gibi FPS türündeki oyunlar bu yeni dalga içinde öne çıkıyor. Ancak, Inquisitor: Martyr gibi sıkıntılı başlayan, Eternal Crusade ve Eisenhorn: Xenos gibi büyük umutlarla beklenip hüsranla sonuçlanan oyunlar da mevcut. Bu dönemde kalan oyunların çoğu sıra tabanlı hayal kırıklıkları ya da “telefon için geliştirdik ama PC’den de kazanabiliriz” yaklaşımıyla yapılmıştı. Neyse ki, bu lisansa sahip pek çok oyun Space Marines – hatta Ultramarines – üzerine yoğunlaşınca yeni nesil oyunlarla azınlıkta kalmış durumda. Space Wolf ve Blood Raven gibi farklı chapter’lara sahip oyunlar da karşımıza çıktı, ama Xenos’u görmek de bir başka arzumuz. Üzerine sayısız kitap yazılmış olan Horus Heresy gibi tarihi bir dönemin olması da ayrı bir beklenti doğuruyor.
Oyun, Sanguinius’un oğulları olarak Blood Angels’ın savaş ruhunu yansıtarak deneyimi zenginleştiriyor. “Onlar benim Space Marine’lerim ve onlar korku nedir bilmeyecekler” – İmparator. Battlesector, Blood Angels chapter’ını ve Zerg’lerin ilham kaynağı olan Tyranid ırkını merkeze alarak başladı. Bu konu başlamadan önce bile beni olumlu bir havaya soktu. Yapımcı, kesinlikle W40K masaüstünü ve romanlarını seven oyuncuları hedef aldı. Bu, oyunda hem artıları hem de eksileri hissettiren bir durum. Oyun, masa üstü W40K deneyimine en yakın biçimde tasarlandı; kendi ordunuzu oluşturup yeni birliklerle genişleterek belirli bir puan aracılığıyla sahaya sürüyorsunuz. Bu, oldukça eğlenceli bir sıcak koltuk ve çok oyunculu deneyim sağlıyor. Haritayı bilmek ve dengeli bir takım oluşturmak burada önemli. Senaryo modu çok zor değil, hatta sıra tabanında uzman iseniz bir üst seviyeden başlayabilmek mümkün. Senaryo süresi ise yaklaşık 20 saat civarında olup, görevler pek çeşitlilik göstermiyor: “şu nesneyi bul, vatandaşları koru, şu kapıyı aç, kalanları temizle” gibi görevlerle ilerliyor. Eğlenceli, ancak tekrar oynanabilirlik açısından zayıf. Ana görevi tamamladıktan sonra haritayı temizlemek zorunda kalmak, bazen sıkıcı hale geliyor. Hikaye sunumu da DoW’a kıyasla oldukça zayıf, heyecan verici diyaloglar ve güzel sinematikler bekleniyor. Yapay zeka çok parlak değil fakat iyi bir rakip ile sanal bir masaüstü deneyimi sunabiliyor.
“Binyüz yıl boyunca savaştım ve galaksimizdeki karanlığı gördüm…” – Blood Angel Bölük Kumandanı Dante. Yapımcılar, bu oyunu tasarlarken W40K lore’una aktif olarak aşina olanları hedeflemiş. Belirli detayları yakalayabilmek için Indomitus Crusade veya Guilliman gibi isimler ile günümüz oyuncularının tanıdık olması bekleniyor. Hikayedeki kahramanların bu isimleri sıkça anması, aşina olmayan oyuncular için sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Öte yandan, kahraman birimler seviye atlamıyor ama görevleri tamamladıkça yetenek ağaçları açılabiliyor.
Oyun içindeki aksiyon yoğunluğunu belirleyen değer ise momentum olarak adlandırılıyor ve kazandığınız nasıl değiştiğine göre farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Blood Angels Red Thirst adlı genetik bir mirasa sahip. Bu durum, düşmanı vurdukça momentum kazanarak oyunda kendini gösteriyor. Blood Angel’ların çılgınlığı bununla da kalmayıp, Black Rage’e girince zırhlarını siyah yaparak Death Company adlı bir grupta ölüme gitme eğilimindedir. Sisters, hasar aldıkça (biraz sado-mazo) momentum kazanırken, Tyranid sinaptik liderlerinin etkisi altında kalınca etkileniyor. Momentum 100’e ulaştığında ek hareket puanı ya da yetenek güçlenmesi (Surge) gibi durumlarla karşılaşılabiliyor. Overwatch modu ise belirtilen bölgeden gelen saldırılara karşı hazırlıklı olunmasını sağlıyor. Yukarıdan ya da aşağıdan saldırmak, düşmanla mesafe ve ateş açısı başarı oranını etkiliyor. Cover özelliği genelde işe yarıyor ama bazı durumlarda yetersiz kalabiliyor. Görev öncesinde, seçtiğiniz birimlerden sahip olduğunuz sınırlı puanlarla bir ordu kuruyorsunuz; cepheye fazla birlik taşısanız bile belirlenen puanınızı geçemiyorsunuz.
“Hoş geldin Melek, sefalar getirdin” – Candan Erçetin. Battlesector’un seslendirmeleri ve müzikleri, W40K atmosferini başarılı bir şekilde yansıtsa da, bir Dawn of War kalitesine ulaşamadığı da aşikar. Grafikler, oldukça gelişmiş bir Dawn of War 2 havası yaratıyor fakat keşke arazinin hasar görerek şekillendiği bir yapı olsaymış. Kan, duman ve barut kokusu (bu yok ama) ile etrafta yığılan cesetler, korkunç bir savaş alanı görüntüsü veriyor.
Yapımcı, tanıtım görselinde bir yıllık planlarını açıklayarak yeni taraflar, haritalar, turnuvalar, optimizasyon ve konsol sürümleri üzerinde çalıştığını belirtti. Muhtemelen sırası değişse de Ork, Chaos SM (tarih çizelgesine göre Death Guard) ve birkaç chapter daha eklenecek. DLC’ler ile oyunlarında yeni içerikler sunmaya devam edecekler. Son olarak, Battlesector ile Black Labs, diğer oyunlarına olan saygıyı devam ettiriyor. Mevcut haliyle, gelecekte potansiyel vaat eden, eğlenceli ve Türkiye için uygun fiyatlı bir oyun olarak değerlendirilebilir; ancak bazı eksikleri de bulunuyor. W40K tutkunları için puanınıza yarım daha ekleyebilirsiniz, fakat eğer daha önce bu dünyayla tanışmamışsanız yarım puan çıkarabilirsiniz.
MİNİ W40K: BATTLESECTOR SÖZLÜĞÜ
W40K dünyasına yeni olanlar için genel bilgiler sunarak detaylara inelim. Aşağıda yer alan başlıklar ve daha fazlasıyla ilgili olarak detaylı olarak takip edebileceğiniz romanlar ve Fandom sayfaları mevcuttur. İlk kez W40K ile tanışacak olanlar için, 30K yılındaki olayları anlatan Horus Heresy serisinin ilk üç romanı önerilir. Space Marines’i tanımak isteyenler, meşhur chapter’ların Omnibus serilerine göz atabilir.
|
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?