F1 2021 İncelemesi: Codemasters’ın Yükselişi ve EA’nin Etkisi

Yılın en heyecan verici anlarından biri daha geldi. FM ya da FIFA gibi oyun tutkunları her yıl yeni sürümleri bekliyorsa, biz motor sporları meraklıları da her yıl yeni bir F1 oyunu için sabırsızlanıyoruz. Son yıllarda yükseliş gösteren Codemasters, adeta bu seriyi bir altın çağa taşırken, bu sefer neler sunduğuna birlikte göz atalım.

Öncelikle, Codemasters’ın büyük bir dönüşüm içinde olduğunu belirtmek gerek. F1 2021’in çıkışından birkaç ay önce, Codemasters’ın Microsoft bünyesine dahil olacağı haberi beni oldukça mutlu etmişti. Ancak, EA’in son dakika hamlesiyle Codemasters’ı kendi bünyesine katması, birçok oyuncunun kalbini kırmış durumda. Yanlış anlamayın, bu yazıda EA’yi eleştirmek istemiyorum fakat bu değişimin ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki, korkulan senaryolar burada da yaşandı.

İncelemenin bir diğer yüksek noktası fiyatlandırma konusu. EA’in spor oyunlarındaki genel politika, F1 oyunlarına da yansıdığını gözlemliyoruz. Niş bir kitleye hitap eden bu oyun, artık ülkemizde neredeyse hiç alıcı bulamayan bir fiyat aralığına yerleşti. 2016’dan bu yana Steam kütüphanemde yer alan ve her yıl 70-90 lira arası aldığım oyunun, şimdi 420 lira gibi bir fiyata satılması düşündürücü. Peki, bu 420 liranın gerçek karşılığı nedir, F1 2021 nasıl bir deneyim sunuyor? İşte bugün bu konulara odaklanacağız.

EA Laneti

Her yıl en az bir kez FIFA oyunlarıyla buluşmaktan kaçınmam. Ama yeni çıkan FIFA’ları hemen satın almak için gümüş bir çerçeveye ihtiyaç duymuyorum. Bunun sebebi, oyunların yıldan yıla sürekli aynı yapıda olması. EA her yıl “bu yıl çok daha iyisini yaptık” söylemiyle karşımıza çıkıyor, ancak gerçekte FIFA serisi neredeyse durmaksızın aynı yerde sayıyor. İşte bu durumu “EA Laneti” olarak adlandırdım.

Electronic Arts’ın spor oyunları sektörü üzerindeki etkisini göz ardı edemeyiz. NHL, Madden, FIFA ve UFC gibi birçok markayı elinde tutarak, sporda ortaya çıkan bu tekrar eden sorunları da çözemsiz kalıyor. Her yıl çıkan oyunları dert eden oyuncular, bu oyunlardaki yenilik eksikliğinden yakınıyorlar. Madden’ın son oyunu büyük eleştirilere maruz kalırken, UFC’nin son versiyonu da aynı akıbeti yaşadı. Ancak EA, sürekli aynı sorunlarla dolu oyunlar çıkartmasına rağmen satış rakamları etkilenmiyor. İşte bu noktada “EA Laneti” ortaya çıkıyor.

Rekabetin neredeyse sıfıra indiği bir hale gelen EA Sports, yılların PES’ini tarihe gömen FIFA gibi, başka bir alternatifin de varlığını birçok kez zayıflatıyor. Yani başka bir oyun bulsanız bile favori oyuncularınızla oynayamayacağınızı bilmek can sıkıcı. EA, bu durumun bilincinde ve her yıl yeni oyunlar sunarak kasasını doldurmaya devam ediyor. Peki, bunun nedenine gelince? Çünkü F1 serisinin yönünde ilk kez dikkate değer değişiklikler fark ettim.

Paddock’ta Gerginlik!

Seriyi ve F1’i çok sevdiğimi belirtmeliyim. Arkadaşlarımla konuştuğumda F1 2021’i önerdiğim de doğrudur. Ancak, Codemasters’ın göz ardı ettiği bazı unsurlar kesinlikle gözden kaçırılacak gibi değil. Genelde titiz bir şekilde inceleyip geliştirdiklerini bildiğimiz yapımcı, bu sefer beklenmediği şekilde özensiz kalmış. Ve değerli oyuncular, bu dikkatsizliği oyunun hemen her alanında hissedebiliyorsunuz.

Öncelikli eleştirilerden biri, oyunda yeni pistlerden birçoğunun bulunmaması. Mevcut pistlerin bir kısmı da eski düzenleriyle kullanılıyor. Codemasters’ın Imola, Portimao ve Cidde pistlerini oyuna ekleyeceğini duyurduğunu biliyoruz ama oynadığım süre boyunca bu pistler oyunda yer almıyordu. Bir başka hayal kırıklığı ise İstanbul Park’ın “eklenecek” listesinde yer bulamamış olmasıydı. Yani F1 yıllar sonra ülkemize dönmüş olsa da, 2011 yılından bu yana İstanbul Park’ı hiç kullanamadık. Bu durum oldukça üzücü.

Fakat burada geliştirici ekibi eleştirmek için bir neden yok; zira bu durumu daha önceden bildirmişlerdi. Codemasters’a eleştirebileceğimiz tek nokta ise, bu kez konu hakkında neden bu denli sessiz kalındığı. Oyun çıkalı yeterince zaman geçmesine rağmen, vaad edilen pistlerin hala eklenmemesi ve oyunculara net bir yanıt verilmemesi, daha önce görmediğimiz bir mesele.

Oyun içindeki gelen güncellemeleri (hotfix) incelediğinizde, yaşanan hata ve sıkışıklıkları anlamak oldukça kolay. Örneğin ben, ses konusunda büyük sıkıntılar yaşadım. Kablosuz kulaklıkla denediğimde ses kalite sorunlarıyla karşılaştım ama bunu kablolu kulaklığa geçerek çözebildim. Ancak, bu tür özensizlikler Codemasters’ın önceki işlerindekinden çok daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkıyor.

Bu Benim Hikayem

F1 serisinden tereddütle beklediğim bir özellik hikaye modu oldu. FIFA serisinin bir dönem denediği gibi, tercihlerinizi yönlendireceğiniz bir hikaye modunun F1 oyununa çok uygun olacağını düşünmüştüm. 2019 yılında bu açılımda bir deneme yapan ekibin bunu çok daha iyi yapabileceğine kesinlikle inanmıştım. Bu nedenle “Breaking Point” olarak adlandırılan yeni mod tanıtıldığında heyecanım arttı. Ancak, bu hikaye aracılığıyla kurduğum hayallerim üçüncü yarışla birlikte sona erdi.

Breaking Point’in bir hikaye sunması doğru ancak yaptığınız hiçbir şeyin bu hikaye üzerinde etkisi yok. Oyunun size verdiği görevleri tamamlamanız bekleniyor ve tamamlayamazsanız yarışa baştan başlamak zorundasınız. Tüm bu yazının yanı sıra bu fırsatın nasıl kaçırıldığına dayanarak kendimi tutmak zor ama sadece sinematik izleyip sonra kuraları takip etmeniz ne kadar üzücü olabilir ki?

İşin bir diğer yönü, iki karakter arasında bağlantı kurmanın neredeyse imkansız olması. Ben şahsen kendimi bu ikiliyle yakın hissetmekte zorluk çektim. Bu noktada karakterlerin kararlarının sizin kontrolünde olmaması ve motivasyonlarının net bir şekilde yansımaması büyük bir faktör. İlk bölümde deneyimsiz karakterle oynayıp sonrasında daha tecrübeli bir yıldıza geçmeniz ise bir bağ kurmayı güçleştiriyor. Her şey bir mod olabilecek kadar muhteşem görünse de, ne yazık ki yetersiz kalıyor. Karakterlerin duygusuz bakışları ve animasyonları, bu hikayenin kalitesini daha da düşürüyor.

Bir kaç seçim, bu seçimlerin yarıştaki sonuçları ve paddock’ta yaşanabilecek diğer aksiyonlar, bu modun daha eğlenceli olmasını sağlayabilirdi. Fakat sadece sinematik izlemek ve ardından yola devam etmek oldukça hayal kırıklığı yaratıyor. Yarış sırasında yaşanan tüm olaylar bittiğinde sunumda yansımıyorsa, bu durum benden kopmamı sağlıyor. Mod, çok tanıdık bir “kötü karakter” içerse bile beni bağlayabilmiş değil.

Kafalar Karışık

Elbette oyunun teknik hatalarını göz ardı etmemek lazım. Örneğin, motor sesleri konusunda hassas bir oyuncu olarak motor seslerinden pek tat alamadım. Yeni oyunda elektrikli motor sesini güçlendirmek isteyen Codemasters, bu konuda sadece Alpine ile başarılı olmuş gibi görünüyor. Hatta bu nedenle standart yarışlarda sadece Alpine ile oynamayı tercih ettim. Çünkü ilk yarışta kullandığımız F2 aracının sesi çok daha iyi bir şekilde duyuluyordu. Ama üretici ekip, 2020 seslerinin üzerine sadece elektrikli bir tını ekleyerek geçmişteki çalışmalara sadık kalmış.

My Team modu, her zaman olduğu gibi harika bir deneyim sunuyor. Geçen yıl bu modu tanıtan ekip bu yıl da gerekli iyileştirmeleri yapmış. Önceki yılda da oldukça gözlemlenebilirken bu seneki güncellemelerin pista olumlu etkisini daha net görebiliyorsunuz. Örneğin, arabanız bir duvara çarptığında artık sadece ön kanadınız yok olmuyor. Aerodinamik açıdan da hissiyatın güçlendiği çok açık ve bu değişiklikler, en küçük güncellemelerin bile aracın yapısını etkileyebileceğini gösteriyor. Bu değişiklikleri gamepad ile bile hissedebildim. Ancak bu seviyedeki gerçekçilik, yeni başlayan oyuncular için biraz zorluk yaratabilir. Yeni başlayan oyunculara tavsiyem: Kerblerden uzak durun!

Bunların yanı sıra en büyük sıkıntı kullanımı karmaşık hale gelen UI geliştirme ekranı oldu. Geçen yıl My Team’in geliştirme ekranının daha sadeliğini tercih ettiğimi belirtmeliyim. Geliştirici, önceki yılki sistemi karmaşık bulmuş olacak ki, tamamen sıfırdan bir düzenleme yapmış. Artık tüm ağa tek bir noktadan değil, en ince ayarlarla bakmanız gerekiyor. Anlatımlar ve ekstralar oldukça derin bir şekilde ifade edilirken, bu durum kafanızı karıştırmaya ve istenmeyen güncellemeler yapmaya yöneltiyor.

Bir de hâlâ geçmişten kalma iletişim sistemi koruma altına alınmış. Evet, birkaç yıldır F1 incelemesi yazıyorum ve bu sistemi değiştirme zamanının geldiğini düşünüyorum. Yarış bittikten sonra yöneltilen sorular, belirlenen cevaplarla yanıt verilmek zorunda kalmak oldukça can sıkıcı. Buradaki ara sahne bile hemen hemen yıllardır aynı kalmış durumda. Zorlu bir yarış sonrası basın toplantısına katılmak ve başka seslerden sorular almak çok daha keyifli olurdu. Geçmişte F1 serisinin denediği bir şeydi. Ama şu an, yıllardır aynı kelimeleri duyarak devam ediyorum.

Oyunun genelinde mevcut olan bir başka sıkıntı da yarış mühendisinin genelde yarış boyunca sessiz kalması. Bunlar yıllardır devam eden tekrar eden hatalar.

Nedir bu Online’ın hali?

Aslında F1 oyunlarının çevrimiçi modlarından pek memnun değilim. Start anındaki kazalar, oyuncuların uçarak birbirine çarpması ve kazalara yol açan gereksiz manevralar beni gerçekten yıpratıyor. Fakat oyun ilk çıktığında çevrimiçi modda ciddi hatalar olduğuna dair pek çok şikayet aldım. Oyuna girdiğimde bu tür bir sorunla karşılaşmadım diyebilirim. Ancak, bunun hem kodu geç almamızdan, hem de bu süreç içerisinde bulunan güncellemelerden kaynaklandığına inanıyorum.

Diğer yandan mod her zaman olduğu gibi karmaşadan besleniyor. Yarım saat içinde oyunu oynarken gamepad’im neredeyse sırılsıklam olmuştu ve gerçekten de bir ömrüme 3 yıl vermiş oldum.

Son Söz

Her zaman söylediğim gibi, F1 oyunları niş bir kitleye hitap ediyor. Eğer kendinizi bu kitle içinde buluyorsanız, F1 2021 kesinlikle oynayabileceğiniz en iyi oyunlardan biri. Tüm özellikleriyle birlikte bizim oyunumuza ve deneyimimize damgasını vuruyor. Ancak, yazıda belirttiğim olumsuzluklar, Codemasters’ın ilgisizliğini göz ardı etmemiz anlamına gelmiyor. Yıllar sonra bu kadar hatalı bir oyun ortaya koyan ekibe “Et tu, Brute?” demekten kendimi alamıyorum. Yine de serinin hayranları için, bu oyun kesinlikle keyifli anlar sunacaktır.