Horizon: Forbidden West – Aloy’ın Yeni Macerasında Zaman ve Tehlikenin Dansı

Aloy, Aloy, Aloy… Daha dün gibi hatırlıyor musun ilk tanışmamızı? Ama iki taraflı bir hafıza yanılsaması bu. Zaman ne çabuk geçti; sana çocukluk günlerinden uzak, makinelerin vahşet saçtığı bu geniş ve korkutucu alanlarda tam 5 yıl geçti. Herkes, dağın içindeki varlık için “Tanrıça” demişti, değil mi? Ama sen ortada “Tanrıça” olmadığı gerçeğini çoktan kavramıştın. Onların bunu anlaması için çaba gösterdin, ama insanoğlu bazen yanlışa daha çok sarılmayı seçiyor. Ne dersen de bildikleri yolda ilerlemeye devam edecekler. Zero Dawn’da yalnızca çocukluğundan kopmadın; “insan” olmakla ilgili daha derin bir yolculuğa da çıktın, ama belki de o tarafın hiç orada olmadığını keşfettin.

Hades’i alt etmenin her şeyin sonu olacağını düşündün. Tüm kötülüklerin kaynağının Hades olduğunu düşünmek kolaydı. O ortadan kalkınca her şeyin düzeleceğini umdun. Ama durum öyle değildi. Hades, sadece bir piyon; işin ardındaki gerçek tehlikeden habersizdin. Onun gidişiyle birlikte her şeyin ortadan kalkmayacağını kabullenmelisin. Meridian’ın kurtarıcısı olarak anılmak seni biraz olsun rahatlatabilir miydi? Arkadaşlarınla vakit geçirip zaferin tadını çıkartsan hoş olmaz mıydı? Hayır, çünkü işin başındakinin Hades olmadığını çok geç anlamıştın. Peki, o dost gibi görünen Sylens neredeydi? Kendi zihnindeki kıymetli bilgi, seni hem en yakın dost hem de en kötü düşman yapabilirdi ve bunu sen de çok iyi biliyordun.

Sadece 6 ay sonra, Hades’in düşüşünden sonra dünya hoş olmayan bir sıradışılıkla dolup taşıyordu. Kırmızı bir kütle, canlıları yok etmeye başlamıştı. Nereye baksan, parmaklarının ucunda her an karşılaştığın bu ölümcül kırmızılık vardı. Çiçekler, ağaçlar derken, bu küf benzeri şeyle temas eden hayvanlar da bir bir yok olmaya başlayacaktı. Hades’in öldüğü belki bir şekilde saldırgan makineleri durdurmuştu ama bu kırmızı tehdit çok daha korkutucuydu. Nereden geldiği belirsiz fırtınalar, Hades’in yokluğuna rağmen hala savunmasız olan yaratıkları tehdit etmeye devam ediyordu. Aloy, bu sebeplerden ötürü zafer sarhoşluğuna tutulmamayı başardı. Doğanın dengesini yeniden sağlayabilecek tek kişi olduğuna inanarak kendini hazırladı; Elizabeth’in hayallarını gerçekleştirmek için yol almalıydı.

Başlangıçta işin kolay göründüğünü düşünebilirsin; Gaia’nın yedek kopyasını bulup ekosistemi restore et. Birkaç zıplama ile birkaç robotu köşeye sıkıştırınca bu mesele hallolacak gibi görünüyordu ama asıl yolculuk şimdi başlayacaktı. Bu, hayatında adım atmadığın “Yasak” topraklara doğru gitmek anlamına gelse bile… Horizon: Forbidden West sonunda aramızda ve birkaç gün içinde sizlerin de bu deneyimi yaşaması mümkün. TLDR; oyun gerçekten harika, devasa ve inanılmaz eğlenceli. Ancak biraz sabırlı olmakta fayda var çünkü oyunun başlarında hız kesmenize neden olacak durumlar da mevcut. İlk iki saat içinde “Ben bu yerleri biliyorum, yasak mekanlar nerede?” diye düşünürseniz, Forbidden West aslında önceki oyunların bir ön bağlayıcısı olarak sahneye çıkacak ve karakterimiz ufuklarda bakarken o “Oyun şimdi başlıyor” ibaresiyle karşılaşacak. İlk başta “Yahu bu kadar uğraştım, neden bir Trophy bile kazanamadım?” diye düşündüm ama yapımcılar aslında uzun bir “Hakkımızda” metniyle beni karşılamaya hazırlanıyormuş.

Sonrası ise “Önsöz” kısmına geçiyor. Yasaklı Batı’ya adım atmak için hala kat edilmesi gereken çok yol olduğunu çabuk anlıyoruz. Doğu Güneş Krallığı ile Batı’nın savaşçı kabileleri arasında süregelen çatışmalar, onları bir tür ateşkes anlaşmasına zorlamakta. Batı’ya geçmek istiyorsak doğu ve batının temsilcilerinin buluşmasına mani olan engelleri aşmalıyız. Bu noktada eski dostlarla karşılaşıyor, Varl ile arkadaşlık kurmaya çalışıyoruz ve Erend’in garip hikayelerine katlanmak zorundayız. Bu arada, oyun boyunca eski dostların erkek karakterlerinde bir “liseli tripleri” var ki sormayın. Sanki herkes Aloy’a aşık ve onun beklenmedik gidişi onları hayattan bezdirmiş gibi. Bir süre sonra bu durum çözüme kavuşuyordu ama başlarda epey baskın bir tavır bu.

• Pullcaster yeni sihirli tılsımınız. Gidecek yer kalmadıysa yukarılara bakın. Elbet bir pullcaster bağlantısı vardır.
• Sağda solda gördüğünüz arabaları mutlaka talan edin. Sadece bagajı değil, motorda da ne var ne yoksa götürün!
• Zelda esintisi veren Glider’ınızı her fırsatta kullanın. Sadece aşağılara inmek için değil, bazı alanları hızlıca geçmek için de birebir kendileri.
• Silent Strike hem zamandan hem sinirden tasarruf ettiriyor. Herkese kafa göz dalmaya çalışmayın.
• Oyuna başlar başlamaz herşeyi yapmaya, haritadaki her işareti bulmaya çalışmayın. Piliniz çabuk biter çünkü Forbidden West koocamannn bir dünya sunuyor.
• Yetenek ağaçlarını kısaca gözden geçirin ama hangisini alsam diye strese girmeyin. Bolca yetenek puanınız olacak. Valor Surge yeteneklerine odaklanın.
• İlk alacağınız skillerden birkaçı göğüs göğüse çarpışma becerilerinizi arttıranlardan olsun.
• Çoğu zaman oyun sizi “Missing Tool” diye uyarsa da eğer ulaşamadığınız bir soru işaretine denk gelirseniz boşuna kasmayın. Herşeyin zamanlaması var. Elbet o kısmı geçmek için gereken araç gereci bulacaksınız.

Oyun meraklılarına, Horizon: Forbidden West’in keyfi azımsanacak gibi değil. Bu deneyim, yalnızca görsel güzellikleriyle değil, sunduğu derinlik ve zengin içerikleriyle de dolup taşıyor. Geliştiricilerin titizlikle çalıştığı her nokta, oyuncunun yeni maceralara atılmasını adeta çağırıyor. Hades’in ötesinde yeni düşmanlar ve yapılarla karşılaşacak, her seçimde farklı sonuçların kapısını aralayacaksınız. Bu sebeple, zamanı boşa harcamadan o büyük dünyayı keşfetmeli, farklı görevleri tamamlamalı ve Aloy’un hikayesini yeni bir boyuta taşımalısınız.