B.I.O.T.A.: Nostaljik Bir Metroidvania Deneyimi

Nostalji, insanın içini kemiren oldukça sinsi bir duygudur. Bazı oyunları ve filmleri özlemle hatırlarız, ancak onlara geri döndüğümüzde acı bir gerçekle karşılaşabiliriz: Çocukken en sevdiğiniz film veya oyunun, aslında pek de iyi olmadığını fark edersiniz. Kendinizi “Ama zamanına göre iyiydi yeaa” diyerek avutabilirsiniz ama bu, hevesinizin kursağınızda kalma gerçeğini değiştirmez. Neyse ki, günümüzde geniş bir bağımsız oyun sektörü mevcut ve bağımsız geliştiriciler her zevke hitap etmek için burada. İnsanlık olarak, daha karmaşık hale gelen yaşamlarımızda nostalji gerçekten bir ihtiyaç hâline geldi. Hepimiz, her şeyin daha basit ve daha güzel olduğu o eski günlere dönme arzusunu taşıyoruz. Ancak, “o eski günler” ve oyunlar belki de hatırladığımız kadar güzel olmayabilir. Geliştiriciler de bu eski duyguları yaşatmayı amaçlamakta ve modern tasarım teknikleriyle yeni deneyimler sunmaya çalışmakta.

Eski Tadında ve Güzel

İşte bu uzun girişten anlayacağınız üzere B.I.O.T.A., işte bu şekilde tasarlanmış bir oyun. 16×16 piksel boyutundaki karakterler ve yalnızca 2 bitlik renk paleti (toplamda 4 renk) ile GameBoy dönemini anımsatıyor. Buradaki “anımsatıyor” sözcüğü önemlidir; çünkü kesinlikle animasyonlar daha akıcı ve grafikler daha detaylı. Detaylar genellikle hoş, her bölgenin kendine ait bir kimliği var. Ancak bazı yerlerde bu aşırı detay, oyuncuyu boğabilir ve etraftaki unsurları ayırt etmekte zorluk yaşayabilirsiniz. Neyse ki, fazla ayrıntılı görseller kafa karıştırıcı olduğunda bile oyun, sinir bozucu olmuyor. Çünkü harika bir kayıt sistemi mevcut: Ekranda düşman yokken tek bir tuşa basarak oyununuzu kaydedebiliyorsunuz! Bu, bildiğiniz hızlı kayıt tuşu gibi bir şey. Kulağa basit gelebilir ama bu tarz bir hızlı kayıt sistemini platform oyunlarında pek yaygın görmediğimi söyleyebilirim. Emülatörlerdeki Save State değildir, çünkü bu sistem legal ve “gerçek retro oyuncu polisi” ceza kesmeden istediğiniz yerden kaydetmenize olanak tanır; gerçekten büyük bir avantaj. Denemeyen bilemez!

Her Platformu Metroidvania Olarak Görmeyin

B.I.O.T.A.’nın oynanışına geldiğimizde ise biraz daha farklı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Oyun, kendini aksiyon dolu iki boyutlu bir Metroidvania olarak tanıyor ve aksiyon kesinlikle yerli yerinde. Düşmanlara ve boss’lara dalıyoruz ama Metroidvania unsurlarında bazı eksiklikler mevcut. Çizgisel bir ilerleme olmasa da, silahlar, yaratıklar ve boss’lar Metroid’i hatırlatıyor; keşif diyebileceğimiz ögeler bulunsa da yeni yetenekler elde edemiyoruz. Bazı eşyaları satın alarak sadece sonraki bölgeyi açan anahtar görevlerini yerine getirmemiz gerekiyor. B.I.O.T.A. belki tam anlamıyla bir metroidvania değil ama harika kontrolleri ve bölüm dizaynlarıyla haritayı keşfetmek gerçekten eğlenceli. Uzun bir mekan bölümü ve son boss savaşından başka bir sıkıntım yok. Eski günleri hatırlatırken acı gerçeği yüzümüze vurmuyor.

Kısacası, nostalji yaşamak isteyip hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız, B.I.O.T.A.’ya bir şans verin. Eski oyunların sevdiğimiz yanlarını alıp güzel bir şekilde günümüze uyarlamış olan geliştiricilerin emeği gerçekten takdire şayan. Oyun çok uzun olmasa da, her yeri keşfetmek ve iyi finali görmek 7-8 saatinizi alabilir. Steam’deki 18,5 liralık fiyatı, gerçekten fazlasıyla hak eden bir yapım.