Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

6

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Rogue Legacy 2, klasik rogue-like unsurlarını modernize ederek heyecan verici bir deneyim sunuyor. Yeni karakterler ve keşiflerle dolu!

admin

5 saat önce

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Elden Ring’e 200 saati aşkın süre harcadıktan sonra kendime bir söz vermiştim. “Bu oyun bittikten sonra uzun bir süre çok fazla zaman gerektiren oyunlar oynamayacağım, arı gibi çiçekten çiçeğe geçeceğim, birçok farklı oyun deneyimleyeceğim, kim beni durdurabilir ki?!” dedim ve fazlasıyla heyecanlandım. Ancak Rogue Legacy 2, seni kenara not ettim dostum. İlk bakışta “tam arada bir açıp oynayacak” türden bir oyun gibi görünüyordu. Ama 10 dakika oynamak, neredeeeeee? Bir tur daha deneyeyim, bir de büyücüyle deneyip boss’u öldürmeye az kalmış, onu halledip bugünü kapatayım derken, bir baktım ki ben sadece Rogue Legacy 2 oynuyorum! Bu nasıl bir bağımlılık, nasıl bir güzellik böyle.

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Şimdi burada dikkatlice dinlemeni istiyorum (evet, sana sesleniyorum); bana diyeceksin ki “abi daha geçen dönem bunun erken erişimini sen incelemedin mi (bkz. Oyungezer 155), orada eleştirmedin mi oyunu, hani perhiz, hani lahana turşusu”. Haklısın, eleştirdim. Ama bir sor bakalım neden? Heyecanım daha ilk 5 dakikada kayboldu demiştim. İşte bu yüzden erken erişimdeyken oyun oynamayı sevmiyorum. Bak, Baldur’s Gate 3 de orada, kapağını bile açmıyorum. O yazıda “şu an için beni heyecanlandıracak ve daha fazla oynamamı sağlayacak bir şey yok” demiştim. Sonrasında ne yaptılar, o kadar çalışmışlar ki, oyunu öyle bir hale getirmişler ki heyecanlandım ve daha fazlasını oynamaya başladım. O dönem Dead Cells’in erken erişimiyle kıyaslama yapmıştım ama artık bu oyunun son hali, bana göre Dead Cells’ten çok daha bağımlılık yapıcı, en az ilk oyun kadar kendini oynatıyor.

Aslında bu yazıda Rogue Legacy 2’yi tüm detaylarıyla keşfetmek istemiyorum. Erken Erişim yazımda hâlâ savunduğum tek kısım, oyunun ilk oyunla olan muazzam benzerliği. Yani, ilk oyunu oynayan herkes kendini tanıdık bir ortamda bulacak, bu kesin. 2013 yılında ilk oyunu oldukça uzun ve detaylı incelemiştim. Şimdi aynı özellikleri teker teker saymak istemiyorum. Eğer Rogue Legacy hakkında hiçbir fikriniz yoksa (ki böyleyse bu yeni oyuna ilgi duymanız da zor), 70. sayıdaki incelememi okuyabilirsiniz. Dergi elinizde yoksa ve yazıyı merak ediyorsanız, bana Discord’dan yazın, hemen gönderirim 🙂

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Neyse, konumuza geri dönelim. Rogue Legacy 2, ilk oyunun başardığı her şeyi almış ve bunu daha iyi hale getirmiş, üzerine çok sayıda yeni özellik eklemiş. Oyun, gerçekten harika bir şekilde oluşturulmuş. İlk oyunda olduğu gibi bu da bir rogue-like, fakat bu sefer metroidvania özellikleri de eklenmiş ve bu, oyunun öğrenme eğrisine güzel bir yenilik katmış. Oyunda çeşitli biyomlar var ve bu biyomlarda ilerlemek için yeni yetenekler edinmek zorundasınız. “Miras” adı verilen kısımları bulduğumuzda, hafif zorlayıcı bir etabın sonunda kalıcı yeni bir yetenek öğreniyoruz. Bu yetenek, sonraki kuşaklara aktarılıyor, yani bir kez kazanmanız yetiyor. Çift zıplama, havada dash gibi, metroidvania oyunlarında karşımıza çıkan tarzda yetenekler bunlar. Biyomların bossları giderek zorlaştığı için, oyunun sonlarına doğru tüm yetenekleri etkin bir şekilde kullanabilmeniz gerekiyor ki başarılı olabilesiniz.

Fakat Rogue Legacy 2, aslında oyun zorluğunu tamamen sizin kontrolünüze bırakıyor. Dilerseniz, oyunun kurallarını değiştirebilir, örneğin düşmanlara temas ettiğinizde hasar alma özelliğini devre dışı bırakabilirsiniz. Kimse sizi oyunu kolaylaştırdığınız ya da zorlaştırdığınız için yargılamaz, önemli olan keyif almak.

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Bu serinin temelinde tamamen rastgele oluşturulmuş karakter sınıf ve özellikleri bulunuyor. Bazen seçebileceğiniz karakterler renk körü olabiliyor, bazen de pasifist (yani kimseye zarar veremiyorsunuz). En sevdiğiniz sınıf, bazı durumlarda, zayıflatıcı özelliklerle karşınıza çıkabiliyor (bir dokunuşta ölebilmek gibi). Ancak başlangıçta rastgele gelen bu özellikler ne kadar zayıflatıcıysa, altın bonusunuz o kadar yüksek oluyor. Keyif için bile tuhaf özelliklere sahip karakterleri denemek istiyorsunuz ve bu sırada hedefiniz bolca altın toplayarak bir sonraki tura karakterinizi ve kalenizi güçlendirmek oluyor.

Sınıflara göre farklı ekipman seçenekleri, sadece o tura özel olarak sahip olabileceğiniz yadigarlar (bu yadigarlara çok fazla yüklenirseniz, sağlığınız ve mananız azalıyor), 15 yeni sınıf gibi ayrıntılarla oyunun sunduğu rastgelelik düzeyi gerçekten de olağanüstü. Zaten kalenizi geliştirip sunulan üç karakter seçeneğini tekrar ‘reroll’ edebiliyorsunuz. Ancak özellikle başlangıçta her tür karakteri oynayıp, ne yapabildiklerini öğrenmek, biyomların yapısını ve içlerinde yeteneklere sahip yaratıkları keşfetmek, hem keyif verici hem de faydalı.

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Rogue Legacy 2’deki boss tasarımlarını da çok beğendiğimi ifade edebilirim. Zaten her biyomda bu bossların anılarının bulunduğu kitaplar buluyorsunuz ve belirli sayıda kitap bulduktan sonra o kitapta öğrendiğiniz ipucu ile boss’a %15 ekstra zarar verme özelliğini aktifleştirebiliyorsunuz. Bu da, aynı yerleri tekrar etmemek için başka bir motive edici unsur. %15 deyip geçmeyin, özellikle ileri seviye bosslar sizi zorlu bir şekilde test ediyor 🙂

Oyundaki tüm yenilikler bunlarla sınırlı değil, özellikle NG+ ve sonrası için bir dizi yenilik de mevcut. Hangi seviyede olursanız olun, gelişme hissi asla azalmıyor, ekipmanları + seviyelere yükseltiyor, yeni rünler buluyor ve yeni yetenekler kazanıyorsunuz. Bu denge gerçekten çok özenle oluşturulmuş.

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Ben oyunun yeni grafik tarzını da çok sevdim, müziklerini de. Erken Erişimde müziklerin zayıf kaldığını belirtmiştim ama şimdi, biyomlara özel müzikler, ilk oyundaki gibi hafızalarda yer eden cinsten olmuş. Herkesi övdüm ama gerçekten hangi yönünü eleştireceğimi tam olarak bilemiyorum. Elbette geliştirilebilecek alanlar olabilir ama ben mevcut halini zevkle oynuyorum. Ama durun, ben “çiçekten çiçeğe geçeceğim” demiştim, değil mi? Ühü.

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Rogue Legacy 2: Klasik Rogue-Like Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?