Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

7 dakika okunma süresi

6

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

E.T. uzaylı mı, dost mu? Yalnızlıktan dostluğa giden yolda uzaylı arkadaşınızı kaybetmeyin! Uzayda bile yalnız kalabilirsiniz!

admin

6 saat önce

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

80’li yılların başları, bir çocuğun aklında dönen büyük bir soru vardı: “Uzaylılar gerçekten var mı?” Bu sorunun yanıtını bulmak için arayışa geçen bu çocuğun adı Elliot’tı. Ve onun hayatı, çocukluğunun saflığı ve hayal gücü ile doluydu. Ancak Elliot, çoğu çocuk gibi neşeli bir yaşam sürdürememekteydi. Ailesinin boşanmasıyla, sevgi dolu bir aile ortamından uzak kalmış, sosyalleşmekte zorlanıyordu. Üstelik, abisi ve arkadaşları tarafından dışlandığında kendisini daha da yalnız hissediyordu. Gözleri, yalnızlığının derinliklerinde kaybolmuştu; ta ki bir gün hayatında bir dönüm noktası meydana gelene kadar.

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Bir uzaylı ile dostluk kurmak, bir çocuğun hayal edebileceği en harika maceralardan biriydi. Elliot, yeni arkadaşı E.T. ile koca bir evrende yalnız olmadığını keşfedecektir. E.T, milyonlarca ışık yılı uzaktan gelen meraklı bir dünya dışı varlıktır. Ancak onun da zamanla tuhaf bir durum yaşanır; dünyalıların arasına sıkışır ve burada kalmasına neden olan bir karışıklık yaşanır. Endişe içerisinde evine dönebilmek için çırpınırken, Elliot ile arasında bir bağ oluşur. Her ikisi de yalnızdır: Biri evinden çok uzaklarda, diğeri ise hijyenik aile ilişkilerinden uzak bir ortamda. Hükümetin gizli birimleri olaya müdahale edince, E.T gizli bir köşeye sığınmak zorunda kalır. Gerçekten de, iki yalnız ruhun birbirine ihtiyacı vardır.

E.T. neden bu kadar iyi? Çünkü film, yalnızlık ve dostluk temasını işlerken birçok duyguyu izleyiciye ferah bir gülümsemeyle sunar. 1982 yapımı bu film, bambaşka bir bakış açısıyla bilim kurgu dünyasına damgasını vurdu. E.T’nin macerası, sadece bir uzaylı ile bir çocuğun arasındaki ilişki üzerine değil, aynı zamanda büyümenin ve kayıpların da temsilcisidir. Kimse E.T’yi yemezken, Elliot da E.T’yi ortada bırakmaz; onsuz bir yaşam düşünemez hale gelir. Bu filmde çocuk olmanın en güzel yanı, her şeyin başka bir gözden görünmesidir. Yetişkinler, filmin izlenimlerindeki kıyaslamayı şişli çay bardağı kıvamında yapar; oysa izlemekle ve düşünmekle sınırlı kalmamalıdır.

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Henry Thomas performansı ve Elliot karakteri ise gerçekten eşsiz. Spielberg, bu filmde bir çocuk gözünden dünyayı anlatmaya çalışıyor. Dolayısıyla, küçük Elliot’un duygularını hissetmek bizim için oldukça sıradan bir deneyim. Gülmemek elde değil; çocuk oyuncular çoğunlukta olduğunda, yetişkinler için sahneler pek de önemli değil! Öyle ki, Spielberg bu filmde çocukları öne çıkararak bir bakıma, “Hayatım boyunca çocuk bakıcılığı yapacağım” diyordu. Henry Thomas, E.T. ile olan sahnelerini doğaçlama süreciyle canlandırdı. Bu durum, izleyiciyi hem düşündürüyor hem de gülümsetiyor. Ne de olsa, bir çocuğun ve onun hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir yapı mevcut.

Filmdeki E.T.’nin içindeki insanları oluşturmak, 80’lerde sinemanın görsel efektleri bakımından oldukça zorlayıcıydı. O dönemde, görsellerimiz kukladan fazlasıydı. E.T’nin kuklasını hayat veren bu ekibin arka planda yatan hikayesini düşündüğümüzde ise, bu kuklaların ardında yatan insanları görmek iç açıcıydı. İki cüce ve bacakları olmayan bir çocuk, kurgu dünyasına bir kahraman olarak katıldılar. Onların performansı, izleyiciye oldukça gerçekçi ve duygusal bir deneyim sundu. E.T. yaratıcıları, onu görsel düzeyde oldukça etkileyici kılmak için, en küçük detaylarla etkilemeyi başarmışlardı. E.T’nin sarhoş olduğu sahnelerde yer alan Matthew DeMeritt, bu filmde baştan aşağıya küçüklüğünü nasıl sahada bir araya getirdiğini gösterir.

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Usta yönetmen George Lucas ile olan dostluğu nedeniyle, E.T. filminin içinde de ufak bir Star Wars göndermesi olacaktır. Cadılar Bayramı sahnesinde, Yoda kostümü giymiş birinin geçtiği sahne, izleyiciler arasında kıkırdamalara yol açmıştır. E.T’nin “Home, home, home…” diye Yoda’ya koşması, biraz komik biraz da gönül okşayıcı bir sahne ortaya koyar. Film, bu tür bağlantılarla zenginleştikçe, izleyici için daha da eğlenceli hale geliyor; olaylar birbirine harmanlanıyor sanki. O dönemki izleyicilerin hafızasında kalan bu sahne, sadece bir komedi öğesi değil, aynı zamanda iki ünlü başyapıt arasında bir sevgi bağı oluşumunun göstergesidir.

Yerli E.T. filmi Badi, işin komik kısmıdır. Yeşilçam’ın E.T.’ye bakış açısıyla, Badi adıyla karşımıza çıkan yerli versiyonu pek de hayal gücüne dayalı bir film değil. Ancak, 1982’de E.T.’nin yakaladığı başarıyı Badi’nin de elde etmeye çalışması, Türk sinemasında bir cesaret örneği olmuştur. O yıllarda, E.T’nin 10 milyon dolarlık bütçesinin üzerinde “E kutudan” çıkmış Badi, bizlere gerçek bir Türk yapımı uzaylı sunuyor her seferinde. Ancak, izleyicilerin gözündeki eleştiriler ve yorumlar, bu film hakkında tahmin edilemeyecek kadar sert. “E.Badi!” diye anıldığını duyanlar, işlerin garip olduğunu düşünmeli.

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Spielberg’ün ekibi ile iletişimi, etkileyici bir diğer nokta. Spielberg’in çekimlerdeki titizliği, özellikle çocuk oyuncularla olan iletişimi bakımından gözlemlenmektedir. Cadılar Bayramı sahnelerini çekerken, yaşlı kadın kostümü giymek gibi bir tatlı tuhaflıkta bulunmuş. Bu şekilde, çocukların atmosferi en iyi şekilde yaşamalarını hedeflendiriyor. Yani, kısacası bir yönetmenin, bir çocuğun gözünden yaşama geçirdiği hikaye, zamanın en iyisi olma sıfatını pekiştiriyor. Hikaye kitlenizden birinin hayatı haline dönüşmekte.

Ama buradan sonrası tam bir fiyasko! Oyun sektörü için E.T. oyunu, büyük bir hayal kırıklığı oluşturdu. Atari, E.T’nin oyununu geliştirmek için yarım yamalak bir süre tanırken, sonuç hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Oyun, beklenenden daha fazla sayıda üretilmesine karşın, beklenmedik bir şekilde büyük bir felakete dönüşmüştü. Bu kadar ünlü ve başarılı bir filmin oyununu, tam anlamıyla tabiri caizse “piyango” gibi değerlendirmek isterken, işin içinden çıkılamaz bir karışıklığa sokmuşlardı. Toprak altına gömülen E.T. kartuşları, oyun sektörüne büyük bir leke olarak yerleşti

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Sonuç olarak, E.T, sinemayı değiştiren bir yapım olmuştur. Bu film, günümüzde bile insanların yüzünde bir gülümseme yaratıyor. Kim bilir, belki de sadece böylesine etkileyici yapımları arayacak kadar şanslıydık.

E.T.: Yalnızlığın ve Dostluğun Evrensel Hikayesi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?