Contraband Police: Kaçakçılıkla Mücadelede Acaristan’da Bir Gün
Acaristan'da kaçakçılıkla mücadelede bir gün: Kaçak polisinin operasyonları, zorluklar ve başarı hikayeleriyle dolu etkileyici bir bakış.
5 saat önce

Bağımsız oyunların popüler olmadığı bir dönemden hatırladığımız üç yapım, oyun dünyasına yön vermiştir: Braid, Dust ve Papers, Please. Her üç oyunun da dikkat çeken özelliği, tek bir kişi tarafından geliştirilmiş olmalarına rağmen geniş bir oyuncu kitlesi tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmalarıdır. Özellikle Papers, Please, “pasaport kontrolü” gibi sıkıcı bir temayı eğlenceli bir deneyime dönüştürebilmişti. Bu başarı, ona benzer birçok yapımın ortaya çıkmasına ilham verdi. Bunlardan biri olan Contraband Police ise, neredeyse bir çığır açacak kadar başarılı yapımlardan biri olmayı başardı.
Glory to Acaristan! İlk çıktığında Desperados için “Commandos’un benzeri, ama mekanikleri daha zengin” yorumunu yapmıştık. Benzer bir değerlendirmeyi Contraband Police için de yapabiliriz. Altı yıllık bir geliştirme sürecinin ardından, oyun, Papers Please’in “pasaport kontrolü” mekaniklerini benimsemiş. Ancak bu tür mekanikleri o kadar zenginleştirip çeşitlendirmiş ki, onu basit bir kopyadan ayırt etmek oldukça zor.
Oyun, 1981 yılına, hayali bir ülke olan “Acaristan”ın sınır kapısına yerleşmiş bir gümrük memurunu canlandırmamıza olanak tanıyor. Burası, Balkan-Rus karışımı olan, nispeten geri kalmış komünist bir ülke. Her gün sınırdan içeri giren yolcuların belgelerini kontrol ediyor, sahte belgeleri ve kaçakçıları yakalamaya çalışıyoruz. Başlangıçta yalnızca pasaport numaraları, fotoğraflar ve isimler gibi basit verilere odaklanıyoruz. Ancak ilerledikçe, giriş belgeleri, çalışma izinleri ve taşıdıkları yükler gibi birçok yeni detayla karşılaşıyoruz. Hükümetin her gün yeni kanunlar çıkarması, işimizi daha da karmaşık hale getiriyor. Neyse ki elimizde bir kural kitapçığı var, bu da işimizi kolaylaştırıyor.
Buraya kadar her şey Papers Please ile benzerlik taşıyor. Contraband Police’i farklı kılan en önemli ayrıntı, tamamen üç boyutlu bir yapıya sahip olması. FPS modunda oynanan oyunda, sınır karakolunda dolaşabilmekte ve pasaportları gerçek zamanlı olarak kontrol edebilmekteyiz. Oyun, bunu aşarak, gerektiğinde araç sürme ve silahlı çatışmalara katılma imkanı da sunuyor. Acaristan, komünist bir ülke olduğu için herkes buradan memnun değil; sınır karakolu zaman zaman terörist saldırılarına maruz kalabiliyor. Bu durumlarda silahımızı çekip diğer sınır muhafızlarıyla birlikte savunmamızı yapmamız gerekiyor. Bazen acil görevlere çağrılıp, başka bölgelere de müdahale edebiliyoruz.
Kaçak ürünleri bulmak için arabaların içine girip fenerimizin ultraviyole ışığını açarak detaylı bir arama gerçekleştirmemiz gerekiyor. Kaçakçıların ortak sembolü olan yılan figürüyle karşılaştığımızda, elimizde bıçak, levye veya balta ile arabaya saldırabiliyoruz. O anda kaçak ürünler bir bir dökülüyor ve ardından bunlara el koyarak şoförü yakalıyoruz.
Oyun, küçük bir açık dünya haritasına sahip. gece pasaport kontrolü tamamlandığında, minibüsümüze atlayıp yakaladığımız kaçak ürünleri ve tutukladığımız insanları hapishaneye veya polis merkezine götürmemiz gerekli. Bu esnada yol üzerinde pusu kuran haydutlarla çatışma yaşama olasılığımız da bulunuyor. Haritanın belli bölgelerinde gizlenmiş hazineler ve keşfedilmeyi bekleyen gizli belgeler de mevcut.
Ehliyet ruhsat lütfen Üstelik karşılaşabileceğimiz durumlar bunlarla sınırlı değil. Kazandığımız paralarla sınır karakolunun altyapısını geliştirme imkanına sahibiz. Başlangıçta oldukça harabe bir durumda olan bu yer, oyunda ilerledikçe binaları büyütebilmeyi, yeni araçlar almayı ve muhafızlarımıza daha iyi zırh ve silahlar temin etmeyi mümkün kılıyor. Ancak bunlar için paraya ihtiyacımız var ve bunu kazanmanın iki yolu mevcut.
- İlk yol, iyi bir polis olup, işimizi doğru yapmak ve kaçak ürünleri yakalayıp haydutları adalete teslim etmektir. Bu yöntem, çok fazla kazanç sağlamasa da, sizi açlık içinde bırakmaz.
- İkinci yol ise, yozlaşarak kaçak ürünleri kendi adımıza satmaktır. Ancak yakalanırsanız, sonunuz pek iyi olmaz. Ayrıca, devrimci bir gruba yardım ederek hükümeti yıkma planı da bir seçenek. Yani, oyunda iki farklı yolu izleyerek ilerleyebiliyoruz.
Bu seçimler, oyunun gidişatını ve sonucunu değiştirebiliyor. Ancak oyun, ahlaki seçimler açısından Papers Please kadar etkileyici değil. Zira, burada bir ailemiz veya dürüst yaşamak istediğimiz için açlıktan ölen bir çocuğumuz yok. Yine de, zaman zaman kaçışlarına engel olduğumuz aileler ve bizim yüzümüzden hapse giren insanlar söz konusu. Genel olarak Contraband Police, eğlence ve aksiyon yönüne daha fazla ağırlık vermiş; bu da benim için aşırı hoş bir durum.
Her ne kadar grafikler, silahlı çatışmalar ve araç kullanma mekanikleri PlayStation 3 döneminin gerisinde kalsa da, bu unsurlar, oyunun başından kalkmanızı engellemiyor. O kadar zorlayıcı ki, bir kez başladığınızda kolay kolay çıkamıyorsunuz. Hatta oyunun Steam’de beş gün boyunca ücretsiz oynayabileceğiniz bir Prologue bölümü de mevcut. Kesinlikle denemenizi öneririm.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?