Indika: Düşsel Bir Kâbusun Derinliklerinde Yolculuk
İndika, derin bir kâbusun içinde kaybolmuş bir yolculuğu keşfedin. Düş gücünüzü zorlayacak unutulmaz bir deneyim.
11 saat önce
 
                      Peşinen belirtmek isterim ki, Indika duyurulduğu andan itibaren beni derinden etkiledi. Sanat tasarımı, fragmanda çalan müzikler, kamera açıları ve ürkütücü atmosferi, gözlerimi kamaştırdı. Uzun bir aradan sonra bir oyunu, heyecanla beklemeye başlamıştım. Ne kadar bekleyeceğimi biliyordum ama neyi beklediğim konusunda hiç bir fikrim yoktu. Sinematik bir yapım olabileceğini düşünüyordum; fakat bu, bir yürüme simülatörü mü olacaktı yoksa The Last of Us tarzında seksiyonlarla dolu bir macera mı, bunu kestirmek imkansızdı. Ancak, ilginçtir ki Indika, benim beklediklerime oldukça uygun bir oyun olarak karşımıza çıktı.

Küçük bir kabus
Atmosfer açısından, Indika’nın en çok Little Nightmares‘a benzediğini söyleyebilirim. Bize daha büyük ve insana acımasız bir dünya hissini verdiği için, bir çocuk olmamıza rağmen de bu deneyimi çok net bir şekilde yaşamaktayız. İlerledikçe bu his daha da belirginleşiyor. İlk bölümlerde bile binaların gereğinden fazla büyük olduğunu hissetmiş olmamın nedeni, muhtemelen bu monoton renk paleti ve ilginç kamera açılarıdır.
Little Nightmares’tan farklı olarak, hikaye sadece bölüm tasarımlarıyla anlatılmıyor. Karakterler oyun boyunca bolca diyalog kuruyor. Indika’nın yalnız olduğu sahnelerde bile, onu rahat bırakmayan şeytanın monologlarıyla geçiyor. Bu monologlar, Rusya’nın sıkı Ortodoks inançları ve genel bir din eleştirisi çerçevesinde şekilleniyor. Bütün çabalarına rağmen topluma ayak uyduramayan, gelenekleri sorgulamaya cesaret eden Indika, manastırda bile kabul görmüyor ve dışlanıyor. Geliştiriciler, bu temadaki duygularını açıkça ifade etmiş durumda.

Tanrı insan için midir?
İnançlı biri olmamakla birlikte, Tanrı’nın ve dinin toplum üzerindeki etkilerini tartışmayı her zaman sevmişimdir. İnançlı insanların bakış açıları beni düşündürüyor. Bu nedenle, Indika’nın beni derin düşüncelere sürüklemesi şaşırtıcı değil. Elbette, aklımı başımdan alacak derecede bir derinlik sunmadı; ancak Tanrı’nın varlığı ve rolü üzerine sorularım var ve bunlara bazı cevaplar buldum. Bu, kendi başına eğlenceli bir düşünce egzersizi olsa da, ikna edici olamadı. Ayrıca, dinin şekillendirdiği ve sorgulamayan bir toplumun deliğindeki tuhaflıkları gayet iyi bir biçimde gösteriyor.
Oyun anlatımı ve diyalogları oldukça hoş, fakat oynanış konusundaki eksiklikleri hissettim. Yanlış anlaşılmasın, yürüme simülatörlerini seviyorum. Hikâyeyi destekleyen mekanlarda gezinmek benim hoşuma gidiyor. Ancak, Indika bir yürüme simülatörü değil. Çok zor olmasa da birkaç çevre bulmacası ve tek bir aksiyon sahnesi var. Ama diyaloğun argümanlarını destekleyecek mekanikler olsaymış, oyun daha etkileyici olurdu. Mekaniklerin yanı sıra, daha fazla bulmaca görmeyi umuyordum. Özellikle demoda gördüğümüz, iki dünya arasında gidip geldiğimiz bulmaca gerçekten çok hoşuma gitmişti; hem farklıydı hem de oyunun temasına kusursuz bir şekilde uyuyordu. Ne yazık ki, bu bulmacadan sadece iki tane mevcut.

Kısa ve öz
Indika’nın üç buçuk-dört saatlik oyun süresi bazı oyuncuları hayal kırıklığına uğratacaktır. Ancak, beni tatmin eden nokta, geliştiricilerin hikâyesini anlatıp, mesajlarını net bir biçimde iletmesi. Sadece uzatmış olmak için uzamamışlar. Eğer kodu gelmemiş olsaydı, hiç düşünmeden parasını verir, oynardım. Ama Türkiye’deki şartlar göz önüne alındığında, bu kadar güzel bir oyun için 500 lira vermeyi düşünmeyecek pek az kişi çıkacaktır. Oyun oldukça çizgisel olduğu için başarı toplama haricinde tekrar oynanabilirliği de neredeyse yok.
Son olarak sesi de övgüyle anmadan geçemeyeceğim. Şeytan’ı seslendiren Efim Shifrin oldukça ünlü bir aktör. Indika ve yol arkadaşı Ilya’yı seslendiren sanatçılar da oldukça başarılı. Diyaloglar kulağa çok doğal geliyor. Henüz İngilizce versiyonunu oynamadığım için o konuda yorum yapamam. Ancak daha otantik bir deneyim için Rusça seslendirme ve İngilizce altyazı ile oynamanızı tavsiye ederim. Sonuçta, Metro, S.T.A.L.K.E.R. oyunlarını da bu şekilde oynamıyor musunuz?

Özetlemek gerekirse, Indika gerçekten özel bir yapım. Odd Meter, vermek istediği mesajı son derece açık bir şekilde diyaloglarla ifade ediyor ve çevre tasarımıyla bu vurguyu güçlendiriyor. Anlattığı hikâye için dört saatlik süre yeterli olsa da, oyuna dair daha fazla zaman geçirmek istediğimden şahsen pek tatmin olmamış oluyorum. Ama kısa ve öz olması gereksiz yere uzatılmış olmaktan iyidir.



 
                
        
           
                     
                     
                     
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?