Doom: The Dark Ages – Yeni Oynanış Mekanikleri ve Epik Hikaye Detayları

Dövüş mekanikleri hayranları için her zaman her milletten birer örnek görmek sevindirici olmuştur. Japon oyunlarından bahsetmek çoğu zaman Doom gibi Batılı isimleri es geçmek anlamına gelmiyor. Hatta bu yıl geri dönen Doom: The Dark Ages, Bethesda Türkiye’nin nazik davetiyle, Xbox Developer Direct sunumunu izleme şansını bize sundu ve başındaki iki usta isim olan Hugo Martin ve Marty Stratton ile birlikte keyifli bir soru-cevap etkinliğine katılma şansı bulduk. Anlayacağınız, biz tam bir “oyun sever” kitleyiz! Doom: The Dark Ages’ın önceki sürümleri gibi çılgın savaşlarıyla günümüze gelmesi bekleniyor, ancak bu sefer tanıdık olan “kelebek gibi uç, arı gibi sok” savaş stilini bırakıp yerine yeni bir tarz getireceğini duyurmuşlardı. Şimdi, tank gibi oynanan Doom Slayer’la, aksiyon dolu yeni bir maceraya hazır olun, çünkü fırtınalar öncesi durum böyle görünüyor.

Daha önceki Doom oyunlarında gördüğümüz mekanikler, pek çok kişi için biraz fazla karmaşık gelebiliyordu. Hani, “Bu kadar tuşu nasıl hatırlayacağız?” diyorsunuz ya, işte tam o noktada devrim niteliğinde bir gelişme ile karşı karşıyayız! Hugo Martin, daha basit bir kontrol şeması yaratma peşindeler. Yani düşman saldırılarını geri püskürtebileceğimiz bir Shieldsaw ile, aynı anda hem korunmak hem de dalış yapmak gibi artistik hareketler sergileyebileceğiz. Vousb diye sesler çıkararak kalkanımızı kullanabileceğiz – bu bambaşka bir katman ekleyecek!

Eternal, hızlı bir tempoya sahip oyunlardan birisiydi, ancak özellikle kontrollerinin karmaşıklığıyla oyuncular arasında zorluk yaratması kaçınılmazdı. Kısaca, birçok kombinasyon ve hareket için farklı tuş kombinasyonları gerektiği doğru. Ancak The Dark Ages’la birlikte bu sorunun üstesinden gelinerek daha ergonomik bir oyun deneyimi sunuluyor. Eskiden olduğunun aksine, hem kesici cihazları (testere), hem parry, hem de saldırıları geri itme gibi işlemleri tek bir tuşla yapabileceksiniz. İnce bir detay var: her şey elinizin altında olacak. Hugo Martin’in dediğine göre, hangi özelliği kullanmak istiyorsanız, bunun kullanışlı bir tuşu hemen yakınınızda konumlandırılacak. Zaten çok çalıştıklarını ve bunun üzerinde ciddi anlamda emek harcadıklarını söylüyorlar. Stratejik derinliği artırmadan kontrol mekaniklerini kolaylaştırmak adına büyük bir adım atıyorlar, sanırım!

Evet, elbette tüm mesele bu kadar basitleşmek değil. Yakın dövüşlerin karmaşık ve derin kalması için çok çalıştıklarını da ifade ediyorlar. Daha önce bahsettiğim Glory Kill sistemi, hayal ettiğinizden daha değişik bir yön alıyor. Doom 2016 ve Eternal’daki sistem çok fazla ritim keserebilirken, The Dark Ages ile bu hataların önüne geçiliyor. Yeni mekanik sayesinde, düşmanları sersemletirken daha akıcı animasyonlar izleyebileceğiz. Fizik ile etkileşimde bulunan yeni sistem sayesinde düşmanların nasıl öldüğünü belirleyen birkaç seçenek sunulacak. Yani, “Vay be, o düşman benimle dans ediyor!” diye düşündürtecek sahnelerle karşılaşacağız.

Daha geniş alanlar, devasa mekanikler ve ikonik bir düşman ile karşılaşacağımız bu oyunda, hikaye açısından da devasa yenilikler var. Marty Stratton’ın belirttiğine göre, tamamen tek kişilik bir senaryoya odaklanıldı. Bizi bekleyenler arasında dev robotları, etkileyici elektrikli eldivenlerle düşmanlarla başa çıkmayı, kısacası, gerçek bir aksiyon macerasını bulacağız! Hayır, bu sefer sadece birbirinden gıcık olan çoklu oyuncu modları değil. Oyuncu olarak keyif alacağımız hikaye, başımızdan geçenleri gözlerimizin önüne getirecek epik bir gösteri sunmayı hedefliyor.

Kıyaslama açısından, daha önce Doom oynayanlar, çokça aşina olacakları bazı sahneleri de görme fırsatına sahip olacaklar. Bu sayede, “Haa, burada ne oluyordu?” diyenlerin sayısı oldukça azalacak. Eski bölümlerden tanıdık birçok unsurla karşılaşacağımız haberleri kulağımıza geldi. Şimdi ise şunu söylemek gerek; bu kez gerçekten karşımızda bir baş kötü var. Haa, olduğunu duyduğumuzda biraz “Hayatımda neler oluyor!” dedirtecek kadar şaşırtıcı bir durum. Bu da, hikaye akışında daha çok patırtı koparacak anlamına geliyor.

Sonuç olarak, id Software, uzun süredir kullanılan motorun en son sürümünü tanıtarak, id Tech 8’i kullanmaya geçiyor. Zachary, ak koyun, ışın izlemeli koyun süre içinde daha fazla detayı öğrenmek için sabırsızlıkla bekliyor. Oyunun grafikleri hakkında gerçek bir devrim yaşanması bekleniyor ve Path Tracing teknolojisiyle gelen yenilikler, id Software için yeni bir sayfa açacak gibi duruyor. 15 Mayıs’ta ışın izlemeli koyun kayıplara karışacak mı, zaman gösterecek! Bu oyun her ne kadar “geliştik” sadeleşti dese de, tabi görünen her şeyin gerisinde hayal edilemeyecek kadar çok karmaşıklık ve eğlence gizli. Her şey bir yana, “yeter ki düzgü bir Doom” diyerek sabırsızlıkla bekliyoruz!