The Hundred Line: Son Savunma Akademisi ile Yeni Bir Görsel Roman Deneyimi

Spike Chunsoft’un Danganronpa ve Zero Escape serileri, görsel roman türünü farklı oyun mekanikleriyle birleştirerek kendine özgü bir atmosfer yaratmayı başarmış önemli yapımlardır. Bu serilerin arkasındaki yaratıcı zihinler Kazutaka Kodaka (Danganronpa) ve Kotaro Uchikoshi (Zero Escape), müzikal yönüyle tanınan Masafumi Takada ve görsel tasarımcı Rui Komatsuzaki ile birlikte Too Kyo Games’i kurmuşlardır. Bu ekibin çabalarının bir sonucu olarak, The Hundred Line -Last Defense Academy- adlı yeni oyun ortaya çıkmıştır. Giriş kısmında bahsettiğim gibi, The Hundred Line da bu yaratıcı vizyondan nasibini alarak, anime estetiğine sahip karakterler, karmaşık bir hikâye yapısı ve sıra tabanlı taktik strateji unsurlarıyla dikkat çekmektedir. Eğer bu maceraya katılmak isterseniz, akademimize hoş geldiniz!

Son Savunma Akademisi’ne kayıtlar başladı…

Oyun, Tokyo Residential Complex’te başlıyor. Ana karakterimiz Takumi Sumino, annesi ve çocukluk arkadaşı Karua Kashimiya ile kahvaltı yapmasının ardından okula doğru yola çıkıyor. Fakat bu masum yolculuk, Takumi’yi hayatı boyunca yaşadığı bu şehirden kopararak insanlığı kurtarma mücadelesine yönlendirecektir. Tokyo Residential Complex’in sakinleri, belli bir rutin içinde yaşamaktadır; arada çalan sirenler, onlara bilinmeyen bir tehdidin habercisi olarak sığınaklara gitmeleri için bir işaret vermektedir. Fakat, bu döngüyü sorgulamaktan ziyade alışmışlardır.

Yine bir siren sesi duyulduğunda, Takumi ve Karua kendilerini bir sığınakta buluyor. Tehdidin geçtiğine dair anons yapıldığında dışarı çıkıyorlar ve sevimli bir köpek ile karşılaşıyorlar. Karua hemen köpeğin peşine düşerken, Takumi de onu takip ediyor. Bu takip sonucunda, daha önce hiç görmedikleri bir köşeye ulaşmış oluyorlar. Takumi, Karua ile tekrar buluştuğunda, birdenbire bir saldırı gerçekleşiyor. Karua, bir grup canavara yakalanırken, maskot görünümündeki bir robot, Takumi’ye bir teklif sunuyor: Kalbine bir bıçak saplayarak içindeki gücü açığa çıkarması gerekiyor. Kahramanımız çaresizce buna boyun eğiyor ve çevresindeki yaratıkları yok ettiğinde, aniden karanlığa çekiliyor.

Takumi, gözlerini açtığında kendisini bir sınıfta buluyor ve etrafında kendisiyle aynı yaşlarda bir grup genç var. Grubun her biri, neler olduğunu anlamaya çalışırken, sınıfa dalan robot Sirei, onları Son Savunma Akademisi’ne (The Last Defense Academy) getiriyor. Burada insanlığın büyük bir tehdit altında olduğunu öğreniyorlar ve “Özel Savunma Birliği (Special Defense Unit)” adı altında bir birime katılmaları gerektiği anlatılıyor. Önlerinde 100 günlük bir süre var; bu süre içinde düşmanlarla mücadele edip okulu korumak zorundalar. Eğer başarılı olurlarsa, insanlık yok olmaktan kurtulacak.

Bu sıralar, gruptaki herkesin kafasında birçok soru belirmeye başlıyor. Takumi, sınıf arkadaşlarıyla konuşarak durumu anlamaya çalışırken, alarm sesleri yankılanmaya başlıyor. İlk düşman saldırısı başlamış bile! Ekip üyeleri iki gruba ayrılıp karşı savaşa hazırlanıyor. Ancak, bir süre sonra daha büyük ve güçlü bir düşmanla karşılaşıyorlar ve bu durumun şokunu yaşıyorlar. Takumi’nin kafası karışmışken, tekrar sınıfa döndüklerinde Darumi’nin içeri girmesiyle yeniden sarsılıyorlar. Robot Sirei, onlara ölümü yenebileceklerini söyleyerek cesaret veriyor.

Fakat, grup üyelerinin bir kısmı hala savaşa katılmak istemiyor. Takvim ilerledikçe Sirei onları ikna etmek için farklı stratejiler deniyor ve bu süreçte asıl savaşa katılanların sayısı artıyor. 100 gün boyunca sürekli olarak karşımıza yeni zorluklar çıkacak; hikâye bizleri her defasında yeni sürprizlerle karşılandıracak. Kısa bir süre içinde birçok farklı sonuç görebileceğiz; bu nedenle 100 gün değil, 100 gün daha geçirebiliriz.

Kuşanın zırhları, kapışmaya gidiyoruz…

The Hundred Line, iki ana oyunsal alana sahiptir: okul aktiviteleri ve taktik savaşlar. Okulda, hikayeyi keşfederken, boş zamanlarınızda diğer ekip üyeleriyle etkileşimde bulunup, hediyeler verebilir veya karakter gelişimlerinizi sürdürebilirsiniz. Okul dışındaki keşifler, sizlere malzeme bulma ve bazen de çatışmaya girme fırsatı sunmakta. Keşiflerin çoğu isteğe bağlıdır; ancak zaman zaman, “Sonsuz Ateş” gibi atmosferin ötesine geçmek zorunda kalabilirsiniz.

Okul içinde, çeşitli alanlarda araştırmalar yapabilir; karakter özelliklerinizi geliştirebilir ve ekip üyeleri ile olan bağlarınızı güçlendirebilirsiniz. Sohbetler, ekip üyelerinin kim olduğunu anlamanızı sağlarken, savaşlarda kullanılacak becerileri de edinmenize yarar. Alternatif olarak, kütüphanede kitap okuyarak bilgiler edinebilirsiniz.

Taktik savaşlar, sıra tabanlı bir strateji formatına sahip. Ancak dikkat çekici bir noktası, ekip büyüklüğünde herhangi bir sınırın olmaması. Dolayısıyla, kimi savaşlarda 10-15 kişilik ekiplerle sahaya çıkabiliyorsunuz. Bu durum, düşmanları etkisiz hale getirmek ve özel yetenekleri kullanmak açısından stratejik kararlar almanızı gerektiriyor.

İki ana zorluk seviyesi mevcut: “Son Savunma Akademisi” ve hikaye odaklı olmak isteyenlere sunulan “Story” modu. İlk 100 gün tamamlandıktan sonra, oynayışınızı sürdürmenize olanak tanıyan farklı tercihler yaparak oyunun dünyasını derinlemesine keşfetme şansı bulabilirsiniz.

Özellikle belirli sonuçlara ulaşmak daha kolay; başka bir sonuç görmek için sadece önceden verdiğiniz kararı değiştirmek yeterli. Bu nedenle, birkaç farklı son görmek için 2 ya da 3 kez oyunu oynadığınızda, hikâyenin nasıl dallandığını rahatça gözlemleyebilirsiniz.

Oyun, başarılı hikaye yazımı, çekici görsel tasarım ve müzikleri ile oyuncuların ilgisini çeken bir yapı sunuyor. Ancak, bazı eleştirilecek yanları da bulunmakta. Belirli bir süre geçmeden, oyun tam anlamıyla kendini açamıyor; bu da bazı oyuncular için uzun gelebiliyor. Tüm bunların yanı sıra, genel deneyim oldukça tatmin edici. Kazutaka Kodaka ve Kotaro Uchikoshi’nin eseri olan bu oyun, onlara özgü tarzı en iyi örneklerden birini oluşturuyor. Eğer bu tür oyunlarla geçmişiniz yoksa, oyunun demosunu indirip denemenizi öneririm; ilk 7 günü deneyimleyebilir ve sonrasında diğer günlere dönmek isteyebilirsiniz.