Hades 2 İncelemesi: Yeniliklerle Dolu Ama Derinlikten Yoksun

Hades 2, 16 yıllık bir geçmişe sahip Supergiant Games’in ilk devam oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan oyunu incelemek, hem güçlü yönlerini hem de zayıflıklarını daha net görmemizi sağlıyor. İlk Hades, Roguelite türüne ait bir oyun olarak, hikâyeyi ustaca harmanlayarak sundu ve bitmeyen bir döngü içinde oyunculara sunamadığı farklılıkları sağladı. Bu oyun, Yunan mitolojisini kullanarak hem epik hem de samimi bir anlatı sunarak duygu dolu anlar yaşattı. Ancak, Hades 2, birçok yenilik sunmasına karşın, bu anlatı anlamında aynı derinliği yakalayamamış gibi görünüyor. Bu durum, oyunu oynamaya başladığınız anlarda bile hissedilebilir hale geliyor.

Bir zaman nasıl geçiyor…

İlk Hades’te, isyankâr Zagreus’un, katı ve sevgi dolu babası Hades’ten kaçıp, annesi Persephone’yi görme macerası anlatılıyordu. Kapıldığı bu sonsuz özlem, onu defalarca geri dönmeye zorlayarak, aileyi kurtarma uğraşı içinde şekilleniyordu. Fakat Hades 2, farklı bir yaklaşımla dünyayı kurtarma amacı taşıyor. Zira, Chronos’un geçmişte Olimpos’u saldırıya uğratarak Hades ve ailesini esir alması, beklenmedik bir tehdit haline geliyor. Bu yeni hikâye ile Melinoe kontrolünü elimize alarak, ilk oyun bölümlerine geri dönmek ve düşmanları alt etmek için çaba harcıyoruz.

İlk anlarda “Kronos’a ölüm!” ifadesiyle başlayan bir öfke ile oyun, karakterler arası diyaloglar ve etkileşimlerle devam ediyor. Hades 2, önceden tanıdığımız Yunan mitolojisi karakterlerinin hikâyelerini açıklarken, mitolojiden son derece sadık kalmalarına özen gösteriyor. Supergiant, yazımda çok sayıda dikkatli ayrıntıyı oyunculara aktarmaya çalışmış. Ancak tüm çabalara rağmen, Hades 2’nin yazımı, beklenen derinliği ve tonu yakalamakta zorlanıyor. İlk oyunun karakterleri, ciddiyetten uzak ve eğlenceli bir dille anlatılırken, bu durum yeni oyunda kaybolmuş gibi hissediliyor.

Bu nektarın tadı neden farklı?

İkinci oyundaki anlatımın ciddi ve karmaşık yapısı, ilk oyundaki sadeliğin kaybolmasına neden oldu. Bu, günümüzün tanrılar arası savaşının yaratmış olduğu bir algı eksikliği olarak öne çıkıyor. Dip dibe savaşlar söyleniyor, ancak olayların inandırıcılığı kaybolmuş durumda. Karakterler, olayların ciddiyetine uygun bir derinlikte yapılmamış konuşmalarla işlerine devam ediyor. Oyun, aceleyle kampanyayı tamamlamaya çalışırken, beklenen büyük finali yerine getiremiyor.

Melinoe, Hecate tarafından eğitilmiş bir karakter ve ilk oyundaki muzipliğin yanından bile geçemiyor. Bu kesinlikle bir eksi olarak değerlendirilmese de, Oyun, ilk oyunda oluşturduğu duygusal etkiyi bu defa başaramadı. Hades 2’deki hikâye parçalarının düzenli bir yapı içinde buluşması, bir hayli zor görünüyor. Geliştirilen diyalogların zenginliği, kesinlikle takdire şayan olsa da, özellikle antagonist karakterlerin diyalogları, fazla koşula bağlı yazıldığından etkisini yitiriyor.

Bir daha henüz değil…

Bununla birlikte, Hades 2’nin güçlü yanları da mevcut. Oynanış mekanikleri, Roguelike türündeki diğer yapıtlara göre oldukça başarılı. Her bir turun keyfini artıran enerjik bir döngü sunan oyunun kendine has sistemlerine akıl erdirmek oldukça eğlenceli. Hades 2, farklı yollar ve biyomlar sunarak, her seferinde yeni bir deneyim yaşamamıza olanak sağlıyor. Ayrıca, iki ana rota oluşturmasıyla birlikte oyuncuların her seferinde farklı bir akışla karşılanmasına imkan tanıyor. Bu yapılar, oyuncuların deneyiminden başka bir dinamik katman eklemekte.

Omega Melinoe, Beta Kronos’a karşı

Oynanışta dikkate değer bir başka yenilik ise büyü sistemi. Melinoe, atik bir karakter olsa bile, hız açısından sınırlı. Fakat farklı kaynaklarla düşmanları etkisiz hale getirmek üzerine odaklanıyor. Ayrıca, Hades 2, karakterin düz istatistiklerine ek olarak seçim yapma olanağı sunarak derinliği artırıyor. Oyun, hem görsel hem de ses tasarımıyla etkileyici bir deneyim sunuyor. Animasyonlar ve görsellik, oldukça canlı ve dikkat çekici, bu da oyun atmosferini güçlendiriyor.

Sonuç itibarıyla, Hades 2, ilk oyunun duygusal bağlarını aynı derinlikte sunamadığı için hayal kırıklığı oluşturmasına rağmen, oyunculara sunduğu oynanış zevki ile metin yorumları arasındaki dengeyi iyi yakalayan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Supergiant’ın geçmişteki başarıları ışığında, bu oyunu kaçırmamanız gerektiğini düşünüyorum.