1979 Devrimi: Oyunların Tarihi Anlatma Gücü Üzerine

Merhaba sevgili Oyungezerler! Oyunlardan Öğrenilir Mi? serimizde yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Aslında, bu sefer “Zamanında bir coğrafyanın kaderini değiştirmiş tarihi bir olayı, 2 saatlik interaktif bir deneyimden öğrenmek mümkün müdür?” sorusunu tartışmaya açıyoruz. Cevabı verecek olan oyun, elbette ki 1979 Revolution: Black Friday. Non-stop Türkiye’deki yerli içerikler hakkında konuşan, bazen de içinde barındırdığı mizahi unsurlarla bizi güldüren bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Ama, sorunun cevabını verebilmek için biraz derinlemesine dalmak gerekiyor. Kısa süreli bir oyun, tam olarak tarihi anlamamızda ne kadar yardımcı olabilir ki? Aah, bu modern zamanların tuhaf döngüsü!

Bir an için 1979 İran Devrimi’ni hayal edin. Gözlerinizi kapatın ve o dönemin baskı, çatışma ve direniş atmosferini içinize çekin. Peki, 2 saatte bunu gerçekten deneyimleyebilir miyiz? İşte burada devreye 1979 Revolution oyunu giriyor. Oyun, tarihsel olayların dramatik yanlarını ön plana çıkararak bizlere visualleri ve sesleriyle bir deneyim sunuyor. Elbette bu denli karmaşık bir meseleyi iki saatlik bir sürede sıkıştırmak zor, ama yine de oyun başarılı bir şekilde bizlere belli başlı bir bakış açısı mevcuttur.

Oyun, devrim dönemini sadece bir arka plan olarak kullanmakla kalmıyor; içindeki karakterlerle ve onların hikâyeleriyle derinlemesine bağlar kurmamıza yardımcı olmaya çalışıyor. 1979 Revolution, aslında birçok farklı bakış açısını bizlere sunarak taraflı ya da tarafsız kalmaya çalışıyor, ama elbette bu çaba her zaman başarılı olmuyor. Tarih, öyle basit bir çerçevede ele alınamaz! Hatta, yazılımı ve karakter analizlerini düşündüğümüzde, karakterlerin derinliklerine inememesi, oyun deneyimimizi bazen sarkacın dengesizliği gibi hissettirebiliyor.

Ama, gelin gerçekler üzerinden bir yol alalım: 1979 Revolution, biraz oynamalı bir tarih dersi gibi. Oyunun verdiği kararlarla olayları etkileyebilme şansı sunuyor. Rıza Şirazi adında bir fotoğrafçıyı yönetiyoruz; şımarık bir devrimci mi, yoksa tarafsız bir gözlemci mi olacağımıza karar vermek tamamen bize kalıyor. İster Şah karşıtı bir tutum sergileyin, isterseniz de devrimci ruhu fotoğrafla belgeleyin. Ama sakın ha, “ben sadece fotoğraf çekeceğim” demeyin. Zira o fotoğraflar, öyle böyle bir olayın tanığı olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Biz, hayatın döngüsü içinde, dönemin gerçek ruhunu yakalıyoruz!

Bir de unutmamak gerekiyor ki, karakterler sadece oyun içerisine değil, döneme de hitap eden birer temsilci. Her biri farklı düşünceleri, farklı ideolojileri yansıtıyor ve bu da bizlere bir zenginlik sunuyor. Derin, empati kurdurucu bir hava var ortada. İronik bir şekilde, kendimizi hiçbir zaman tamamen iyi ya da kötü gibi hissetmiyoruz. “Vay be, aslında bu adam da kendi tarafından haklı olabilir” diyorsunuz. Zaten oyun bize bu hakları ve hisleri sunma konusunda bir hayli başarılı! Ama gelin deneyimini konuşalım ve tam burada biraz da eğlenceli bir eleştiri yapalım.

Ah, Black Friday! Onu bir de alışveriş çılgınlığıyla karıştırmayın! Hayır, burada çarpıcı bir gülümsemeye hazır olun çünkü Kara Cuma, tam anlamıyla tarihin akışını değiştiren kanlı bir gün olarak bizlere sunuluyor. Oyun da içinde saklanan dramatik ve ironik unsurlarla bu kara günün anlamını bizlere sunuyor. Ama şunu unutmamak lazım ki, tüm bu olaylar iki saatlik bir süreye bağlı kalınca, deneyimimiz çiğ kalabiliyor. Yani, “bütün dünya öyle bir savaşa girmekte” deyip, “ama bu iki saat çok uzaktı” dememiz ne garip değil mi?

Sonuç olarak, 1979 Revolution: Black Friday tarihi öğrenim serüvenimizde kısa ama öz bir durak. Tarihi, bir oyunla yaşıyoruz ama bunun yanında, kısa sürede bu kadar derinlikli bir durumu kavrayabilmeyi beklemek biraz… zor değil mi? Belki de Black Friday, tarihi olguları bizlere sunarken, daha fazlasını keşfetmek için bir kapı açıyor. Sonuçta, burada sadece iki saatlik bir deneyimden bahsetmiyoruz. Oyunumuz, tarih üzerinden toplumsal bir yansıma ve eleştiri sunarak bizleri düşündürüyor.

Oyunlardan Öğrenilir Mi? sorusunun peşinden koşmaya devam ediyoruz. Bir sonraki yazımızda yine mizahi bir dille, yeni bir oyun deneyimi ile birlikte sizlerle olacağım. Unutmayın, tarih komik olabilir! Oyunla kalın, sağlıklı kalın!