1998 Yılında Oyun Dünyası: Efsanevi Oyunlar ve Sanitarium Deneyimi
1998'de oyun dünyası, efsanevi yapımlar ve Sanitarium'un çılgın deneyimiyle doluydu. Gelin, nostalji ve kahkahalarla dolu bu yolculuğa çıkalım!
1 gün önce

1998 Yılında Oyun Dünyası: Bir Zamanlar, Bir Oyun!
1998 yılı, oyun tutkunları için tam anlamıyla bir cennetti! O yıl çıkan oyunlar, adeta birer kült haline geldi ve günümüzde bile hatırlanıyor. Hadi gelin, nostalji yapalım ve o yıl çıkan bazı efsane oyunlara göz atalım:
- Baldur’s Gate – Dungeons & Dragons hayranları için bir rüya!
- Fallout 2 – Nükleer kıyametin ardından hayatta kalma mücadelesi.
- Half-Life – Gordon Freeman’ı tanımayan var mı?
- StarCraft – Zerg, Terran, Protoss… Hangisi favoriniz?
- Age of Empires – Tarih derslerini oyunla birleştiren muhteşem bir strateji!
- Dune 2000 – Çöl gezegeninde strateji savaşları!
- Resident Evil 2 – Zombi kıyameti ve Leon’un çilesi!
- Metal Gear Solid – Snake, gizlilikteki ustalığın simgesi!
- Unreal – Görselliğiyle büyüleyen bir FPS!
- Commandos – Strateji ve aksiyonu harmanlayan harika bir oyun!
- Tom Clancy’s Rainbow Six – Taktiğin ve işbirliğinin ön planda olduğu bir savaş oyunu!
- Thief – Hırsızlık sanatıyla dolu bir macera!
- Gran Turismo – Araba tutkunlarının kalbini fetheden bir yarış!
- NFS 3: Hot Pursuit – Polisi atlatmak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı!
- Test Drive 5 – Nostaljik bir hız deneyimi!
- Grim Fandango – Ölümden sonra hayatı keşfetmek!
- The Legend of Zelda: Ocarina of Time – Link’in maceraları her zaman kalbimizde!
- Oddworld: Abe’s Exoddus – Abe’in komik ve tuhaf hikayesi!
- Crash Bandicoot – Döneminin en sevimli karakterlerinden biri!
- Spyro – Uçan ejderha Spyro ile macera dolu bir yolculuk!
- MediEvil – Şövalye Sir Daniel Fortesque’un komik hikayesi!
- Heart of Darkness – Karanlık bir yolculuk!
Bütün bu oyunlar arasında, bir de Sanitarium var ki, ne şans! Bir trafik kazası sonrasında gözlerini bilmediği bir yerde açan kahramanımız, akıl hastanesinde buluyor kendini. Hani bazen hayatın ne kadar garip olduğunu düşünürüz ya, işte buna tam örnek! Kahramanımız ne ismini hatırlıyor ne de oraya nasıl geldiğini. Kendisi bir muamma yani!
Etrafındaki akıl hastaları da cabası… Kimdir bunlar? Acaba hepsi başka bir oyunun hastası mı? Belki de hepsi birer pikselle dolu komik karakterlerdir. “Merhaba, ben akıl hastasıyım! Seninle beraber oyun oynamak istiyorum!” diyerek geliyorlar karşımıza. İşte o an, oyunun psikolojik yönü ve garip atmosferi devreye giriyor. Çocuklar, bu hikayenin en önemli parçaları! Onlarla buluştuğumuzda, hikayenin parçalarını bir araya getiriyoruz. Ama dikkat edin, çocuklar oldukça içten ve bir o kadar da tuhaf!
“Bu çocukların aileleri nerede?” ve “Kasaba sakinlerine ne olmuş?” soruları zihnimizde dönmeye başlıyor. Bir yandan gerilirken, diğer yandan “Mother” kimdir? Bu sorular, bizi daha da derinlere çekiyor. Yavaş yavaş yürümeye başladığımızda, yaşadığımız gerilim ve heyecan bir yudum kahve gibi içimizi ısıtıyor. Ama bu kahve biraz acı, dikkat edin!
Sanitarium, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir psikolojik deney! Oyun süresince geçen zaman, bir anda akıp gidiyor ve biz gerilimden bunalırken, “Kendime gel, bu bir oyun!” diye fısıldıyoruz. Ama işin komik tarafı şu ki; bazen o kadar derin bir etki bırakıyor ki, “Ahh, yeter artık!” dediğimiz anlar bile oluyor. Oyun bittiğinde, “Bunu nasıl başardım?” sorusu aklımızda yankılanıyor.
Öyle ki, pek çok sahnesi hafızamıza kazınmış durumda. O yüzden, Sanitarium’u bir daha oynamak istediğimde, kendimi tekrar o garip dünyada buluyorum. “Hala şaşıracak bir şey var mı?” diye düşünsem de, her seferinde yeni bir şeyler keşfetmek büyük bir zevk!
Sanitarium ile tanışmadıysanız, Steam yaz indirimleri fırsatını değerlendirip bir şans vermek için daha iyi bir zaman olamaz. Unutmayın, bazen en garip yolculuklar, en ilginç deneyimleri getirir!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?