Akira Toriyama: Çocukluğumun Kahramanı ve Dragon Ball’un Büyüsü
Akira Toriyama, çocukluğumun süper kahramanı! Dragon Ball'un büyüsüyle saçlarımız dik, gülüşlerimiz geniş gözlerimiz ise 7 kat daha büyük oldu!
3 saat önce
90’larda Türk televizyonlarında çılgınlar gibi anime yayınlandığı dönemde Dragon Ball izlediğim ilk günü hiç unutmam. Goku’nun inanılmaz saflığı, macera dolu kocaman dünyası, gülmekten gözümden yaş getiren mizah anlayışı derken daha ilk bölümden inanılmaz sarmıştım. O zamanlar bir çocuğun dünyasında, uzaydan gelen bir savaşçıyla karşılaşmanın heyecanını yaşamak ne kadar eğlenceliydi bir düşünsenize! Sanırım ilk kez o bölümü izlerken elime geçirdiğim patlamış mısırı yerken bir yudum soda içerken elimin kayması sonucu, gözüm patlayan bir patlamış mısıra takılmıştı. O an Goku’nun kollarındaki güzellik ne kadar da abartısızdı, bir sıcak havada çilekli dondurma yerken boğazımda kalan buzlu sörf gibi hissetmiştim. Oh, o günleri özlemle anmamak elde değil.

Uzun yıllar izlemeye devam ettim Dragon Ball’u. O zamanlar komşu çocuklarıyla sokakta dövüş sahneleri canlandırıyorduk. “Kamehameha!” diye bağırırken, aklımdaki tüm süper güçlerin tohumunu ekmiştim. Tabii ki bunlar sadece hayallerdi, ama Goku’nun maceralarına katılmanın o heyecanıyla her şey gerçek gibi geliyordu. Bir gün gelir miydi bilmem ama, o zaman aklımda pek bir şey yoktu. Bu fantastik dünya o kadar büyüleyiciydi ki, Dragon Ball’un yanı sıra Dr. Slump ile tanışmam da esasında bir çığlığın ardından gelen bir başka komik serüvendi!
Dr. Slump’ın absürd mizah anlayışı beni tarifsiz bir şekilde gülümsetirken, o garip köy halkının başına gelen işlere gülmekten gözlerimden yaşlar geliyordu. O zamanlar her anı komiklikle doluyken, kim bilir belki de Akira Toriyama’nın sanatından birisi olabilirdim. Sadece izleyici değil, bir katılımcı! Gerçekten o zamanlar ben de bir çizecek, bir hikâye yazacak kadar cesur genç bir zihin: “Kötü çizimlerimle ben de anime çizeceğim!” dedim durdum.
Kendi büyüme serüvenimde başka bir kahramanlık da Dragon Quest serisi ile gerçekleşti. Video oyunları dünyasında bu muazzam eserlerle tanışmak ve Chrono Trigger gibi başyapıtlarla oynamak, benim için mutluluk kaynağıydı. Bir smartphone oyunu gibi alıştığımız açıdan değil; tam anlamıyla bir sanal evrende kaybolmak için buluşumdu. O oyunlarda da Akira Toriyama’nın parmağı vardı. Canavarlardan, karakterlere kadar her şey onun düşüncesinde iz bırakmıştı. Dragon Quest koleksiyonumun ilk parçalarını Instagram’da paylaşırken, hiç beklemediğim bir anda Akira Toriyama’nın beğenmesini görmek beni resmen mutlu abidesine çevirdi. Bugün bile baktığımda, sanki o anı yeniden yaşarmışım gibi sevinçle kayboluyorum.
Büyüdüm, hayatımın evliliğiyle birlikte başka bir serüven daha başladı. Hanımla tanıştık, beraber Dragon Ball izledik, evlendik. Ve piknikteki komik anılarımızda Dr. Slump’la güldük, oyunlarda level kasarken “Bak biz de Kamehameha”! derken hatıralarımızın içinde kayboldum. Şimdi de kızımla birlikte büyümesini bekleyerek, Dragon Ball izleme hayalleri kurarken… bugüne gelince bir hüzün bastırdı üzerime. Bu sabah, Akira Toriyama’nın vefat haberini aldım. Hayatımda sanki bir parça kopmuş gibi hissettim. Onun yarattığı dünyalar, gülmece bazında hayatımın en önemli noktalarına dokunmuştu. Kendisiyle tanışmamış olsam dahi, bana çok şey katmıştı.
Akira Toriyama, güldüren, insanları birbirine bağlayan, ilham veren bir isimdi. Bünyesinde yarattığı kaotik durumlar içindeki komik unsurlar, gülmeyi bir alışkanlık haline dönüşmüş değil mi? Güzellikler yaratarak, ana akımı değiştiren, yeni yönler açan bir sanatçıdır. Kendisi çok genç yaşta, 68 yaşında beyin kanaması sebebiyle aramızdan ayrıldı. O’nunla birlikte benim çocukluğumun ve hayallerimin bir parçası gitmiş gibi hissediyorum. Elveda büyük usta, bizleri hep güldürdün. Bugün yine bizlerle aynı kahkahaları Kami-sama ile paylaşıyor olmalısın…
EN BİLİNEN İŞLERİ:
- Dragon Ball
- Dr. Slump
- Go! Go! Ackman
- Dragon Quest
- Chrono Trigger
- Blue Dragon
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?