Alien: Earth ile Uzayda Komedi ve Korku Deneyimi

FX’in yeni dizisi Alien: Earth, ülkemizde Disney+ ekranlarına adım attığında, bazı izleyicilerin kafasında soru işaretleri bıraktı. “Bu dizide uzaylılar mı var? Yani gerçekten Riskli Rüzgarı mı estiriyor?” gibi sorular ardı ardına geldiyse, yalnız değilsiniz. Alien: Earth, Fargo ve Legion’un yaratıcısı Noah Hawley’in elinden çıkma, bu da demektir ki hem biraz komedi hem de görsel bir şölen bekleyebilirsiniz!

Dizinin konusu, Weyland-Yutani gemisi USCSS Maginot’un, Yeni Siyam’a acil iniş yaparken başlıyor. Ancak bu iniş, internetteki “yarışmamıza katılın” tarzı bir e-posta gibi, oldukça tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Çünkü bu iniş, ikonik Xenomorph’u ve onun yanındaki diğer canavarlara kapıyı açıyor. Düşünsenize, sabah kahvaltısında “Bugün ne yemek pişirsin?” derken, masada bir Xenomorph’un bulunmasının tadı tartışılmaz! İronik bir şekilde, dizi tam da bu tür olası sorunlar üzerine kurgulanmış.

Dizide rol alan isimler Sidney Chandler, Timothy Olyphant, Alex Lawther, Samuel Blenkin ve Babou Ceesay gibi ünlü simalar. Bu isimler, dizi içinde farklı karakterleri canlandırarak bizi eğlendirirken, aynı zamanda absürt durumlar da yaşatacaklar. Özellikle, “Yoksa bu uzaylılar bizimle mi dalga geçiyor?” sorusunu sormaya hazırlanın! Aliens serisinin sekizinci yapımı olarak karşımıza çıkan Alien: Earth, zaman çizelgesinde biraz karmaşaya neden oluyor. İlk filmin öncesinde geçmesine rağmen, izleyicilerin kafası çorba gibi! Gerçekten bir uzay filmiyle karşı karşıya mıyız, yoksa bir komedi dizisiyle mi?”

Alien: Earth, Alien zaman çizelgesinde nereye denk geliyor?

Dizi, Ridley Scott’ın Alien filminden iki yıl önce, yani 2120 yılında geçiyor. Prometheus 2089’da, Alien: Covenant ise 2104’te gerçekleştiği göz önüne alındığında, bu dizinin Scott’ın son Alien prequel filminden tam 16 yıl sonra olduğu anlaşılıyor. Belki de Hawley’in de dediği gibi, “Artık uzaylılar esprilerimi de zamanla güncellemeye başladık!” diyor gibi hissedebilirsiniz.

Alien döneminde olduğumuzun en büyük kanıtı ise dizideki teknolojidir. Weyland-Yutani gemisi USCSS Maginot, Nostromo’ya benzeyen her detayıyla, “Işık hızı mı, yoksa nostalji mi?” sorularını akla getiriyor. Teknolojik olarak geçişken bir evrende bulunmak, belki de kahvaltınızı yaparken dikkatli olmanızı gerektiriyor. Çünkü uzaylılar için sabahların en tehlikeli anları olabilir!

Noah Hawley ise, dizinin Prometheus ve Covenant’ta kurulan mitolojiden uzak kalacağını belirtmiş. Yani beklemeyin; bu dizide Mühendisler’i görmeyeceksiniz. Ama Hawley, Collider’a verdiği bir röportajda, dizinin “ikinci filmin zamanlarında, öncesinde veya hemen sonrasında” geçtiğini dile getirdi. Aliens ise 2177’de, Ripley’nin 57 yıllık hiper uykusundan sonra geçiyor. Yani eğer Hawley’nin zaman çizelgesinde bir hata yoksa, bu durum dizinin zaman dilimini 60 yıla yayılabileceği anlamına geliyor. Bunu düşünmek bile oldukça kafa karıştırıcı değil mi?

Özellikle, “Dizinin evreni, uzayda kaybolmuş bir grup kahramanın hikayesini mi anlatıyor, yoksa uzayda kaybolmuş komedyenlerin hikayesini mi?” sorusunu aklımızdan çıkaramayacağız! Alien: Earth, hem korku hem de komediyi bir araya getirerek, bizleri gerçekten eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.

En sonunda, bu dizi izleyicilerine korkunun yanında bir de gülümseme sunmayı başarıyor. “Bakalım bu sefer bu uzaylılar ne kadar komik olacak?” sorusunu peşimizde taşıyarak, herkese iyi seyirler dilerim! Uzaydan gelen kahkahalar, burada bizi bekliyor.