Assassin’s Creed Mirage’a Ücretsiz ‘Valley of Memory’ Ek Paketi Duyuruldu!

Ubisoft’tan güzel bir haber geldi, ama bu sefer “Hadi canım, bu da nereden çıktı?” dedirtmeyecek bir haber. Assassin’s Creed Mirage için “Valley of Memory” adında bir ek paket duyuruldu. 18 Kasım’da oyunseverlerle buluşacak olan bu ücretsiz genişleme paketi, tabii ki de “Ücretiz! Daha ne istiyoruz ki?” diye mutlu olan gamer dostlarımız için oldukça heyecan verici bir gelişme. Ubisoft bu yeni paketin yaklaşık 6 saatlik bir oynanış sunacağını iddia ediyor. Yani, en azından oturup, bir çay içerken oynamaya devam edeceğiz gibi görünüyor.

Valley of Memory, Mirage’ın ana hikayesinin sonlarına doğru gideceğimiz bir macerayı konu alıyor. Basim’in, kaybolmuş babasının izini sürerek El-Ula’ya doğru yola çıkmasıyla başlıyor olaylar. Şimdi burada ördeklerin zihninde neler canlanır bilmiyorum ama Basim gözünü karartıyor ve çöl haydutları, kaybolmuş izler ve tehlikeli antik kalıntıların arasında kayboluyor. Ceneviz’li Rüzgâr gibi olduğu bu sırada, keşfe çıkmadan önce yanına bolca abur cubur almayı unutmaması gerektiğini hatırlatayım.

Valley of Memory’de keşfedilecek yerler arasında eski El-Ula şehri, Musa ibn Musayr Kalesi, Taş Vadisi ve Hegra Nekropolisi var. Bu isimler bile baş döndürücü, değil mi? Hani kahvaltı masasında sadece peynir-marmelat tatmaya alışık bir insan olarak, şimdi de tarihi kalıntıları gezecekmişiz. Neyse ki Ubisoft’un gözlemine göre, bu oyun hem keşif hem gizlilik unsurlarını bir araya getiriyor. Yani, düşmanların ortasında gezinirken mısır patlağı yer gibi gizli hareket etmeye çalışmak zorunda kalışımız harika bir deneyim olacak.

Şimdi burada bir şey dikkatimi çekiyor. Normalde AC Mirage için bir ek paket beklemiyorduk. Ama gelin görün ki, Suudi Arabistan’ın fon sağladığı ve bu genişleme paketinin yapılmaya başlandığı iddiaları ortalıkta dolanıyor. İnce bir iş görüldüğü aşikar. Ubisoft, bir şekilde Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) ile çalışıyor gibi görünüyor. Bu durum, El-Ula’nın önemini artırarak, aslında biraz da siyasi bir ton katıyor bence. Yani El-Ula, yumuşak gücün ilaç gibi kullanılacağı bir dönemden geçiyor.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise, Ubisoft’un bu durumu biraz şeffaf hale getirmesi. PC Gamer, bu konuda Ubisoft yetkililerine mikrofon uzatmış ve bir sözcü, “Projemizde herhangi bir hükümet veya sponsor etkisi yok. Assassin’s Creed serisi her zaman tarihe, kültürlere ve çeşitliliğe saygı duymuştur” demekle yetinmiş. Eh, güzel bir açıklama. Ama oyun dünyası, dedikodu ve ince ince kıvrılan hikayelerle dolu. Bazı oyuncular, Ubisoft’un politik hassasiyetleri askıya aldığını savunuyor. Diğerleri ise “Ücretsiz tarihî bir genişleme paketi için bu kadar yüklenilmemeli!” diye seslerini yükseltiyorlar.

Aslında ülkelerin kamu diplomasi aracı olarak oyunları kullanması pek de olağan değil. Geçmişte pek çok oyun, ülkelerin kültürel imajlarını geliştirmek adına kullanıldı. Bu tartışmalar ise uzayıp gidiyor, sanki sınırsız bir video oyunu DLC’si gibi. Herkesin bir görüşü var elbette ki. Bir yandan da “Parayı veren düdüğü çalar mı?” sorusu kafamda dönmeye devam ediyor. Oyun firmalarının bu şekilde hareket etmesi için etik kurallar var mı, olmalı mı? Sevgili Oyungezerler, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Zihin fırtınasını başlatacak olan sizlersiniz! Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!