Assassin’s Creed Odyssey: Atlantis’ın Sonu Geliyor!

Ah, Assassin’s Creed Odyssey! Geçen yılın en gözde oyunlarından biri haline gelmiş olan bu yapım, sadece tarihi kurgusu ile değil, içindeki zorlu rakiplerle de oyuncuları kendine bağlamayı başardı. Yani, bu oyunda bir süre daha kaybolmaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Tamam, belki kaybolmak çok da iyi bir şey değil ama, sonuçta bir yandan da antik Yunan’da dolaşmak fena mı? En azından mitolojik figürlerle tanışmak için harika bir fırsat!

Ubisoft, bu oyunun hikayesini genişletmek için önce Legacy of the First Blade adlı bölümü çıkarmıştı. Ardından da The Fate of Atlantis isimli genişleme paketinin ilk iki bölümünü bizlerle buluşturdu. İlk bölümde, Fields of Elysium’da Persephone ile karşılaşırken, ikinci bölümde ise, ismi gibi Hades’in karanlık dünyasına adım attık. Düşünsenize, Hades ile tanışmak, belki de “Merhaba, ben de buradayım!” demek gibi bir şey. Ama şimdi, bu hikayenin üçüncü ve son bölümü Judgment of Atlantis için geri sayım başladı!

Judgment of Atlantis, 16 Temmuz’da çıkacak ve tüm gözler Poseidon’un karşısına çıkacağımız bu final bölümünde olacak. Evet, su altı dünyası, deniz canavarı ve belki de bir iki denizkızı ile karşılaşmak üzereyiz. Zaten Poseidon’un yanında olmanın, “Sana su getireyim mi?” demekten başka bir anlamı yok! Ama merak etmeyin, bu hikayede suyun altında kaybolmak, kaybolduğunuz her yerde kaybolmaktan daha eğlenceli olacak.

• Poseidon ile Tanışma: Kendisinin de bir tanrı olduğunu unutmayın, konuşurken dikkatli olun!
• Deniz Canavarı Savaşları: Evet, büyük ihtimalle bir iki devasa kraken ile karşılaşacağız. Hadi bakalım, su altında nasıl bir dövüş taktiği geliştirebiliriz?
• Denizkızları ile Sohbet: Eğer bir denizkızı ile konuşursanız, altın gibi parlayan bir yüzük hediye etmeyi unutmayın. Sonuçta, balıklarla konuşabiliyorsunuz!

Bu hikayenin finali nasıl olacak, merakla bekliyoruz! Ama kesin olan bir şey var ki, Assassin’s Creed Odyssey ile geçirdiğimiz bu süre boyunca, hem eğlenecek hem de mitolojik bir maceraya tanıklık edeceğiz. O yüzden, elinize bir kontrol cihazı alın, 16 Temmuz’u beklemeye başlayın ve bir yandan da “Bakalım bu sefer Poseidon beni suya atacak mı?” diye düşünmeden edemeyin!