Avatar 2: The Way of Water ile 3D Deneyiminde Yeni Bir Dönem Başlıyor
Avatar 2: Su Yolu ile 3D gözlüklerimizi takıp, 'suyun içinde yüzme dersine' hoş geldiniz! Sıkı tutunun, dalgalar geliyor!
4 saat önce

2009 yılında sinema dünyasına damgasını vuran Avatar, yalnızca görsel efektleriyle değil, aynı zamanda 3D film tekniği ile de devrim yaratmış bir yapım. O dönemde sinemada yeni bir çağın başlamasına vesile olurken, ”Neden gözlük takmak zorundayım ki?” diyen pek çok izleyici coşkuyla sinema koltuklarına oturup, ‘3D’nin’ büyüsüne kapılmıştı. Herkes bu filmde, Pandora’nın muhteşem dünyasına dalmanın yanı sıra, gözlük takmanın getirdiği o karanlık ortamlara da katlanmayı gönülden kabul etti. Ancak şimdi, Avatar’ın devam filmi The Way of Water‘ın gelişiyle birlikte, 3D gözlükler tekrar gündemimize geldi. Önümüzdeki yıllarda bu durumdan sıkıldığımızı belirtmek için birkaç dudak bükmekten başka çaremiz yok gibi görünüyor.
Bu yıl sonlarında vizyona girmesi beklenen The Way of Water, 3D gözlüğü takmanın yanında daha önce hiç yaşamadığımız bir deneyim sunma vaadi ile geliyor. Marvel Sinematik Evreni’nin büyük başarısıyla birlikte, gişe gelirleri adeta bir galaksiye açılıyor, bu arada Avatar 2 de bize yeni bir rekor kırma potansiyeli sunuyor. Neyse ki, bu sefer herkesin gözlükleri takma konusunda duyduğu o hüzünlü kararsızlık yerini biraz daha heyecan verici bir bekleyişe bırakıyor.
- Avatar: The Way Of Water’dan Resmi Fragman Yayımlandı
Ancak durum her zaman göründüğü gibi değil. The Hollywood Reporter‘ın haberine göre, Amerika’daki sinemaseverlerin büyük bir kısmı 3D filmlere olan ilgilerini kaybetmiş. Neyse ki, Disney’in Global Film Dağıtım Müdürü Tony Chambers, bu karamsar tabloyu değiştirmek için canla başla çalışıyor. “Bu tamamen deneyim üzerine. Eğer doğru yaparsanız insanlar tekrar, tekrar filme gelecektir,” diyerek, insanların Avatar 2’yi izlemek için sadece 3D değil, aynı zamanda muhteşem bir görsel deneyim aradıklarını dile getiriyor. Tabi Chambers, gişelerdeki karamsar durumu düzeltebilmek için toplumsal bir seferberlik başlatıyormuş gibi görünüyor. Gerçekten de, doğru bir film deneyimi izleyicileri her zaman sinemaya çeker.
Diğer yandan, James Cameron’ın sağ kolu ve kurbanı Jon Landau, 3D’nin daha özgün ve eşsiz bir deneyim sunduğunu savunarak, “Bizim anlattığımız hikayeye değer katıyor,” diyerek övgüler yağdırmayı sürdürüyor. Tabi ki, bu sözleri duyan bir izleyici, “Eğer bana başka bir yerde göremeyeceğim şeyler sunuyorsanız, bir de karanlık bir salonda, 3D gözlük takıp birbirini taklit eden mavi yaratıklara bakmak zorunda kalmak zorunda mıyım?” diye sormak isteyebilir. Şimdiden gözlüklerimizi hazırlayalım; çünkü Avatar 2: The Way of Water ile birlikte, bir kez daha bu deneyimi yaşayacağız.
16 Aralık’ta vizyona girecek olan film için sinema salonlarının aydınlatma seviyelerinin gözden geçirilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Umarım bu sefer karanlık ortamlarda gözlük takmanın yarattığı pişmanlıkları fazla yaşamayız. Ayrıca Avatar, eski muhteşem yolculuğunu yeniden başlatmak için 23 Eylül’de, çeşitli salonlarda ilk filmin yeniden gösterimi için hazırlıklara başladı. Hepimiz umuyorduk ki, Avatar 2 ile birlikte, üç boyut zorunluluğu getirecek olan o kötü gidişata bir daha düşmeyeceğiz. Bütün filmleri 3D zorunluluğuyla görmek zorunda kalmamak için dua edelim, özellikle de peri masallarında bile karanlık sahnelerin görünmediği günlerde. Şimdi, büyük bir merakla yeni filmin yanında, geçmişin güzel anılarına sarılalım!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?