Avatar: The Last Airbender, Nickelodeon’un en sevilen yapımlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. İlk bölümü 2005 yılında yayınlanan ve 2010 yılına kadar süren bu büyülü seri, dört elementi kontrol edebilen bir dünyada geçen destansı bir hikaye sunuyor. Hava, su, toprak ve ateşin ustası olan genç Avatar Aang’ın maceralarını izlerken, hem çocuklar hem de yetişkinler için unutulmaz anlar yaşandı. Ancak, bu harika serinin hayranları, 2010 yılında M. Night Shyamalan’ın çektiği filmle hayal kırıklığına uğradılar. Film, izleyiciler tarafından tam bir felaket olarak değerlendirildi. Birçok kişi, “Bu filmi izlemek, bir ayı ile tango yapmaya çalışmak kadar mantıksız!” diye yorumladı.
Aslında, 2010 versiyonunun ne kadar kötü olduğu hakkında çok fazla şey söylenebilir. İzleyiciler, karakterlerin isimlerinin yanlış telaffuz edilmesi gibi tuhaflıklarla karşılaştılar ve “Bu Zuko mu, Zuko’nun uzaktan akrabası mı?” diye sormaktan kendilerini alamadılar. Ancak, Netflix bu durumu düzeltmek için kolları sıvadı ve Avatar’ı canlı dizi haline getirmeye karar verdi. Fakat, her işte olduğu gibi, burada da işler yolunda gitmedi. Orijinal serinin yaratıcıları Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko, projeden ayrıldıklarını duyurdu. Bu ayrılış, hayranlar arasında “Bu dizi, bir çöküş hikayesine dönüşüyor mu?” sorusunu gündeme getirdi.
Şimdi de orijinal seslendirme kadrosu, Netflix dizisi hakkında hissettiklerini paylaştı. Karakterlerin seslendirme sanatçıları, Dante Basco (Zuko), Jack DeSena (Sokka), Dee Bradley Baker (Appa ve Momo), Grey Griffin (Azula), Olivia Hack (Ty Lee), Jennie Kwan (Suki), Cricket Leigh (Mai) ve Michaela Murphy (Toph) gibi isimlerden oluşuyor. Bu grup, sanal bir etkinlikte bir araya geldi ve “Netflix’in bu projeye olan yaklaşımını anlamakta zorlanıyoruz” gibi cümlelerle duygularını ifade ettiler. Her ne kadar yeni bir şey katılmayacaksa da, “En azından diziyi izlerken patlamış mısır almayı unutmamalıyız!” dediler.
Özellikle Dee Baker, Netflix’in bu işin epey gereksiz olduğunu vurguladı. “Sanki Avatar dünyasına yeni bir soluk getirecekler, oysa ki bu sadece eski bir hikayeyi tekrar sahneye koymak!” diye söyledi. Yani, bu işin hayranları için bir tür ‘Sıfırdan Tekrar Yapma’ projesi olduğu belli. Fakat tüm bunlara rağmen, seslendirme sanatçıları, dizinin yine de iyi olmasını umduklarını belirttiler. Hayranların kalbinde yer etmenin özel sebeplerinin olduğu gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Çünkü Avatar, sadece bir dizi değil; aynı zamanda hayatın çeşitli derslerini bizlere sunan bir yolculuk.
- Orijinal serinin yaratıcısı projeden ayrıldıktan sonra, hayranların endişeleri arttı.
- Seslendirme sanatçıları, dizinin ruhunu yakalamakta zorlanacağını düşünüyor.
- Netflix’in projeyi nasıl ele alacağı büyük bir merak konusu.
Sonuç olarak, Netflix’in bu projeye olan yaklaşımı ve izleyici beklentileri arasında bir uçurum oluştu. İlk fragman geldiğinde, bu kötü atmosferin değişip değişmeyeceğini göreceğiz. 2010 versiyonunun filmden, daha kötü bir iş olamayacağı aşikar. Ama kim bilir, belki de Netflix bu olumsuz havayı tersine çevirir ve “Bir Avatar, bir kez daha tırmanışa geçiyor!” dedirtir. Haydi, umudumuzu kaybetmeyelim ve dizinin geleceğinin belirsizliğinde biraz da mizah bulalım!
