Back 4 Blood: Zombi Avında Yenilikçi Bir Tecrübe
Back 4 Blood ile zombi avına çıkın! Yenilikçi oynanışı ve heyecan verici senaryosuyla, arkadaşlarınızla birlikte unutulmaz bir deneyim yaşayın.
2 saat önce

İki ay kadar önce Back 4 Blood hakkında izlenimlerimi paylaşırken bazı endişelerim vardı. Ancak, oyunun tam sürümünü oynadıktan sonra bu endişelerimin büyük ölçüde kaybolduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Turtle Rock, Left 4 Dead 2’nin yaratıcısı olarak Valve ile yollarını ayırdıktan sonra farklı denemelerde bulundu ama bu defa tekerleği yeniden icat etmeye çalışmak yerine mevcut yapıyı geliştirerek yeni bir şey yaratmış. Sonuç, Left 4 Dead 3 gibi bir deneyimi sunan Back 4 Blood olmuş. Eğer Left 4 Dead oynadıysanız ne ile karşı karşıya olduğunuzu az çok tahmin edersiniz çünkü yapımcılar aynı olduğu için oyun, önceki serisinin temel mekaniklerinden bolca yararlanıyor.
Arkadaşınızla birlikte dört kişilik bir ekibe katılan karakterlerimiz “Cleaners” yani Temizlikçiler olarak adlandırılan, parazitleri etkili bir biçimde temizleyen cesur bireylerdir. Temizlikçilik yaparken karşılaştıkları zombilere kıyasla çok daha hazırlıklı oldukları apaçık. Fort Hope adındaki askeri üsse yerleşen ekibimiz, burada çeşitli operasyonlara katılarak hayatta kalmayı başaran sivillere yardım etmeye çalışmaktadır. Ancak zorluk sadece Temizlikçiler için değil; parazitler de daha çeşitli ve ölümcül bir şekilde karşımıza çıkmakta. İşte Back 4 Blood’ın en dikkat çeken özelliklerinden biri: kartlar ve desteler.
-
Zombilerle Pis Yedili oynamak
Bu, sıradan bir oyun değil. Her bir maçta kazandığınız İkmal Puanları, belirli yerleşimlere İkmal Hattı açmanıza yardımcı oluyor ve bu süreçte çeşitli skinler, kartlar ve kozmetikler kazanıyorsunuz. Açabileceğiniz kart sayısı 100’den fazladır ve elinizdeki kartların 15’ini bir araya getirerek oluşturduğunuz desteler oyun içindeki etkinizi doğrudan etkiliyor. Örneğin, Holly karakteri için bir desteyi yakın dövüşü destekleyen kartlarla oluşturursanız, kendinizi iyileştirip parazitlere karşı etkili olabilecek bir kombinasyon elde edebilirsiniz. Bu durum betada biraz karmaşık görünse de, göz gezdirdiğinizde kendi oyun tarzınıza uygun bir deste oluşturmak işin zor tarafı değil.
-
E ama bunlar zombi değil, uzaylı?!
Left 4 Dead’de zombilerin kaynağı bir virüstü fakat Back 4 Blood’da biz uzaylı kaynaklı bir parazit ile karşı karşıyayız. “Devil Worm” adı verilen bu parazit, ilk olarak Kanada’da keşfedildi. Sonrasında hızla yayılarak insanları “The Ridden” adlı zombimsi yaratıklara dönüştürdü.
-
Dondurmanın üzerine dürbün takmak…
Back 4 Blood’ın rastgeleliği, Left 4 Dead’e göre silahların tepkileriyle daha da derinleşiyor. Başlangıçta basit silahlar buluyorsunuz ama ilerledikçe daha kaliteli silahların keyfini çıkarıyorsunuz. Ancak elinizdeki silahı değiştirmek otomatik değil; üzerinde bulunan modlar da büyük önem taşıyor. Örneğin, dürbün eklediğiniz bir Magnum ile uzak mesafedeki düşmanı vurabilirsiniz. Bu süreçte rastlantısallığın bazen can sıkıcı olduğunu belirtmeliyim. Kartlar aleyhinize işleyebilir ya da sizi kolayca ilerletecek durumlar yaratabilir.
-
Sinematik şekilde çenesi düşenler
Left 4 Dead karakterleri, çizgi romanlarla hikâyelerini destekleyerek devam ettirirken, Back 4 Blood doğrudan oyun içindeki sinematiklerle 33 bölümlük bir hikaye sunuyor. Bu durum, karakterlere derinlik katıyor ve izleyici dağıtılmadan anlatmak istediği mesajı iletiyor. Oyunun hikâyesine dikkat etmeyerek de keyif almak mümkün olsa da, Temizlikçilerin diyaloglarını takip etmek deneyimi zenginleştiriyor.
Belki Left 4 Dead 3 olarak anılan bir oyuna kavuşamayacağız ama önümüzde “Olsaydı nasıl olurdu?” düşüncesini sorgulatmayan bir örnek var. Fiyatı bazı platformlarda yüksek olsa da, ilk günden Game Pass’e gelmesi, ekibinizi toplayarak parazit temizlemek için harika bir fırsat sunuyor.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?