Balatro: Zorlukları Aşarak Platin Kupa Kazanmanın Heyecanı

Balatro’yu PlayStation’da platinleyen oyuncular arasında yer almak adeta bir nevi uluslararası bir başarı belgesi almış gibi! Düşünsenize, %0.1’lik bir kesimdesiniz; bu da demektir ki, bir kafede oturup “Ben Balatro’yu platin yaptım” dediğinizde, karşınızdaki kişinin muhtemelen koca bir donuk bakışla size bakmasının ihtimali oldukça yüksek. Üstelik, bu kadar az sayıda insanın arasına Mark Cerny gibi bir PlayStation dehasının katılması, bu oyunun ne kadar zorlu ve karmaşık bir deneyim sunduğunu daha da gözler önüne seriyor. “Yedi ay ve yüzlerce saat!” Yani, adam resmen hayatının 3,5 gününü sadece bu oyunun kupa koleksiyonu için harcamış. Anlayacağınız, Cerny’nin bu başarısı için “pes artık!” demekten başka bir şey yok!

Balatro’nun platinini almak, bir nevi bu oyun dünyasının Everest’ine tırmanmak gibidir. İçinde 32 farklı kupa barındıran bu oyun, sadece birkaçının kazanılması bile oyuncuları sıklıkla çileden çıkarabiliyor. Yani, bir yerden sonra oyun oynamaktan çok, oyunla bir çeşit “savaş” haline bile dönüşebilir. Hani derler ya, “dost acı söyler”, işte bu oyun da sizi bir dost gibi sırtınızdan bıçaklayıp “ne halt edersen et, bu kupayı asla alamayacaksın!” diyebilir. Tabii ki bunun sebebi, bazı başarıların inanılmaz derecede zaman alıcı ve karmaşık olması. Hadi itiraf edelim, bu kupaların bazıları için bütün bir yaz tatilinde sadece bu oyunu oynamayı üstlenmek zorunda kalırsınız!

• Yarışmalar: Halef selam olan birçok oyuncu, bu kupaları kendi aralarında kapıştırmayı sever. Bir adım önde olmak için, sosyal medyada ‘Kupa Yarışması’ açan gruplar bile var. Kimin ne kadar zeki veya şanslı olduğunu görmek gerçekten eğlenceli!
• Hileler: Çeşitli hilelerin, taktiklerin ve kurnazlıkların dolaşımda olduğu bu dünyada, platin almak için belirli bir “yol haritası” çizmek şart! YouTube’da “Platin Kupa Hileleri” diye bir video açarsanız, oyunu daha az seviyorsanız çok fazla karışıklığın ortasına düşebilirsiniz!
• Destek: “Bu kupaları yaparken bana neler oldu?” diye düşünenler için, hangi kadar ‘oyuncu dostu’ olduğunu tartışabileceğiniz bir sosyal çevre yarattığınızda, yalnız olmadığınızı anlamanız bir nevi terapi gibi gelir!

Sonuç olarak, Steam’de benzer bir durum var! Orada, platin kupa olmaması bir kenara, en nadir başarılar için çaba serf eden %0.4’lük bir oyuncu yüzdesi bulunuyor. O da, tüm Joker’lere altın çıkartma yapıştırmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi aralarında “Benim Joker’im senin Joker’ini döver!” biçiminde bir rekabet içine girip duruyorlar. Yani, demem o ki, oyun dünyası ne kadar büyük ve çeşitli olsa da, Balatro ve onun etrafında dönen olaylar, bir zamana yayılmış bir komedi filmi gibi! Kimi bazen “ben neden buradayım?” dediği anlar yaşayabilir, kimisi de “ben en baba oyuncuyum” böbürlenmesine resmen daldığı anları görebilir. Bu kadar karışık ve absürt dünya içinde her bir başarı, sizlerin belki de gerçek hayatta yapamadığı bir durumda, oyunlar üzerinden melodramı yakalamak olarak tanımlanabilir! Şayet bu oyunda platin alırsanız, yalnızca kupa değil, bir yaşam tecrübesi de kazanmış olursunuz!