Baldur’s Gate 3: Nostaljik Bir Serüven İçin Geri Dönüş

Geçtiğimiz haftadan beri Baldur’s Gate 3 ile yatıyoruz, Baldur’s Gate 3 ile kalkıyoruz. Aksi de pek mümkün gibi görünmüyor zaten; bu oyun, öyle bir sarıyor ki, bir zamanlar kalbimizi çalan ilk aşkın hatıraları gibi aklımızdan çıkmıyor. Gerçekten çok güzel, çok başarılı bir oyunla karşı karşıyayız. Kısacası, tıpkı bir zamanlar ütü yapmayı unuttum sanıldığı o eski günlerdeki gibi bu oyunun başından kalkmak artık neredeyse imkansız! Öyle ki, bilgisayar başında öyle saatler geçiriyoruz ki annemizin “Neden mutfakta öyle yalnızsın?” soruları “Baldur’un” arka planda çalan müziğiyle buluşuyor.

Baldur’s Gate 3; zannediyorum, o eski komşu hatırlarıyla birlikte hayatına yeni renkler katmak isteyenlerin, tekrar tekrar oynamak isteyip gözyaşlarına boğulduğu bir nostalji abidesi oldu. Erken erişim sürecinde de büyük bir ilgi görmüştü, ancak tam sürüme geçişle birlikte ortalığı kasıp kavurduğunu söyleyebilirim. Hemen her Sherlock Holmes filminde olduğu gibi, bu oyunda da “sır perdelerini aralayan” bir deneyim sunuyor. Bir yandan Steam’de eş zamanlı oyuncu rekorunu yenileyip duruyor; öte yandan da konsol oyuncularının iştahını kabarttığını söylemek mümkün. Tam bir markette çığlık atan çocuğu andıran bir durum!

Benji-Sales tarafından da dikkat çekildiği üzere, PS5 için ön siparişlerde en çok ilgi gören oyunlara bakıldığında, Baldur’s Gate 3’ün tam anlamıyla “en çok satan” şampiyonu olduğunu görüyoruz. Şaşırmamak elde değil, tabi. PC’de gösterdiği muhteşem performans ile kulaklarımızda yankılanan “Baldur’s Gate” melodisi, konsol versiyonu için de beklentileri adeta zirveye taşımış durumda. Ve tahmin ediyorum, PS5 sahipleri de oyunu oynayabilmek için sabırsızlanıyorlardır. Ön sipariş verileri de bunu teyit eder nitelikte!

Bu arada Larian’ın, oyun çıkış tarihini Ağustos ayının başına çekerek yaptığı hamle; birçok sektör profesyonelinin gözünde övgüyü hak ediyor. Açıkçası, Starfield ile çakışmamak gibi bir başarı; hem stratejik bir mesele hem de biz oyun severleri için fırsatların ve alternatiflerin artmasına neden oluyor. Tam da bu noktada yapılan bu hamle, Baldur’s Gate 3’ü bir “popüler kültür aydını” seviyesine taşıdı resmen. Hem uygulamakta olduğu oyunun sürekli akışıyla ilgiyi artırması, hem de çok uzun süreli ilgi çekmek amacıyla PC ve konsol çıkışlarının farklı tarihlerde olmasının yarattığı sinerji, gerçekten göz alıcı bir pazarlama stratejisi örneği.

Bütün bunların yanında, bu kadar dikkat dünyayı üzerine çeken bir oyunun satışlara yansımaları da merak konusu. Önümüzdeki dönemde bu oyunla ilgili daha çok şeye tanık olacağımız kesin. Oynamaya doyamadığımız bu harika oyunun nasıl bir performans sergileyeceğini hep birlikte izleyerek kahkahalarımızı (ya da bazen gözyaşlarımızı) paylaşacağız. Baldur’s Gate 3, her ne kadar daha önceki versiyonlarını andırıyorsa da, onu oynamak günümüz dünyasında adeta bir “serüven” haline gelmiş durumda. Unutmayın, oyun içinde kaybolduğunuzda, sadece önemli olan senaryonun kendisi değil, aynı zamanda bu yolculukta kazandığınız eğlence ve kahkahalar olacak!