Benoit Sokal: Oyun Dünyasının Duygu Ustası

Microids’in resmi web sayfasında yapılan açıklama, oyun dünyası için adeta bir “bomba” etkisi yarattı. Syberia serisinin yaratıcısı olan Benoit Sokal, uzun bir hastalık sürecinin ardından hayata veda etti. Gözlerimizi açıp kapatmadan Sokal, sadece 66 yıl bu dünyada yaşadı. Belki de “Dünya üzerindeki 66 yıl, bir oyun evreninde bir saniye bile sayılmaz!” diye düşünen bir sanatçıydı. Kimi zaman hayata dair kurguladığı fantastik dünyalarda kaybolduk, kimi zaman da onun yarattığı karakterlerle karşı karşıya geldik. Fakat şimdi, Sokal’ın aramızdan ayrılmasıyla birlikte, bu evrenlerde yalnız başımıza kalacağız.

Benoit Sokal, yalnızca bir hikaye anlatıcısı değil, aynı zamanda bir çizgi roman sanatçısı olarak da tanınıyordu. Bu muhteşem karışım, onu video oyunlarının uluslararası popülerliğine büyük katkıda bulunan bir figür haline getirdi. Bazen bir kahraman, bazen de bir kötü karakter olarak karşımıza çıkan bu çok yönlü sanatçı, 25 yıl boyunca oyunculara sayısız macera sundu. “Gerçek bir vizyoner ve inanılmaz derecede yetenekli bir sanatçıydı,” diyor Microids. Evet, haklılar; Sokal’ın yarattığı evrenlerde kaybolmak, bazen gerçek hayattan kaçışın en güzel yolu oluyordu.

Microids ayrıca Sokal’ın ilk oyunu Amerzone ile başladığını vurguladı. Bu oyun, tam 1999 yılında, yani internetin yeni yeni popülerleşmeye başladığı zamanlarda piyasaya sürüldü. Düşünsenize, o zamanlar GPS yoktu, akıllı telefonlar yoktu ve internet bile yavaş yavaş hayatımıza girmekteydi. Ama Sokal, bu zorluklara rağmen hayal gücünü kullanarak dünyanın dört bir yanından oyuncuları bir araya getirdi. Sokal’ın evrenlerinde kaybolmak, adeta bir zaman yolculuğuna çıkmak gibiydi!

Syberia serisi, Sokal’ın Doğu Avrupa’ya duyduğu aşkın bir yansımasıydı. Bu serideki karakterler ve mekanlar, o bölgenin zengin kültürel mirasını yansıtıyordu. Syberia 1 ve Syberia 2, adventure oyun tarihinin en iyi ve en orijinal yapımları arasında kabul ediliyor. Onları oynarken hissettiğimiz macera duygusu ve karakterlerle olan bağımız, bu oyunların birer klasik olmasını sağladı. Kimi zaman bir bulmacayı çözerken, kimi zaman da bir karakterin duygusal yolculuğuna şahit olurken, gözlerimizdeki yaşlar birdenbire sızıyordu. Hani derler ya, “Oyun oynamak, bazen gerçek hayattan daha gerçek!” İşte bu, Sokal’ın yarattığı dünyaların özüdür.

Microids, Sokal’ın kaybıyla birlikte tüm çalışanlarının ne kadar üzgün olduğunu da belirtmiş. Yani sadece oyuncular değil, onunla birlikte çalışan ekip de bu durumu içtenlikle hissediyor. Biraz düşününce, oyunların arka planında çalışan insanların duyguları ve hayalleri de vardır. Sokal, bir hayalperest olduğu kadar, aynı zamanda birçok insanın hayallerini gerçekleştirmesine de yardımcı olmuş bir liderdi. Oyun dünyası adına bu kayıp, gerçekten çok üzücü bir haber. Bir yudum kahve alıp, Benoit Sokal’ın anısına bir oyunu daha bitirelim!

Sonuç olarak, Benoit Sokal, sadece bir oyun tasarımcısı değil, aynı zamanda bir duygu ustasıydı. Kendi evrenlerinde yarattığı karakterler aracılığıyla, bize hayatı ve duyguları yeniden keşfetme fırsatı sundu. Şimdi onun yarattığı dünyalarda, belki de yalnız başına dolaşacağız. Ama unutmayalım ki, Sokal’ın eserleri, bizlere her zaman ilham vermeye devam edecek. Teşekkürler, Benoit!