Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

11 dakika okunma süresi

6

Black Myth: Wukong İncelemesi – Maymun Kral’ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Black Myth: Wukong incelemesi ile Maymun Kral'ın efsanesine dair derin bir bakışa dalın. Oyun dünyasında heyecan verici detaylar keşfedin!

admin

7 saat önce

Black Myth: Wukong İncelemesi – Maymun Kral’ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Çin’in efsanevi hikayesi “Batı’ya Yolculuk”un tümünü okuduğumu iddia etmem doğruyu yansıtmaz. Bir süre önce okumaya karar verdiğimde, 20 ciltlik bir eseri göz önünde bulundurmak beni hemen durdurdu. Bu durumda, Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, “Özetini bana okudular” demek en doğru yaklaşım olur sanırım. Maymun Kral’ın macerası, başlangıçta yaramazlıklarıyla bilinen fakat zamanla evrenin en güçlü karakterlerinden biri haline gelen Sun Wukong etrafında şekilleniyor. Çin mitolojisi ve popüler kültürde, oyunlaştırmaya daha uygun bir figür bulmanın oldukça zor olduğunu düşünüyorum. Şu an Maymun Kral’ın hikayesini bilmiyor olsanız bile, Dragon Ball, Enslaved ya da bu hikayeden esinlenmiş çok sayıda uyarlama ile mutlaka karşılaşmışınızdır.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Black Myth: Wukong, “Batı’ya Yolculuk” olarak bilinen destanın sonrasında, Wukong’un başına gelen olaylarla başlıyor. Her ne kadar tanrı konumuna ulaşmış olsa da, Maymun Dağı’nda sıradan bir yaşamı tercih etse de diğer tanrılar Wukong’a güvenmiyorlar; bunun nedeni de yolculuk sırasındaki yaramazlıkları. Sonuç olarak, Wukong, 6 duyusundan mahrum bırakılarak bir taşa hapsediliyor. Oyunda biz Wukong değiliz; aksine, Seçilmiş Kişi olarak Wukong’un yolundan gidiyor, onun parçalarını topluyoruz. Her bir duyunun kendine özgü güçleri bulunmakta ve hepsini toplayan maymun, kaçınılmaz olarak Wukong’un yeteneklerine sahip olma şansını elde edebilir. Tarih boyunca, Maymun Kral’ın soyundan gelen pek çok Seçilmiş Kişi bu parçaları bir araya getirmeye çalıştı ancak hiçbiri başarılı olamadı; nasıl olsa o maymunları biz yönetmedik, bu durum bence oldukça olağan.

Çeşitli maymunluklar…

Başlangıçta Black Myth için soulslike bir benzetme yapılsa da, zorluk seviyesini düşük tutarak benzerlerinden ayrılmayı başarmış. Elden Ring ve Souls serisinde olduğu gibi bir ara nokta sistemi içeriyor. Kayıt noktaları arasında sağlık yenilemek çoğu zaman mümkün olmuyor ve burada dinlenmek, öldürdüğünüz tüm düşmanları yeniden canlandırıyor. Seçilmiş Kişi, Maymun Kral’ın ünlü uzayan sopasıyla savaşa başlıyor ve başlangıçta saldırı mekanikleri oldukça basit. Hafif saldırılarla ve son dakikada yapılan kaçışlarla kombo puanları kazanılıyor, bu puanlar ise ağır saldırılar için kullanılıyor. Oyunun yarı açık dünyasında kaynak toplarken ve dikkate değer yan görevler yaparken asıl mücadelelerimiz bölüm sonu canavarlarına karşı gerçekleşiyor. Genelde bu tür oyunlarda bolca açık dünya ve az sayıda bölüm canavarı bulunurken, Wukong için bu dengenin oldukça yerinde olduğunu söyleyebilirim. Özellikle ilk üç bölümde açık dünyaya hiç uğramadan bir bölüm canavarını alt edip, dakikalar sonrasında diğerine geçtiğim çok sayıda anım var.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Bununla birlikte, oyunu soulslike olarak değerlendirmememin bir başka nedeni de dövüş mekanikleriyle ilgili. Bu tür oyunlarda alıştığımız şekilde hasara bağlı sersemlik ve arkadan vurma unsurları burada yer almıyor. Düşmanlar saldırırken Souls oyunlarındaki gibi uzun animasyonlar veya aniden hareket etseler de, Seçilmiş Kişi ile bunlardan kaçmak oldukça kolay. İlk bölümlerde kaçarken ve saldırıları savuştururken dikkat etmeniz gereken dayanıklılık barı, ilerleyen aşamalarda hemen hemen hiç sorun yaratmıyor.

Black Myth: Wukong, oyuncuların mümkün olan en hızlı ve akıcı şekilde oynamasını sağlamak üzere tasarlanmış bir yapı sunuyor. Genel olarak hataya tolerans tanıyor; zira canımın %70’ini tek vuruşta alan düşmanlar olsa da bu tür saldırılar hem nadir hem de önceden uyarı veren nitelikte. Ayrıca, Elden Ring’deki gibi, kendimi iyileştirmeye çalışırken düşmanların üzerime hamle yapma alışkanlıkları da yok. Oynanış bu açıdan daha çok Devil May Cry tarzı aksiyon odaklı bölüm sonu dövüşlerine benziyor. En zor düşmanların saldırı sırlarını öğrendikten sonra etraflarında adeta dans ederek işleri bitirmek mümkün hale geliyor. Bölüm sonu canavarları genel itibarıyla oldukça fazla açık veriyor; benzerlerine kıyasla daha kolaylar ve bu durumu kişisel olarak olumsuz bir unsur olarak değerlendirmiyorum.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Seçilmiş Kişi’nin gelişimi, diğer oyunlardan farklı bir sistemle işliyor. Örneğin, Devil May Cry’daki gibi farklı kombolar açmak yerine, burada sistem büyük ölçüde devasa çevrimiçi oyunlar tarzında kurgulanmış. Her zamanki gibi düşmanları alt ederek deneyim puanı kazanıyor ve bunları çeşitli yetenek ağaçlarında harcayarak gelişim sağlıyoruz. Başlangıçta kullanabileceğimiz üç farklı sopa tekniği mevcut. Bu teknikler hafif saldırılara etki etmemekle birlikte, doğrudan kombo puanı kullanan saldırıları değiştiriyor. Geniş bir yetenek ağaçında saldırılara fazladan sekans ekleyen veya onları farklılaştıran birkaç yetenek var. Örneğin, oyunun başlangıcında sahip olduğumuz, düşmanları bir süre sabit tutan yeteneği güçlendirdiğimizde hasar veya yeteneğin süresi artıyor. Sopa teknikleri için de benzer bir durum geçerli, her teknik için küçük bir varyasyonun dışında kalan yetenek puanları genellikle aynı yeteneğin daha az dayanıklılık tüketmesine ya da daha fazla hasar vermesine olanak tanıyor. En azından bu noktada daha fazla çeşitlilik bulunabilirdi.

Oyundaki büyü sistemi Souls oyunlarına oldukça benziyor. Eğer mananızı dolduracak bir iksiriniz yoksa, kayıt noktaları arasında mananızı dikkatli bir şekilde kullanmalısınız. Hikaye ilerledikçe yeni büyüler kazanıyorsunuz; ancak bazı güçlü büyüler yan görevlerle açılabiliyor. Seçilmiş Kişi’nin kullandığı yeteneklerin çoğu oldukça hayati değil. Örneğin, Taşlaşma becerisini neredeyse hiç kullanmadım. Düşmanı afallatması hoş olsa da, güçlü saldırılar karşısında pek etkili olmuyor. Genellikle taş olmak yerine birkaç takla atıp saldırmaya devam etmek, zamandan tasarruf sağlıyor. Ateş Çemberi için de aynı durum geçerli. Gerçekten anlamlı bulduğum tek büyük yetenek, maymunun farklı yaratıklara dönüşme süreli değişim yetenekleri oldu. Bu yetenek ayrı bir can havuzu kullandığı için sağlık seviyeniz düştüğünde fazladan hasar vermek açısından oldukça kıymetli hale geliyor.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Oyunun açık dünya kısmı, özellikle ilk bölümde beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı ancak dördüncü bölüm sonrası gelen yeni ulaşım seçenekleriyle durum telafi edilmiş oldu. İlk bölümü geçtikten sonra alternatif silahlar ve zırhlarla ana hikayeden bağımsız keşif noktalarının zengin içeriği dikkatimi çekti. Neredeyse her şeyi tamamlayarak ilerlemeye çalışmama rağmen, ikinci bölümde Maymun Kişi’nin sopasına alternatif kombinasyonlara sahip bir mızrak olduğunu internette öğrenmek beni şaşırttı. Eminim her bölümde hâlâ keşfedemediğim birçok sır var. Oyundaki görev sistemi, Souls oyunlarına benzer bir yapı sergiliyor. Karakterler ilk diyaloglarında basit ve generik metinler kullansa da, tekrar konuştuğunuzda gerekli görevleri edinebiliyorsunuz. Bu türde deneyimsiz oyuncular, bazı görevleri kaçırabilir. Görevlerin yanı sıra, ana karakterimiz açık dünyadaki güçlü yaratıkları yenerek onların ruhlarını da kullanabiliyor. Bu ruhlar, hem pasif avantajlar sağlamakta hem de örnek verdiğim gibi, kısa süreli olarak onların suretine dönüşerek etkili saldırılar yapabiliyor.

Açık dünya tasarımında en beğendiğim mekânlar oldu. Toplamda 6 bölüm bulunuyor ve her birinin kendine özgü bir teması mevcut. Wukong’un asıl yolculuğuna kısmen benzeyen yapılar bulunsa da, arada farklı unsurlar da gözlemleniyor. Her bölüm diğerinden oldukça farklı ve tamamında görsel olarak etkileyici alanlar mevcut. Bu alanların tasarlanmasında Çin’deki tarihi yapılar ilham alınmış. Örneğin, 1000 yıllık Ying bölgesindeki tahta giriş kapısı, Wukong’da karlı bir dağın zirvesinde yer almakta. Oyun, Unreal Engine ve yüksek detaylı modellere olanak tanıyan Nanite teknolojisiyle geliştirildiği için bazı yerlerde tarihi bir müzede geziniyor hissine kapıldım. Bu mekanları keşfetmek, oyunun önemli bir bileşeni. İksir ve eşya yapımı için toplanabilir malzemeler ile opsiyonel canavarlara rastlamak için keşif yapmak son derece değerli.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Açık dünya bölümünün kusurları, bölüm tasarımlarındaki bazı eksikliklerden kaynaklanıyor. Örneğin, Elden Ring’de bir yere ulaşamıyorsanız orası gerçekten çok yüksektir ya da kahramanınız oraya düştüğünde hayatta kalamaz. Ancak Wukong’da Seçilmiş Kişi’nin normalde rahatlıkla tırmanabileceği fakat görünmez bariyerler nedeniyle geçemediği çok sayıda alan mevcut. Bu durum, oyunun keşfetmeye dayalı yapısıyla çelişen bir engel haline geliyor. “Acaba buranın arkasında ne var?” diye düşünürken birden görünmez bir duvara çarpmak pek hoş değil. Fakat bu durum, ilerleyen bölümlerde Nimbus bulutuyla biraz çözülebiliyor; yüksekten uçarak dünyaya yukarıdan bakmak, bölüm yapısını anlamak açısından faydalı olabiliyor.

Bölüm sonu canavarları, genel olarak zorlayıcı değildir ve neredeyse tamamı saldırılarını savuşturma zamanlaması ile ilgilidir. Sadece animasyonlara bakarak düşman saldırılarından kaçmak kolay olmuyor. Özellikle ilerleyen bölümlerle birlikte daha şekilsiz düşmanlar ve gecikmeli saldırılar eklendiğinden, ilk denemede geçebileceğiniz bölüm sonu canavarları oldukça nadir. Düşman saldırılarını savuşturmak basit; sadece zamanlamalarını çözmeniz gerekiyor.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

“Lütfen Seçilmiş Kişi’ye kabuklu yemiş atmayın!”

Black Myth: Wukong’a genel bir değerlendirme yaptığımda, Game Science’ı takdir etmemek pek mümkün değil. İlk büyük bütçeli projeleri olmalarına rağmen, büyük oranda Batı yapımlarını kıskandıracak oranlarda etkileyici grafikler, animasyonlar ve heyecan verici bölüm sonu canavarları ile bir işçilik sergilemişler. Ancak, daha iyi olabilecek birçok detay da mevcut. Bence en büyük sorun, oynanışın belirli bir süre sonra sıklıkla yetersiz kalması. Yetenek ağacı oyun ilerledikçe çeşitlenmiyor ve bu durum, savaşların zamanla monotonlaşmasına neden oluyor. Zorluk açısından genel olarak kolay bir oyun olsa da, itiraz edilmesi gereken bölge canavarları mevcut. Bir bölümde zorlanırken, beş dakika sonra gelen başka bir canavarı iki denemede geçmek insanı biraz afallatıyor. Başlangıçta kurt adamları ve kaplanları yenerken, ilerleyen bölümlerde yine benzer boyutlardaki düşmanlarla karşılaşmak, oyundaki epik macera hissini bir nebze olsun azaltıyor. Nasıl ki Batı’ya Yolculuk hikâyesinde Wukong başlangıçta yaramaz bir maymunken, tanrıları bile korkutacak bir güce erişiyorsa, bu oyunda da benzer bir ilerleyiş görmek ilgi çekici olabilirdi.

Black Myth: Wukong benim için yılın oyunu olmayabilir; ancak son dönemlerde oynadığım en eğlenceli aksiyon oyunlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Yıllar sonra hatırladığımda, harika dövüş mekanikleri ve sunduğu dünya ile hikâyesinin beni ne denli etkilediğini göz önünde bulunduracağım. Kesinlikle kötü bir yapım değil ancak biraz daha iyi olsaydı, yılın en önemli oyunlarından biri olarak nitelendirilmesini sağlayabilirdik.

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Black Myth: Wukong İncelemesi - Maymun Kral'ın Efsanesine Dair Derin Bir Bakış

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?