Ah, indie oyun dünyası! İçinde kaybolduğumuz, yeni korkularla tanıştığımız ve bazen de kahkahalarla güldüğümüz bir evren. Bugün, bu evrenin en karanlık köşelerinden birine dalıyoruz: Blasphemous! Hemen söyleyelim, bu oyun sadece bir oyun değil; adeta ruhumuzu saran bir kabus! Yani, bir sabah uyanıp “Ah, ne güzel bir rüya gördüm!” derken, aslında o rüyanın içindeki korkunç canavarlardan kaçtığımızı fark ettiğimiz bir durum. O yüzden belinizi bağlayın, çünkü bu hikaye karanlık, komik ve biraz da ürkütücü!

Blasphemous, Cvstodia adındaki lanetli topraklarda geçiyor. Burada, Mucize adı verilen bir lanet tüm sakinleri etkisi altına almış. Yani, düşünsenize, sabah kahvenizi yapıyorsunuz ama birden kapıdan içeri bir canavar giriyor! “Ah, bu sabah da kötü bir gün!” diye bağırıyorsunuz. İşte, bu lanetin adı “Sessiz Keder” ve biz bu lanetin tek kurtulanı olarak, Tövbekar rolünü üstleniyoruz. Sonsuz bir ölüm ve yeniden doğuş döngüsünde hapsolmuş bir karakter olarak, bu korkunç kaderden kurtulmak için canavarlara karşı savaşıyoruz. Yani, bir bakıma, “Hayatımda bir şeyler yanlış gidiyor, belki de canavarlara karşı savaşmalıyım!” diye düşünen bir kahraman!

Görsel Şölen: Kan ve Piksel

Blasphemous, 2D piksel grafiklere sahip ve bu grafikler o kadar etkileyici ki, bazen “Bu ne kadar güzel!” diye ağzımız açık kalıyor. Kahramanımız ve karşılaştığımız tuhaf yaratıklar, adeta bir sanat eserine dönüşüyor. Gözlerimiz kamaşırken, bir yandan da canavarlara karşı koymak zorundayız. Biraz zor bir denge değil mi? “Hey, canavar! Önce bir selfie çekelim, sonra seni öldüreceğim!” diye düşünmek, hayal gücünüzü biraz zorlayabilir.

Oyun, Souls türünden bir hayli besleniyor. Yani, “Biraz zorlayıcı olsun, biraz da sinir bozucu!” diyenlerden misiniz? O zaman doğru yerdesiniz! Boss dövüşleri, öyle kolayca geçilecek gibi değil. Hatta bazı bosslar o kadar yaratıcı ki, “Bu kadar yaratıcılık nereden geliyor?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Mesela, Exposito isimli boss, kan akan gözleri beyaz bir bezle bağlanmış bir bebek! Eğer bu sizi korkutmadıysa, bir de oyundaki sahneleri düşünün; bazen “Bu oyun ne kadar kanlı!” diye düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Ama unutmayın, korku ve komedi çoğu zaman el ele gider!

Sevilla’nın Laneti

Oyun, İspanya’nın Sevilla şehrinden ilham alıyor. Yani, “Bir gün Sevilla’ya gideyim de bu lanetli sokakları göreyim!” demek iyi bir fikir olabilir. Ama dikkat! Belki de sokaklar, Blasphemous’taki gibi korkunç canavarlarla doludur. Yani, “Güzel bir tatil geçireyim” derken, “Beni yedi!” diye bağıran bir canavarla karşılaşabilirsiniz. Goya’nın korkutucu resimlerinden esinlenildiği için, sokaklarda dolanırken, “Acaba burada bir canavar var mı?” diye düşünmeden edemeyeceksiniz.

Oyun Hakkında Bilgiler

• Tür: Aksiyon Macera
• Platform: PC, PS4, Xbox One, Nintendo Switch
• Yapımcı: The Game Kitchen
• Dağıtımcı: Team 17
• Çıkış Tarihi: 10 Eylül 2019

Yani, Blasphemous’u oynarken, hem korkacak hem de güleceksiniz. Kahramanımızın macerasında, lanetleri alt etmek için canavarlara karşı savaşıp, bir yandan da Sevilla sokaklarını gezmeyi hayal edebilirsiniz. Kim bilir, belki de bir gün bir canavarla selfie çekersiniz!