Bleak Faith: Forsaken – Geliştirme Süreci ve Beklentiler

Bazı oyunlar vardır ki, duyurulduğu andan itibaren bir yılan hikayesine dönüşür. İşte “Bleak Faith: Forsaken” da tam olarak böyle bir oyun. Geçtiğimiz yıl, bu küçük ama cesur ekip, Miso Vukcevic ve Mirko Stanic, Kickstarter’da bir kampanya başlattı ve bunun için hazırladıkları tanıtım videosu ile bir anda dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Videoda, “Hey! İşte ne yapıyoruz, ama henüz tam anlamıyla yapmadık!” diyen bir hava vardı. İnsana umut veriyor ama aynı zamanda “acaba gerçekten bitirebilecekler mi?” sorusunu da akıllara getiriyordu. Eğer o videoyu kaçırdıysanız, hemen izleyin; hemen altında bulabilirsiniz.

Kickstarter kampanyası başarılı bir şekilde sonuçlandı ve ekip, tüm kalabalığın gözleri üzerinde, oyunu geliştirmeye devam etti. Ancak, ilk oynanış videosu geldiğinde, beklenen o “vay be!” etkisi yerine, bir “Hmm, ne kadar daha çalışmalılar acaba?” hissi yarattı. İki kişilik bir ekipten bahsediyoruz; belki de çok fazla iş yükü altında eziliyorlardı. Bir yandan oyun dünyasına, diğer yandan kendi iç sorunlarına karşı savaş veriyorlardı. “İki kişi, bir oyun!” sloganlarıyla yola çıkmışlardı ama bu bazen bir tür zorunlu komediye dönüşebiliyordu.

Şimdi yeni bir video ile karşımızdalar ve bu sefer bazı şeylerin yoluna girdiği görülüyor. İlk videoya göre kaydettikleri ilerleme oldukça büyük ama hâlâ “büyüme sancıları” yaşıyorlar. Videoda “Bu, oyunun son kalitesinin bir göstergesi değildir” uyarısı var. Yani demek istediğim, “Arkadaşlar, bu daha sadece bir taslak, lütfen bizi hemen yargılamayın!” diyorlar. Bu durum, geliştirme sürecinin ne kadar zorlu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle de oyun dünyasında, beklenmedik hatalar ve sorunlar, her zaman kapıda bekleyen hain düşmanlar gibidir.

Videoyu izlerken, karakterimizin koşusu, kalkanının o dikkat dağıtıcı sallanışı ve diğer bazı küçük detaylar, göze pek de hoş görünmüyor. Ancak bu durumu umursamak için fazla bir neden yok. Çünkü dünya tasarımı, düşmanlar ve korku atmosferi oldukça etkileyici. Yani, “Evet, oyunun bazı kısımları biraz tuhaf ama bakın şuradaki düşman ne kadar korkutucu!” diyebiliyor insan. Yani, burada önemli olan “bir şeyin kötü olması, başka bir şeyin iyi olduğu gerçeğini değiştirmez” mottosunu unutmamak. Oyun dünyasında bazen bir çirkinlik, diğer güzelliklerin önünü açabilir!

Başlangıçta oyunun 2020’nin ikinci çeyreğinde çıkması planlanıyordu ama anlaşılan o ki, ekip daha çok yol katetmesi gerektiğini biliyor. Bu durum, her oyunun geliştirilme sürecinin bir parçası. Herkes hemen çıkış tarihini merak ediyor ama ben asıl “bu ekip, bu oyunu gerçekten tamamlayabilecek mi?” diye düşünüyorum. Sonuçta, iki kişiyle yola çıkan bir ekipten bahsediyoruz. Eğer bu oyun tamamlanırsa, o zaman bir yudum su alıp “İşte, başardılar!” demekten başka bir şey kalmayacak. Şu an için ise, bizler sabırla beklemeye devam edeceğiz. Ve umarız ki, bu bekleyiş, sonunda “Vay be, buna da mı imza attılar!” dedirtecek bir sonuçla karşılaşmamızı sağlar.