Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

5 dakika okunma süresi

3

Blizzard’da İsyan: Düşük Puanlama Zorunluluğunun Getirdiği Drama

Blizzard'da isyan var! Düşük puanlama zorunluluğu, oyuncuları komik bir dramaya sürüklüyor. Kıyamet mi, yoksa sadece bir oyun mu?

admin

2 saat önce

Blizzard’da İsyan: Düşük Puanlama Zorunluluğunun Getirdiği Drama

Jason Schreier’ın dün Bloomberg’de paylaştığı, Blizzard Entertainment’ta hâlâ suların durulmadığını ortaya koyan haber, birçok kişinin kafasında soru işaretleri oluşturmaya devam ediyor. Bu haberin detaylarına girmeden önce, gelin bakalım Blizzard’a dans etmek için girmeye çalışanların başına neler geldi; hatta bu konuyu biraz mizahi bir dille ele alalım. Blizzard, geçmişte “eğlence” kelimesinin en güzel örneklerinden biriydi, şimdi ise “öğrenmenin ve hayal kırıklıklarının” üniversitesine dönüşmüş durumda. Bir yöneticinin, “düşük değerlendirme puanı verme” zorunluluğuna karşı çıkarak istifası, neredeyse bir video oyunundaki boss savaşı kadar dramatik bir olay. 🎮

Blizzard'da İsyan: Düşük Puanlama Zorunluluğunun Getirdiği Drama

Schreier’ın paylaştığı bilgilere göre, Blizzard yönetiminden bir kişi bu *düşük puan verme zorunluluğu* karşısında isyan bayrağını açtı. İşin komik yanı şu ki, bu uygulama aslında Activision Blizzard’daki “ünvanın peşinden koşmaya” meraklı yöneticilerin fikri. 2021 yılında hayata geçirilen bu sistem, “yığın sıralaması” adı verilen bir yöntemle çalışanları sıralamaya tabi tutuyor. Bir tür çan eğrisi olarak düşünebiliriz; ancak bu eğrinin en tepesindeki sessiz çığlıkları duyamamak mümkün görünmüyor. Yani, bu sistemde yöneticilerin %5’lik bir dilimdeki çalışanlarına “kötü” puanlar vermesi şart. Sanki bu, bir öğretmenin sadece 5 öğrenciye “sınıfta kaldın” demesi kadar adil!

Geçtiğimiz günlerde Blizzard’dan Brian Birmingham, ekibine “Bu uygulamadan kaçtık ama şimdi hoş geldin pratikle karşı karşıyayım” diyerek bir e-posta yolladı. Yani şunu demiş oldu: “Sevgili arkadaşlarım, bu sistemin dayatmalarından bıktım; sizden biri ‘gelişmekte olan’ notunu almak zorundadır!” Zannediyorum bu kişi, dünyayı kurtarmakla meşguldü ve puan eşitlemeye zaman bulamadı! Bu sırada Birmingham, “İstifa ediyorum!” diyerek bilgisayarın başında son bir kahkaha attı.

Birmingham, Twitter’da bu işin arka planında yaşananları paylaşırken, adeta kafasını duvara vurmuş gibi görünüyor. Bu durumu aslında kamuoyuyla paylaşma niyeti yoktu; ama şu an yalnız bir gezgin gibi hissediyor. “Eğer geri dönmem için bir kapı açılabilseydi, bu adaletsiz yığın sıralamasıyla savaşmaya devam ederdim,” diye eklemesi, gülümsemeden edemediğimiz bir ironi değil mi? Nasılsa, Blizzard’daki herkes bu politikaya karşı çıkmış hep! Çalışanlar, *o eski güzel günlerin* özlemiyle yanıp tutuşurken, şirketin tepesindeki yöneticilerin politikaları, çalışanları ‘yeşil çizgiler’le sınırlı bir piyon haline getiriyor.

Blizzard'da İsyan: Düşük Puanlama Zorunluluğunun Getirdiği Drama

Sizlere burada bir anekdot paylaşmak istiyorum. 2008 yılında Activision, Vivendi’nin World of Warcraft’ı satın almak istemesiyle ortaya çıkan karmaşa, aslında bu günlerin temelini attı. O dönemde Blizzard’ın piyasa değeri, Activision’ın köşeye sıkışmasına neden oldu. Fakat sonunda, “Activision Blizzard” çatısı altında bir konglomerat yaratarak krallığını kurdu. Bobby Kotick kim dediğinizi duyar gibiyim; doğru tahmin ettiniz! Bizim Kotick, Blizzard başkanı Mike Morhaime’ın arkasında beliren bir gölge misali, hisselerine el koyarak kendi tahtını kurdu.

İşler o kadar yolunda gitmiyordu; “gelişmekte olan” haberlerinden sonra cinsel taciz olayları da çıkınca, Blizzard ekibi bir oh çekti derken, *rastgelelerin emirleri* altında baskı altına alındı. Artık bırakın pozitif bir kültürü, gülümsemelerin bile yasak olduğu bir ortamdayız. Birmingham, “Bu sistemin zehir inmesine neden olduğu Blizzard’ı, ABK’nın eline bırakmaktansa kendi kendimi terk ediyorum” tarzında duygusal bir kapı çarpar gibi duygu dolu bir şekilde bahsediyor. Bilmeli ki, Blizzard’ı sevmenin bir bedeli var!

Birmingham’ın, Activision ve Blizzard’ın birlikte nasıl gidişatını etkilediğini, oyun dünyasının kurallarını nasıl çalgınlaştırdığını anlatması bir hayli çarpıcı. Elden gelen açıklamalarda, ABK’nın uygulamaları yanında Blizzard’ın eski çağlarını özleyen bir karamsarlık görüyoruz. Oyunların üretimi sırasında yaşanan baskılar, geliştiricilerin hayallerinin önüne büyük bir duvar dikiyor. Oyuncular, bu durumu sadece boykot ile değiştiremeyeceklerini düşünerek, mevcut durumda tepkilerini koyacak bir yol arıyorlar. Birmingham, “Ben boykot yapmayacağım ama sizler kendi kararlarınızı düşünün” dediğinde, *sosyal medyada çalkantılar* çıkacağına hiç kuşku yok.

Sonuç olarak, bu durum Activision Blizzard’ın eteklerinden düşen güvenilirlik, ve Blizzard gibi bir geçmişe sahip olan şirketin ne hale geldiğini gözler önüne seriyor. Bir zamanlar kahraman gibi görülen, şimdi ise *sihirli* bir flaş bellek gibi işlevini kaybeden bu şirketin eski büyüsünü yeniden kazanması için çabaların devam etmesini umuyoruz. Belki bir gün, “Dünya üzerinde adalet ve sevgiyi sağlamak için yaptığınız tüm geri dönüşler” ile Blizzard yeni bir destan yazabilir. O zamana kadar, sosyal medyaların büyük yıkımları arasında kaybolmadan bizi takip etmeyi unutmayın. 🎮

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?