Call of Duty: Warzone – Battle Royale Dünyasının Yeni Şampiyonu
F2P (Free to Play) battle royale türü, oyun dünyasını corona virüsü kadar hızlı ele geçirdi. Herkesin evde kaldığı o karantina günlerinde, Call of Duty: Warzone, “Beni de unutmayın!” diyerek sahneye çıktı. İlk gününde 6 milyon oyuncuya ulaşmayı başaran Warzone, dördüncü günün sonunda tam 15 milyon oyuncuya ev sahipliği yaptı. Şimdi, bu oyuncu sayısının sunucularda sorun yaratmaması da akıllarda “Acaba sunucuların kalbi dayanacak mı?” sorusunu getirdi. Tek kelimeyle, bu durum bir “şeytanın işi” gibi görünüyor!
Kıyas yapmak gerekirse, EA’nın ses getiren battle royale oyunu Apex Legends, ilk üç gününde on milyon oyuncuya ulaşmayı başarmıştı. Yani, Warzone bu hızla devam ederse, Apex Legends’ı “Al işte, ben de buradayım!” diyerek geçebilir. Ama tabii ki, bu süreçte corona virüs salgınının etkisini de göz ardı etmemek lazım. Karantina günlerinde “Evde kal, oyun oyna!” sloganı, birçok insan için tam anlamıyla bir hayat kurtarıcı oldu. Şu günlerde tüm dijital platformlarda ve oyunlarda zirve rakamlar gözlemleniyor; sırf evde oturup oyun oynamak için bir sürü insan “Haydi, ben de oynayayım!” dedikçe, bu sayılar artıyor.
Call of Duty: Warzone, alışılagelmiş Modern Warfare mekaniklerine sahip, eğlenceli bir battle royale oyunu olarak karşımıza çıkıyor. İndirmesi bedava olan bu oyun, Battle.net üzerinden oynanabiliyor. Ama merak etmeyin, bu sadece bir çırpıda indirdiğiniz bir oyun değil; içinde kaybolmanız ve “Bir daha çıkamıyorum!” diye bağırmanız garanti. Oyun hakkındaki ilk izlenimlerimiz için bu linki takip etmeniz yeterli. Ancak, dikkatli olun! Oyun oynamaya başladığınızda, “Ben profesyonel oyuncuyum!” diye düşünmeye başlayabilirsiniz. Sonra bir bakmışsınız, en iyi arkadaşınız bile sizi “Kendine gel, biraz pratik yap!” diye uyarıyor.
- Warzone’un en güzel yanlarından biri, arkadaşlarınızla birlikte oynamak için harika bir fırsat sunması. Sonuçta, kimse yalnız oynamak istemez değil mi? Bir yerde “Yalnız kurt” olsa da, çoğu zaman “Ekip çalışması” kazanır!
- Ayrıca, oyunun içindeki çeşitli araçlar ve silahlar, “Evet, ben buradayım! Savaşmaya hazırım!” dedirtmek için tasarlanmış. Bir anda kendinizi bir askeri operasyonda gibi hissedebilirsiniz.
- Ve unutmayın, haritanın içinde kaybolmak, oldukça yaygın bir durum. “Neredeyim ben? Bu ağaç, bana gideceğim yeri gösterir mi?” diye düşünebilirsiniz!
Sonuç olarak, Call of Duty: Warzone, sadece bir oyun değil, aynı zamanda yeni bir yaşam tarzının da kapılarını aralıyor. Eğer henüz denemediyseniz, hemen Battle.net üzerine gidip “Beni de çağır!” diyerek indirin. Kim bilir, belki de kendinizi bir gün profesyonel bir oyuncu olarak bulabilirsiniz! Ama dikkatli olun, kaybolursanız, geri dönmek için haritanın hangi yönünde olduğunu bulmak biraz zaman alabilir!
