Türkiye’de bilgisayar oyunu yayıncılığı, pek çok kişi için derin bir sır gibi saklı kalırken, Catoptric Games bu sırra “merhaba” diyerek sektöre dalmış bir ekip. Sektörün, tam da ihtiyaç duyduğu dönemde sahneye adım atan bu ekip, sağ olsun, oyun dünyasındaki çeşitli boşlukları doldurarak kendini hemen gösterdi. Kristal Piksel ve Paycell’in değerli katkıları sayesinde merak edilen soruların yanıtlarını ararken, Catoptric Games’ten Volkan Bozkaya ile sohbet etme şansı yakaladık. Kendisi, Türkiye’nin bilgisayar oyunu yayıncılığı hakkındaki pek çok konuya aydınlık getirdi.
Volkan, sen geldiğin sektör hakkında biraz bilgi verelim. “Merhaba, ben Volkan Bozkaya,” dedi. Oyun sektöründe hiç deneyimi olmayan biri olarak mühendislik okuduğunu ve bu alanda 7 yıl çalıştığını söylemekle yetinmedi. “Ama sanırım mühendislik bana pek uymadı!” diyerek gülümseyen Volkan, kendini girişimci ruhuyla buldu. Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki yüksek lisans döneminde oyun tasarımına merak sardığını, tezinin hyper-casual oyunların pazarlanması üzerine yazıldığını aktardı. Yani özetle, bu adam bir mühendis olarak aniden “Kolay, eğlenceli oyunlar üretmek için bir araya gelebilir miyiz?” sorusunun peşine düşmüş bir nevi oyun adamı oldu!
Peki, bu hyper-casual muhabbetinden Catoptric’e geçişin nasıl oldu? Düşünsenize, teknoloji ile iç içe olan birçok insan, pandemi döneminde tosuncuk gibi evde oturunca, o sırada e-spor dünyasına mensup olan birkaç kıyak insanla tanıştı. Tüm etkinliklerin iptal olduğu bu dönem, onların daha fazla boş durmamak için kendi imkanlarıyla “Next Game Startup” adında harika bir etkinlik düzenlemelerine yol açtı. “Şu an bile, hayatımda yaşadığım en eğlenceli zaman dilimlerinden biri!” demeden geçememiş. İkisi bir araya gelince, tabii ki bir şeyler üretmek kaçınılmaz oldu. İlk önce bir araya gelerek yarattıkları oyunlardan bazılarını desteklemeye başladılar. İşte, Catoptric Games’in hikayesi böyle başladı, kocaman bir ironiyle! Eğitimle yetinmemiş, geliştirici ekiplere yatırım yaparak kendi yollarını çizmişler.
Devamında Volkan, “Yayıncı ve oyun geliştiricisi arasındaki iletişim nasıl? Nasıl karar veriyorsunuz hangi oyunları yayınlayacağınıza?” diye sorulunca, bu noktada çok değerli bir tespit yaptı. “Öncelikle biz kendimize belirli bir tarz çizdik,” diye belirtti. Yani, onun “ponçik” dediği, rahatlatıcı, renkli ve herkesin ilgisini çekebilecek türde oyunları hedeflemişler. “Uluslararası olarak ayda 200’e yakın oyun inceliyoruz” dediğinde, gözlerinin içindeki parıltı tüm o oyun incelemeleriyle dolup taşmış gibi göründü. “Fifa oynayan birinin ev düzenleme oyununu 15 dakikadan fazla oynatmayı başarırsak, işte o oyun tutar!” diyerek bir başka mizahi noktayı vurdu!
Ama tabii ki burada sormadan geçemediğimiz bir durum var; Türkiye’deki yayıncı sayısının az olmasının nedeni güvensizlik mi? Volkan, “Bu kesinlikle bir sorun,” dedi ve gözlüklerinin üstünden hafif bir bakışla ekledi. “Geliştiricinin emek verdiği bir oyunu, başkası üzerinden satması neredeyse imkansız. Bu nedenle doğal olarak arada bir gerilim doğuyor. Tam bir güven krizi durumu!” demedi demeyin! Ne de olsa, hayatında sözleşme görmemiş bir geliştirici, bir anda bir yayıncıyla karşılaşınca tereddüt yaşamaz mı? Burada asıl önemli olan karşılıklı güvenin sağlanması. İşte bu nedenle, geliştirici ile yayıncı arasında sağlanan iletişimin kalitesinin artırılmasının yanı sıra bu alandaki risklerin de farkında olmaları gerektiği vurgusunu yaparak önemli bir noktaya parmak bastı.
Volkan’ın Catoptric Games ile ilgili hayalleri ise, adeta güven çerçevesi içinde evrim geçirmeye devam ediyor. “Hala çok yeniyiz. Geçen yıl yazında sadece üç oyun yayınladık,” dedi ve heyecanla Baykuş gibi gözlerini ovdu. “Gelecek yılın ilk çeyreğinde, yurtdışından yemek temalı iki oyunumuz ve yine bir yaşamı temsil eden bir oyunun çıkışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” Düşünsenize, mutfakta pişiren bir şefin maceralarıyla dolu bir oyun!.
Oyun çıkış sonrası destekleriniz var mı? dediğimizde ise; “Satışların çoğunluğu indirim dönemlerinde gelince, o dönemi iyi değerlendirip etkinliklere katılmak büyük öneme sahip,” diye yanıtladı Volkan. Yani bir çeşit satış taktiğiyle “Pencereden bak, kapının önüne gel!” dercesine, her oyunun desteklenmesini sağlıyorlar.
Sonuç olarak, Catoptric Games bir zamanlar hayalleriyle dolu bir grup insanın, gülümsemelerine neden olan bir sektördeki başarı hikayesini yansıtan ışıklı bir dostluğa dönüştü. Belki bir gün onların oyunlarını oynarken gülümseyerek kendi hikayelerinizi yazarsınız! Şimdi, haydi beraber bu fantastik dünyaya dalalım!
