Merhaba sevgili Oyungezerler! Bugün sizleri, hayvanların ve kovboyların cenneti olan bir oyunun derinliklerine götüreceğiz: Cattle Country! Eğer “Stardew Valley gibi” oyunlar arıyorsanız ama biraz daha kovboyca bir şeyler istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Ama dikkatli olun, çünkü bu oyunda madencilik yaparken bir yandan çetelerle kapışmak zorunda kalabilirsiniz. Kim demiş çiftçilik sıkıcıdır diye? İşte Cattle Country, size çiftliğinizi yönetirken bir yandan da tam anlamıyla bir kovboy hayatı sunuyor!

Kovboylar, Hayvanlar ve Bir Çadır

Oyuna başlarken, kendinizi 19. yüzyılın sonlarında, bir Vahşi Batı kasabasında buluyorsunuz. Hani şu kovboy filmlerinden fırlamış gibi! Bir at arabasıyla kasabanıza geliyorsunuz ve hemen belediye başkanıyla tanışıyorsunuz. Ama dikkat edin, belediye başkanı, sizin oyun deneyiminizi sorgularken, “bilemiyorum, belki de sadece bir çadırda kalırsınız” diye göz kırpıyor. Eğer deneyimsizim derseniz, size bazı temel bilgiler verip gökyüzünde kaybolmuş bir yıldız gibi yavaşça itiyor. Deneyimlisiniz diyorsanız, “İşte sana aletler, güle güle!” diyor. Gözünüzde canlanan o Vahşi Batı hayalinin tadını çıkarın!

Başlangıçta elinizde bir çadır, bir balta, bir kazma ve bir kürek var. Yani tam bir kovboy başlangıcı! Etrafınızdaki çalı çırpıyı topluyor, ağaçları kesip odun topluyor, bahçenizi oluşturup ilk ürünlerinizi ekiyorsunuz. Ama bu süreçte bir şeyler eksik gibi. “Neden bir kaktüs ekmiyorum?” diye sormadan edemiyorsunuz. Hatta bir arkadaşınızın “Neden kaktüs? Onlar sadece su ister!” demesiyle, “Çünkü ben Vahşi Batı’da yaşıyorum!” diyerek, kendinizi iyice kaptırıyorsunuz!

Sosyal Hayat: Kasaba Ahalisine Merhaba!

Bahçenizi ektikten sonra, kasabaya gidip insanlarla tanışma zamanı! Hemen yürüyüşe çıkıyorsunuz ama dikkat, her köşe başında bir kovboy sizi bekliyor olabilir! Ahaliyle tanışırken, bazıları size yardım etmek isteyebilir, bazıları ise “Bana bir hediye ver de, belki seni seveyim!” diye mızmızlanabilir. Oyun, bu sosyal etkileşimleri oldukça eğlenceli hale getiriyor. Mini oyunlar, bulmacalar ve tabii ki dans yarışmaları ile dolu bir hayat sizleri bekliyor. Haydi bakalım, kim en iyi dans ediyor? Belki de bir gün kasabanın dans şampiyonu olabilirsiniz!

Madencilik ve Çeteler: Evet, Gerçekten!

Ve tabii ki madencilik! Evet, bu oyunun en ilginç kısımlarından biri. Ama önce, karakterinizi geliştirmelisiniz. “Yeterince güçlü değilim, madende altın bulamam!” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Ama bir süre sonra, bir çeteye denk gelmemeniz mümkün değil. “Kovboy musunuz, çete misiniz?” diye düşünürken kendinizi bir çatışmanın ortasında bulabilirsiniz. Mini oyun şeklinde çatışmalar yapılıyor ve “Üç, iki, bir, ateş!” şeklinde başlayan bu mücadele, bir anda bir dans yarışmasına dönüşebilir. “Hayır, ben dans etmiyorum, ben madenciyim!” diye bağırırken, belki de dans yeteneklerinizi keşfedeceksiniz!

Biraz Bekleme Süresi, Biraz Tempo Kaybı

Her şeyin bir bedeli var tabii. Başlangıçta cömert olan oyun, bazı noktalarda biraz ağırdan alarak “Bekle, bekle, bekle!” dedirtiyor. Bir mahsul için saatlerce beklemek zorunda kalabilirsiniz. “Neden bu kadar bekliyorum? Bir çiftçi olmanın kendine özgü bir hızı yok mu?” diye düşünürken, belki de bu beklemenin bir anlamı vardır. Ama bir yandan da “Beni böyle bekletirsen, ben de seni çiftlikte unutacağım!” diye düşünüyorsunuz.

Sonuç Olarak

Cattle Country, çiftçilik oyunları arasında kendine özgü bir yer edinmeye çalışıyor. Eğer Stardew Valley ile işiniz bitti ve Vahşi Batı’da bir macera yaşamak istiyorsanız, bu oyuna bir göz atmalısınız. Çiftlik işlerinizi yaparken, madencilik yapıp çetelerle çatışmaktan çekinmeyin! Unutmayın, her kovboyun bir hikayesi, her çiftçinin bir hayali vardır. O halde, kolları sıvayın ve Cattle Country’de kovboy hayatının tadını çıkarın!