CD Projekt Red, oyun dünyasının en sevilen stüdyolarından biri olarak tanınırken, bu kez başı dertte! Tam bir “hacker hikâyesi” gibi. Bir sabah uyandıklarında, sunucularına “kimliği belirlenemeyen biri” tarafından yetkisiz bir giriş yapıldığını ve büyük bir veri sızıntısı yaşandığını öğrenmişler. Hemen panik butonuna basmışlar, çünkü bu durum, sadece oyun dünyasında değil, tüm teknoloji dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Şimdi, bu olayı biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Hacker, CD Projekt Red’in kendi oyunlarına ait kaynak kodlarını, yani Cyberpunk 2077, The Witcher 3 ve Gwent gibi popüler yapımların arka planını, elinde bulundurduğunu ve bunları yayınlamakla tehdit ettiğini açıkladı. Tam da böyle bir durumda, herkesin aklına “Acaba ne yapacaklar?” sorusu geliyor. Hatta hacker, CDPR’ın tüm dahili yazışmalarını ve belgelerini ele geçirdiğini söyleyerek stüdyonun itibarını zedelemek için elinden geleni yapacak gibi görünüyor. “Zaten boktan olan imajınız daha da batacak!” demesi de cabası. Sanki bu bir oyun senaryosu değil de, bir aksiyon filminden fırlamış bir diyalog gibi.
CD Projekt Red, bu durumu ciddiye almış ve bir açıklama yapmış. Hacker’a karşı bir pazarlık yapmayı düşünmediklerini belirten stüdyo, “Elimizdeki dosyalar arasında müşterilerin veya kullanıcıların kişisel verileri yok” dedi. Yani, “merak etmeyin, sizin bilgileriniz güvende!” dedikleri için, kullanıcılar bir nebze olsun rahatlayabilir. Ancak, hacker’ın oyunların kaynak kodlarını yayması durumunda ne olacağını bilmiyorlar. Bu adım, sektörde büyük bir kaosa yol açabilir. Belki de hacker, “Benimle oynamak isterseniz, işte burada!” diyerek stüdyoyu köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
Hacker, CDPR’a 48 saat süre tanımış. Yani, bu süre içinde bir şeyler yapılmazsa, ortalık karışacak gibi görünüyor. Belki de bir film senaryosunda bu kadar süre vermek, “beni kaybetme” mesajı vermek için idealdir ama gerçek hayatta oldukça korkutucu. Şimdi, herkesin aklında, “Acaba CD Projekt Red, bu duruma nasıl bir yanıt verecek?” sorusu var. İster istemez bu durum, oyun dünyasında büyük bir merak ve heyecan yarattı. Belki de hacker, biraz dikkat çekmek istiyor. Ya da belki de yalnızca bir oyun sever olarak, oyunların gerçek ruhunu ortaya çıkarmak istiyor.
Bakalım, CD Projekt Red bu krizi nasıl yönetecek? Tüm bu olaylar, oyun dünyasında bir dönüm noktası olabilir. Belki de bir sonraki büyük sızıntı, “Hackerlar Kralı” yerine “Hackerlar Kralı: The Witcher” gibi bir oyunun lansmanına dönüşür. Kim bilir, belki de CDPR, bu durumu avantaja çevirip, yeni bir oyun senaryosuna ilham kaynağı yapar. Ama şurası kesin ki, bu olayın sonuçları sadece bir hackerın elinde değil, aynı zamanda oyun dünyasının geleceğinde de büyük etkiler yaratacak.
Sonuç olarak, hem hackerlar hem de oyun stüdyoları arasında geçen bu kedi-fare oyunu, sadece bir veri sızıntısı değil, aynı zamanda bir nevi “kim daha akıllı” yarışması haline geldi. Şimdi bekleyip göreceğiz, CD Projekt Red bu tuhaf ve komik durumu nasıl yönetecek? Hadi bakalım, oyun dünyası bir kez daha nefesini tutmuş durumda!
