Chained Echoes: JRPG Altın Çağı’na Dönüş – Game Pass ile Nostalji Yaşayın

Bugün bu incelemeyi yazmaya başladığımda, Series X’im için “Game Pass Sağ Olsun” ifadelerini düşündüm. Game Pass sayesinde birçok oyunu keşfetme fırsatım oldu ve hiç şans vermeyeceğim yapımları deneyimledim. 2017’den bu yana bu tür bir abonelik hizmetinin sunduğu olanakları kesinlikle takdir ediyorum. Oyun dünyasında bağımsız yapımların daha fazla oyuncuya ulaşmasını sağlamak, her biri için çok değerlidir. Chained Echoes, Game Pass’in “Yeni Eklenenler” kısmında karşıma çıkan oyunlardan biriydi. İlk gördüğümde, “Aha, yine sıradan bir pixel-art oyunu” diye düşündüm ama oyunu bir saat oynadıktan sonra ortada oldukça farklı ve ilginç bir yapı olduğunu anladım. Ancak bu duruma biraz da benim tembelliğim neden oldu; çünkü oyunu indirirken aldığım bilgiler arasında dağıtımcı firma yer almıyordu. Deck13 ekibi daha önce de sevdiğim bir pixel-art oyunu olan CrossCode’un dağıtımını üstlenmiş ve o da oldukça başarılıydı. Eğer biraz daha dikkatli olsaydım, işin açıkçası bu iğreti düşüncelere kapılmazdım.

AZAR AZAR, ORTAYA JRYO YAPMAK

Chained Echoes’u deneyip, “E ne var işte, sıradan bir yarışma oyunu” demek oldukça kolay. Ancak eğer JRPG’lere dair derin bir deneyiminiz varsa, bu oyunun her köşesinde o Altın Çağ JRPG’lerinden izler bulacaksınız. “YA SEN BUNA DA MI GÖNDERME YAPTIN?” diye kendinizi tutamayabilirsiniz. Örneğin, oyunun başlarında karakterlerin tanıtıldığı bölüm, Chrono Trigger’ın unutulmaz festival kısmına ithafen tasarlanmış. Ayrıca oyunun ilk görevlerinden birinin adı “The Alpha, not the Omega” ile Xenogears’a açıkça gönderme yapması pek dikkat çekici. Oyun, yalnızca eski isimlerle sınırlı kalmayıp, hikaye anlatımında da JRPG unsurlarını bolca barındırıyor. Her karakterin oyunla gelişimini izlemek, birer kişilik ve amaç edinecek şekilde kurgulanmış. Neredeyse her karakterin derinliği olması, günümüz JRPG’lerinde bile sıkça rastlayamadığımız bir kalite.

SIRA SIRA VURMAKTAN SIKILMADINIZ MI YA?

Chained Echoes’un JRPG Altın Çağı’ndan beslenen yapısı, özünde sıra tabanlı bir çatışma mekanizmasına sahip. Bu cümledeki ifadeler bir kısmınız için oyunu hiç denemeyeceğinizin garantisini verebilir. Özür dilerim ama ben sıra tabanlı dövüş mekaniklerini seven biriyim ve Chained Echoes’un bu sistemi nasıl uyguladığını anlatmadan geçemeyeceğim. Görünüşte basit; sırasıyla düşmanları ve kahramanları takibe alıyorsunuz. Fakat Chained Echoes’un farklılığı, çatışma sırasında sol üst köşede göreceğiniz “Overdrive” çubuğunda gizli. Bu çubuğu yeşil alanda tutmaya çalışmak, düşmanlardan daha az hasar alıp daha çok zarar vermenizi sağlıyor. Sıra tabanlı oyunlarda çoğu zaman bulunduğunuz durum, düşüncelerinizi iki katına çıkarıyor. Hangi saldırı çubuğunuzu yeşil tutacak, karakter değiştirmeli misiniz, olmazsa olmaz Ultimate yeteneğinizi ne zaman kullanmalısınız gibi taktik düşüncelere yönlendiriyor.

Bununla birlikte, oyunun sınıf ve seviye sistemi oldukça etkileyici. Chained Echoes’da karakterlerin seviyelendirme sistemi, Final Fantasy ve Vagrant Story unsurlarından esinlenmiş. Ekipmanlarınızı geliştirerek karakterlerinizi güçlendirebilirsiniz. Yeni bir bölgeye giriş yaptığınızda, satıcılarda gördüğünüz yeni ekipmanlardan yararlanmalı ve stratejilerinizi buna göre oluşturmalısınız. Her karakterin benzersiz yetenekleri var ve bunları savaşarak ya da yan görevleri yerine getirerek geliştirebiliyorsunuz. Gelişiminiz için ihtiyaç duyduğunuz SP puanlarını kazanarak yeteneklerinizi arttırıyorsunuz. Bu yeteneklerin, tiplerin ve tavırların hepsi, Final Fantasy Job sisteminden izler taşıyor. Glenn, klasik bir Warrior; Sienna, potansiyel bir Thief; Victor ise ilginç bir Bard olarak karşınıza çıkıyor.

Aynı zamanda “Class Emblem” adını verdiğimiz başka bir özellik daha mevcut. Bunu oyunun açık dünyasında keşfederek karakterlerinize yeni yetenekler ve yetenek yükseltmeleri kazandırıyorsunuz. İşin en güzel yanı bu amblemleri, istediğiniz karaktere takıp oynayabilmenize olanak vermesi. Hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan özelleştirme seçenekleri sunması, Chained Echoes’un en keyifli yanlarından biri. Şüphesiz, Final Fantasy V’deki sıkı özelleştirme seçeneği, bu oyunun hoşuma gitmesinin sebeplerinden biri.

ESKİ TARZ, TAZE HAVA

Chained Echoes; eski tarz JRPG’lardan esinlenerek, yenilikçi bir deneyim sunuyor. Oyun, cömertçe özlemle hatırlanan o Altın Çağ yapımlarını anımsatıyor ama burada bırakmıyor; günümüzün gereksinimlerine uygun olarak, yenilikçi düşüncelerle zenginleştiriyor. Eğer JRPG dünyasına hayranlık besliyorsanız, Chained Echoes’u gönül rahatlığıyla önerebilirim. Üstelik, Game Pass aracılığıyla ulaşabileceğinizi de belirtmeden geçemem. Yine Game Pass’te mevcut!