Children of Morta: Aile Temalı Roguelite Zindan Macerası

Children of Morta: Aile, Zindanlar ve Biraz da Kahkaha!

Bir oyunu anlatırken, bazen abartmak veya benzetmeler yapmak hoşumuza gidiyor, değil mi? Hemen hemen herkesin aklında bir şeyler canlansın istiyoruz. ‘Diablo gibi’ demek, hemen herkesin zihninde bir kıvılcım çaktırıyor. Ama dikkatli olmalıyız; çünkü ‘Diablo gibi’ dediğimizde kastedilen sadece hack’n’slash tarafı. Eğer oraya takılıp kalırsanız, bu oyunun loot-fest olduğunu sanabilirsiniz ki bu bir yanıltmaca! Aslında, Children of Morta (CoM) roguelike unsurları barındırıyor; ama burada kalıcı ölüm yok, sadece bolca prosedürel zindan, rastgele eşyalar ve elbette, bir aileyi anlatan muhteşem bir hikaye var.

Şimdi, Children of Morta’yı sıfırdan anlatmaya başlayalım. Bu oyun, aksiyon dolu bir hack’n’slash roguelite. Evet, doğru duydunuz, roguelite! Hem de aile temalı bir roguelite! Yani, zindanları keşfederken, ailenizle birlikte savaşmak, birlikte sevinmek ve birlikte hüsrana uğramak üzerine kurulu. Bergson ailesiyle tanışın! Bu aile, Morta dağının koruyuculuğunu yapıyor ve bir şekilde kendilerini bir anda zindanların derinliklerinde buluyorlar. Ve tabii ki, Corruption (yozlaşma) denen bir sorun baş gösteriyor. Evet, yanlış duymadınız; çocuklar, bu aileyi bir araya getiren şey, zindanda canavarlarla savaşmak!

Oyun, John Bergson ile başlıyor. Kendisi kılıç ve kalkanı ile tanınan babamız. Ama zindana inmeden önce, Bergson ailesinin diğer üyelerine de bir göz atalım. Mark, büyük oğul; kolları birer yumruk sanatı. Linda, okçumuz; düşmanları delip geçmekte oldukça mahir. Kevin, bıçaklarıyla düşmanlara korku salan küçük oğul. Lucy, ailemizin büyücüsü; sihir yapmayı çok seviyor. Joey ise, Ben amcanın oğlu; elinde kocaman bir çekici ile düşmanları parçalıyor. Fakat bu karakterler sadece isim değil; her biri, farklı yetenek ağaçları ile donatılmış durumda.

Karakterlerin Yetenekleri

• John, zırhını geliştirirken aile fertlerinin maksimum sağlığını artırabiliyor.
• Linda, yayı ile ok yağmuruna dönüşebiliyor.
• Kevin, düşmanlara gizlice saldırarak büyük zararlar verebiliyor.
• Lucy, düşmanların başına bela olan büyüler yapabiliyor.
• Joey, çekici ile düşmanları yerle bir ediyor.

Ancak burada ilginç olan kısım, her karakterin belli yetenek puanlarına ulaştıklarında ‘aile özellikleri’ kazanması. Yani, John ile oynamak yerine neden daha düşük seviyedeki Linda ile oynamak isteyesiniz ki? İşte oyunun bu noktadaki çözümü, aile kavramının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. John, tüm aile üyelerinin sağlığını artırırken, Kevin düşmanların zayıflıklarını anlamalarını sağlıyor. Bu durumda, her bir aile üyesiyle oynamak, aslında tüm ailenizi güçlendirmek anlamına geliyor. Aksi takdirde, zindanın derinliklerinde kaybolup gidebilirsiniz!

Fakat burada bir sorun var; zindanda çok fazla kalırsanız, karakteriniz yorgun düşüyor ve dinlenmeye ihtiyaç duyuyor. Yani, efsane bir zindan turu yaparken, ‘Ah, biraz dinleneyim’ diyerek ailenin diğer üyelerine geçmek zorunda kalıyorsunuz. Bunu yaparken, bir yandan da üst üste düşmanlarla savaşmak zorundasınız ki bu durum oldukça komik anlara yol açabiliyor. Düşünsenize, John ile zindana iniyorsunuz, sonra ‘Ah, Linda sen git!’ diyorsunuz. Linda, daha önce hiç bilmediği bir zindanda, bir anda başına düşmanları toplayabiliyor!

Her karakterin oynanışı birbirinden farklı. Kimisi alışması zor, kimisi ise hemen benimseniyor. Mesela Linda ile oynamak, başlangıçta tam bir kabus. Ok ve büyü kullanmak, özellikle de durarak atış yapmak, başlarda beni çok zorladı. Ama zamanla karakterlere alıştıkça, her birinin tam bir Bergson olduğunu ve düşmanlar karşısında nasıl harikalar yaratabildiklerini görebiliyorsunuz. Oyun, roguelite özellikleri taşıyor; her zindan, 2 veya 3 kattan oluşuyor ve boss ile karşılaşmadan önce çeşitli güçlendirmeleri bulmak zorundasınız. Yani, hemen aceleyle ikinci kata inip boss ile karşılaşmak, oyunun mantığına aykırı!

Zindanda Hayatta Kalmanın Yolları

• Her katta sizi güçlendiren rünler ve lütuflar var.
• Dikili taşlar ve cazibeler, geçici güçler sağlıyor.
• Yan görevlerle hikaye parçaları bulmak, oyunu daha anlamlı kılıyor.

Şimdi, bir de büyükanne Margaret’ı unutmayalım! Zindanların bazı yerlerinde karşılaştığımız bu karakter, bize Rea Kitabı’nın güçlerini kazandırıyor. Zindanda topladığımız morv ile de Ben Amca’nın silahlarını ve zırhlarını güçlendirebiliyoruz. Yani, bir nevi ‘Aile İçi Ekonomi’ yapıyoruz! Zindanda ölmemek için topladığınız morv, bir nevi yeni bir şans daha sağlıyor. Böylece, zindanda topladığınız her şey, bir sonraki turda size avantaj sağlıyor.

Children of Morta, piksel grafikleri ile dikkat çeken bir oyun. Her başlatışınızda, Bergson ailesinin evi ile karşılaşıyorsunuz. Bu evin piksellerinin güzelliği karşısında hayran kalmamak elde değil. Oyun, animasyonları ile de göz dolduruyor. Zindanda düşmanlarla savaşırken animasyonları pek dikkatinizi çekmeyebilir; ama eve döndüğünüzde, aile bireyleri arasındaki etkileşimler sizi gülümsetiyor. Oyun bu konuda tam puan alıyor!

Ancak, her güzel şeyin bir kusuru vardır. Zindanda boss’larla savaşmak, çoğu zaman normal düşmanları temizlemekten daha kolay geliyor. Boss’lar menzilli saldırılara karşı daha açık, bu da oyuncunun işini kolaylaştırıyor. Normal zindanda ise düşmanlardan kaçarken, boss’ların zayıf noktalarını bulmak daha zorlayıcı hale geliyor. Ayrıca, bazen zindanda sıkışıp kalabiliyorsunuz. Bu durum, bir hata olsa gerek; ama başınıza geldiğinde, ‘Yine mi sıkıştım?’ diye düşünebilirsiniz.

Sonuç olarak, Children of Morta, keyifli bir oyun deneyimi sunuyor. Piksel grafikleri, aile teması ve roguelite unsurları ile dikkat çekiyor. Eğer aile kavramını ve zindan keşiflerini birarada görmek istiyorsanız, bu oyun tam size göre! Üstelik Türkçe dil desteği de mevcut ve fiyatı oldukça makul. Oyun dünyasında gözden kaçırılmaması gereken bir cevher, belki de yeni favori aileniz Bergson’lar olacak!