Civilization VII: Tarihsel Derinliğin Yeniden Yorumlanması
Civilization VII, tarihi derinliği yeniden yorumlayarak strateji meraklılarına heyecan verici bir deneyim sunuyor. Keşfet, inşa et, zafer kazan!
7 saat önce
                      Tarih kaç yerinden kırılabilir? Civilization VII’nin bu soruya kesin bir yanıt sunduğunu söyleyemem; hepimizin bildiği gibi, bunun tek bir cevabı yok. Ancak eski Civilization oyunlarının kıyaslandığında, bu tür sorulara ihtiyaç duyduğumu hissediyorum. Bu tür detaylar, oyunun bir parçası olarak, eski günlere dair hissettiğim o uygarlık simülasyonu deneyimini bir nebze canlandırıyor. Eski günlerde başlatacağım bir kabileyi M.Ö. 4000’den alıp uzay çağına taşımak istemek, şehirlerimi kurup onları yönetirken, tarih boyunca kaybetmediğim bazı unsurları korumam gerektiğini hatırlatıyor. Zira oyun, görsel açıdan etkileyici olsa da, kavramsal olarak derinlik açısından bazı eksiklikler taşıyor. Öne çıkan yenilikler, ortamı kalabalık göstermekten öteye geçmiyor.

GANDHI’YLE NÜKLEER ŞOV!Her yeni Civ sürümünde olduğu gibi, hangi liderlerin ve ülkelerin dahil edildiği, hangisiyle daha fazla şehir kurabileceğim, bilimde kimlerin öne çıktığı gibi sorularla başlıyorum. Ancak, oyunun mantığı gereği bu liderlerin antik çağda bulunmadığı için antik uygarlıklarla eşleştirilmesi gerekmekte. Benjamin Franklin’i Yunan uygarlığıyla bağdaştırmak gibi tuhaf bir durumla karşı karşıyayım; böyle fantezilere kapılarak, fantezi futbol misali bir oyuna başlıyorum. Gwendoline Christie’nin yalnızca ilk cümleyi seslendirmesi beni pek hoşnut etmedi.
Lider ve uygarlık seçiminin önemli bir yönü de, eski Civ’lerdeki belirli avantajların yerini dengeli avantaj ve dezavantaj sisteminin almış olması. Bunun, oyuna girişin daha karmaşık hale gelmesine neden olduğunu görüyorum. Özellikle uzun uzadıya incelenmesi gereken listeler, stratejisel düşünmeyi zorunlu kılıyor. Bu karmaşık yapı, seçimlerinizi daha anlamlı kılarken, diğer yandan eski oyunlardaki sade ifadeyi özlemle hatırlatıyor. Tüm bunlar, bilhassa oyuna uzun süre dalmaya niyetli olmayan oyuncuların seçimlerini rastgele yapma ihtimalini artırıyor. Bağımsızlar, antik şehir-devletlerin yerini alıyor, ama çağı bitince gizemli bir şekilde haritadan siliniyorlar.

Ülkelerin liderleri sadece siyasi figürlerden ibaret değil. Aynı zamanda, Konfüçyüs, Jose Rizal veya Harriet Tubman gibi tarihe damga vurmuş karakterlerle de karşılaşabiliyoruz. Fakat, beklenen bir figür olan Gandhi’nin yokluğu dikkat çekici. Şu an için oyunda sınırlı sayıda lider mevcut ve çoğunun ismini duymuş olsanız da eylemlerini bilmiyorsanız, asıl potansiyelinizi keşfetmek için bu karakterleri öğrenmelisiniz. DÜNYANIN GÜZEL YÜZÜ Oyunu oynayamaya başlayacakken, görsel detayların göze çarpan güzelliği beni etkiledi. Civilization VI’nın karikatürel stili yerine, daha sade ve gerçekçi grafiklerin öne çıktığı Civ V’in görsellere olan özlemi burada karşılanıyor. İlk turda dikkatimizi çeken akarsular ve doğanın harikaları arasında kaybolarak, “burası çok güzel” dediğimiz bir atmosferle buluşuyoruz.
Başkentimizi kurar kurmaz, oyunun sunduğu yeni kavramlarla karşılaşmaya başlıyoruz. Oyunun her aşamasında karşılaştığımız özellikler, dikkatli bir şekilde okunması gereken metinler içeriyor. “Legacy Paths” kavramı gibi yeni mekanikler, avantaj elde etmek için kritik önem taşıyor. Çağları atlayarak ilerlerken mirasımızı taşımak, büyük bir stratejik karar. Antik Çağ’dan Modern Çağ’a geçerken, şehirlerimizin, ordularımızın kaybolacağını bilmek, kaydettiğimiz miras puanlarının önemini vurguluyor. Örneğin, eğer Ekonomik Miras yolunu seçerseniz, kullanılacak kaynakların belli kilometre taşlarına ulaşmak adına büyük önemi var.

Askerlerinizi kontrolsüz bırakmayın, çünkü her an kum fırtınası gibi beklenmedik bir durum söz konusu olabilir. Şehrinizi yönetirken, yolların ve üretim noktalarının otomatik olarak işlev gördüğünü izleyerek, bina inşaatına geçip geçmeyeceğinize karar vermeniz gerekecek. Fakat, geleneksel sistemden farklı şekilde, binalar şimdi yeni işlevlerini yerine getirmek için belirli alanlar içinde inşa edilmelidir. Çağ atlandıkça işlevini kaybeden yapılar ile eldeki kaynakların yönetimi arasında bir denge kurabilme yetkinliği, maalesef yeterince görünür değil. Oyunun bir kapalı kutu havasında olması, her oyuncu için sorunlar doğurabilir; bilgi eksiklikleri ve stratejik karar verme sürecinde belirsizlik oluşturabilir.
PUANIN KADAR DİPLOMASİ YAP Diplomatik ilişkiler açısından, yeni bir sistem geliştirilmiş. Oyuncuların birbirleriyle olan ilişkilerini daha ayrıntılı bir planlama ile yürütmeleri gerektiği anlaşılıyor. Ayrıca, bu yeni sistem üzerinden bağımsızlarla ilişkiler kurmak, etkili bir strateji haline geliyor. Ancak karşımızdaki liderlerin ajandalarının zamanla değişmesi, iletişim stratejilerimizi belirlemek zorunda kalıyor. Nihayetinde etki puanlarınızı yöneterek stratejik bir yol izlemek, aşırı derecede önem arz ediyor. Yıllar süren mantıklı bir anlatımın ve Diplomatik ilişkilerin, artık daha fazla derinlik katması, takdire şayan.

Oyun dünyası hakkında daha fazla bilgi sunmayı amaçlasam da, bazı detayları sır olarak saklamak daha iyi. Ancak haritaların tamamını keşfetmeden oynamaya çalışmak, oyuncunun deneyimini kısıtlayabilir. Her harita bileşeni, keşif ve strateji konusunda zenginleştirilmiş bir oynanış deneyimi sunuyor. Türkiye, oyunda tarihi Tarsus ile temsil ediliyor.
Sonuç olarak, Civilization VII’nin vizyonuyla ortaya çıkan yeni gelişmeler, oyunculara zengin bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Ancak, bazı dönemsel yeniliklerin oyuncuların özgürlüklerine geldiğinde, kısıtlamalar yaratması da kaçınılmaz gözüküyor. Yine de, Civilization serisinin yeni bir bölümünde yer almak, keşke çok daha derin ve özgürleyici bir deneyim sunabilseydi. Evet, oynanır.




                
        
          
                    
                    
                    
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?