COCOON: Jeppe Carlsen’ın Yeni Eserinde Bulmaca ve Keşif Macerası
COCOON: Jeppe Carlsen'ın yeni eseri, bulmaca dolu keşif maceralarıyla beyninizi zorlayacak ve sizi büyülü bir dünyaya davet ediyor.
3 saat önce
Jeppe Carlsen adı, belki bazıları için tanıdık gelmeyebilir. Ancak bu Danimarkalı yaratıcı, LIMBO ve INSIDE gibi iki harika oyunun arkasındaki dahidir. Şimdi ise yeni stüdyosunun ilk oyunu olan COCOON ile karşımıza çıkıyor. Oyunun içeriği ne kadar ilginç ve yenilikçi olduğunu kanıtlıyor. Carlsen’ın özgün dünya yaratmadaki yeteneği, COCOON’da bir kez daha gözler önüne seriliyor.

COCOON (Koza), hem anlatılmasının hem de anlaşılmasının oldukça zor olduğu bir yapım. 5-6 saat süren maceranız boyunca “Bunu neden yapıyorum?” gibi düşüncelerle dolaşıyorsunuz. Ancak bu, kötü bir durum değil. Yönetmekte olduğunuz karakter, sırtında böcek kanatları olan insansı bir varlık ve farklı iklimlere sahip dünyalarda bulmacaları çözmekle meşgul. Her dünyada, miskete benzeyen ve içinde bulunduğunuz ortamı değiştiren küreler bulunuyor. Başlangıçta, çöl dünyasında yer alıyoruz ve bölüm sonu canavarıyla savaşıp elimize bir kırmızı küre alıyoruz. Bu küreyi taşıyarak engelleri aşmaya çalışıyoruz.
- Dünya’daki ilk bitiş noktasını geçtikten sonra yeşil bir küre elde ediyoruz ve bu kez bataklık dünyasına geçiyoruz.
- Bu süreçte taşıyacağımız küre sayısı ikiye çıkarken, çözmemiz gereken bulmacaların sayısı da artıyor.
- Tüm bu unsurlar, organik ve metalik tasarımlarla harmanlanmış bir evren sunuyor.
COCOON’un gerçekten mükemmel bir bulmaca yapısı mevcut. Oyun, ne yapılması gerektiğini kısa sürede anlamanızı sağlıyor. Engelleri aşmak için bir küreyi diğerinin içine yerleştiriyor, oradan başka bir dünyaya ışınlanıyoruz. Oyun, aşırı zorlayıcı durumlarla karşılamıyor oyuncuları, bu da Portal oyununu anımsatıyor. Yani, ne yapmanız gerektiğini 1-2 dakikada anlıyorsunuz, geriye sadece bunu gerçekleştirmek kalıyor.

Ancak, oyun boyunca temel bulmaca mekanikleri çok fazla tekrar ediyor. Örneğin, bir bulmacada bir robotu kapının yanına götürerek engelleri aşmak gerekiyor. Diğer bulmaca da içeride gizli bir şifreyi çözmenizi talep ediyor. Böylece oyunda toplamda 5-6 tür bulmaca bulunuyor ve bunların hep benzer varyasyonları karşımıza çıkıyor. Farklı zorluk seviyeleriyle oyunun sonunda bitiyor. Biraz daha çeşitlilik aradığımı hissediyorum.
COCOON’un görsel tasarımı, organik unsurlarla uzay teknolojilerinin ilginç bir karışımını sunuyor. Bazen vıcık vıcık et yığınları üzerinde yürüyüp, bazen de eski bir uzay gemisinin metal platformlarında koşuyoruz. Oyun, böceksi bir anatomik yapıya sahip robotlarıyla da ilginç bir atmosfer yaratıyor.

Kısacası, Jeppe Carlsen yine de kendine has, tuhaf ve içine çeken bir evren inşa etmeyi başarmış. Oyun sona erdiğinde “Ne olduğunu anlamadım,” gibi bir düşünceye kapılmanız olası. Ancak yaşattığı eşsiz deneyim için bu sanal dünyaya en az bir kez adım atmaya değer.
Aşırı Gizli Son
COCOON, normalin dışında ekstra bir gizli son barındırıyor. Ancak bu sona ulaşmak hiç de kolay değil. Oyunu oynarken böyle bir sonun varlığını fark etmeniz mümkün değil. Ben bu durumdan, forumlardaki mesajlar ve Youtube’daki bir videodan haberdar oldum. Fakat yapımcılar, bu sona ulaşmak için gerekli kodları öyle bir gizlemişler ki, içten bir yardım almadan çözmek neredeyse imkansız hale geliyor. Sonuçta sadece 30 saniyelik bir video ile bitiyor. Youtube’dan izleyip geçtim, ama bu durum beni mutlu etti.




Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?