Aslında her şey bir 1 Nisan şakası olarak başlamıştı. Content Warning, Little Company’e olan benzerliği ile dikkat çekmiş ve sadece 24 saatliğine bedava olacağını açıklamıştı. İnternetin derinliklerinde ‘bedava’ kelimesinin yankılanması yeter de artardı bile, bu durum tam anlamıyla kargaşa yarattı. 1 Nisan’da başlayan bu süreçte oyun tam 6 milyon kez indirildi. Tabii ki, 24 saat boyunca insanların oyun kapmadan durmalarını beklemek, balon patlatmaya çalışmak gibiydi; bir yerde patlayacak ve herkes eğlencenin peşine düşecekti.

Fakat Content Warning‘in macerası burada bitmedi. İlginç bir şekilde bu 24 saatlik ücretsiz periyot, devamında da oyuncuları çekmeyi sürdürdü. Şöyle düşündüğümüzde, “Geçici zevkler uzun vadeli bir bağımlılığa dönüşebilir mi?” Bu karışımı en güzel şekilde ifade eden bir oyun olarak, Content Warning, piyasadaki ikinci ayında tam 2.2 milyon kopya satışa ulaşmayı başardı. Yani resmi verilere göre şu anda dünya üzerinde 8.8 milyon kişi Content Warning sahibi. Yine de dikkat çekici olan şey, ‘ben her şeyden önce bedava indirdim’ diyenlerin sayısının oldukça fazla olması.

Bu durumu bir karikatüre çevirirsek, insanların Content Warning’i ücretsiz indirdikten sonra, “Bunu almışken bir de parasını verip destek olalım” demesi gibi bir şey olmalı. Tam üstüne gide gele, “Buna bir destek vermezsem içimdeki ‘bedava’ canavarı beni rahatsız edecek!” diyenleri düşünmek gülümsetiyor. Tabii ki bu başarıyı sadece “bedava oyun” olarak nitelendirmek yanlış olur. Çünkü Content Warning, yaşattığı eğlence dolu anlarla da oyuncuların dikkatini çekiyor. Anlaşılan o ki, oyun sadece bir ‘şaka’ değildi; aynı zamanda bir fenomen haline geldi.

Bu fenomenin ardında yatan sebeplerden biri de, oyunun sunduğu eğlence katmanlarıydı. Kısa sürede geniş bir oyuncu kitlesine ulaşmış olması, kullanıcı deneyiminin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 20.000’den fazla oyuncunun incelemeleriyle buluşturduğu olumlu yorumlar, aslında oyun içeriklerinin ne kadar derin ve dikkat çekici olduğunu gösteriyor. Bu incelemelerdeki en ilginç nokta ise; çoğu oyuncunun oyunla ilgili yaşadıkları anekdotları ve esprili dille yazdıkları yorumlar.

• Oyun içindeki keşifler: Birçok oyuncu, Content Warning‘in sunduğu sürprizlerle dolu dünyasında kaybolmayı, kendilerini bulmaktan daha eğlenceli buluyor.
• Arkadaşlarla oynama heyecanı: Arkadaş gruplarının bir araya gelip bu oyunu main bir aktivite haline getirmesi, sosyal bağları da güçlendiriyor.
• İlgili güncellemeler: Oyun geliştiricilerinin devam eden ilgiye kayıtsız kalmayarak hızla güncellemeler yapması, oyuncular arasında bir tür ‘bağlılık’ oluşturuyor.

Sonuçta, Content Warning’in hikayesi; bir 1 Nisan şakasının nasıl dünya çapında bir fenomene dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Ve belki de arka planda dönen renkli şakaların ve eğlencenin, oyun dünyasında yeni bir akım başlattığını söylemek pek de yanlış olmaz. Şimdi, bu oyunu oynamadan duramayan 8.8 milyon kişi olarak, ne yapacağımızı düşünmekteyiz. Üstelik, daha kim bilir belki de gelecek 1 Nisan’da daha fazla sürprizlerle karşılaşacağız. Bu eğlence dolu yolculukta hep birlikte gülmeye devam! 🙂