Cordyceps Mantarının Korkutucu Dönüşümü: Last of Us’ın Karanlık Dünyası

Hayal edin ki bir gün kahvaltı yaparken ekmeğinizin üzerindeki mantar, sandığınızdan daha başka bir hal alıyor. Hemen aklınıza “ete kemiğe bürünmüş Cordyceps mantarı” geliyor! Last of Us serisinde medeniyetin sonunu getiren bu mantar, bulaştığı kişiyi bir anda tıpkı çiçek açan bir bitki gibi, insan olmaktan çıkarıp farklı bir hale dönüştürüyor. Hayatınızda gözlemlediğiniz en korkutucu alanlar; artık bu mantarın işgali altındaki konağın içi… İlk günler, konağın henüz ‘kurban yelpazesinin’ kapısını açmadığı anlarda; sadece birkaç saç telinin dökülmesi, bronzlaşmış bir ten ve kan çanağı gibi dikkat çekici, ancak yanıltıcı belirtileri var. Sanki buraya gelen herkese ‘Merhaba, ben Cordyceps, aramıza hoş geldin’ dediği anlar var ki, aslında hastalık henüz çok derinlere gitmemiştir.

Ancak haftalar geçtikçe, mantar kendini vaftiz ettirmeye başlıyor ve konağın vücudunun çeşitli yerlerinde korkunç bir estetikle büyümeye başlıyor. Bir bakıyorsunuz ki yüzün bir tarafında, bir ağaç gibi dallar uzanıyor; bu görüntü, bir masal kitabındaki çirkin ördek yavrusu gibi. Geçen her an, enfekte hayvanlarımız, daha insansı hallerini yavaş yavaş yitirirken, biz dışarıda mangal yapıyoruz. Ne tatlı hayal, değil mi? Ancak durum pek de öyle değil! Zamanla hastalık ilerledikçe, ağaçlaşan bu konağın bedeni, kendisi için geçerli olan modayı bir kenara bırakmakta ve giderek hayvansı bir forma bürünmekte. İşte bu noktada, ‘black metal hayranı’ bir insanın ağaç kılığına girmesi kadar absürt bir durum doğuyor!

• Enfekte Olma Süreci: Hastalık, konağın vücudunda ilk günlerden itibaren, hafif bir kaşıntı şeklinde başlasa da, bir müddet sonra mantar çok daha etkili bir girişim yapıyor. Tüm bedeni kaplayan o ‘güzel’ oluşumlar, hastalığın sonraki evresinin sadece baslangıcı.
• Hızla Yayılma: Enfekte olan kişi bir müddet sonra meydana gelen bu mantar büyümeleri ile insanlıktan tamamen kopuyor. ‘Tatlı bir çiçek gibi açılmak’ derken burada ironik bir anlam var tabii ki!
• Silahtan Daha Tehlikeli: Mantarın etkisi altında kalanlar, güçleniyor, ancak, giydikleri kıyafetler artık ‘tüylü mantar uyku giysileri’ haline geliyor. ‘Cahil cesareti’ dedikleri şey bu olsa gerek. Çünkü, çok güçlü görünmelerine rağmen aslında her biri birer mani!

Bu enfekte olmuş bireyler, beyinlerinin mantar tarafından teslim alındığı dönemde, gözleri kapandığı için tamamen kör hale geliyorlar. Ancak korkmayın, çünkü bu ‘görme kaybı’ onların diğer duyularının gelişmesine yol açıyor! Muazzam bir işitme yeteneği kazanarak, etraflarında çıkan en küçük sesleri bile yakalıyorlar. Yani, “Bir tıkırtı duydum, geliyoruz!” demekten kaçınmıyorlar. Sonuçta Last of Us dünyasında koşan sözde ‘çirkin mantar adamlar’ fazla düşünmeye vakit bulamadan avlarına dalıyorlar. İşin garip tarafı, bir takırdayanın (ya da tıkırdayanın) dikkatini çekmek için hareket etmemek yeterli. Hareket ettiğinizde, işte o zaman mantarın alpha grubunun dikkatini çekeceksiniz!

HBO Dizisi The Last of Us’taki Clicker’lar elbette bu durumun çarpıcı bir örneği. İkinci bölümde bu evre işlenmiş ve Ellie için yeni bir macera, Joel ve Tess için bir kabusa dönüşmüş. Sahneler izleyiciye ne kadar tehlikeli bir evrede olduklarını adeta haykırıyor. Bu takırdayanların varlığı, ‘Cığım, seninle mantar farmı açalım mı?’ düşüncesinin ne denli yanlış olduğunun altını çiziyor.

Last of Us Serisine Gönderme Yapan Oyunlar da bir hayli dolu saygı duruşu ile geldi. Life is Strange serisinde, bir karakterin mantara dikkat çekerek, “Buna bir takırdayana benziyor!” demesiyle birlikte, konuyu bir tık daha komik bir hale getiriyor. Dying Light gibi başka oyunlar da bu mantarın nasıl büyüdüğünü ve ortaya çıktığını bize hissettiriyor. Yani, bu takırdayanlar, tüm oyun evreninde bir yere sahip. Gülme krizinde kalmamak elde değil!

Sonuç olarak, takırdayan evresi her ne kadar korkutucu olsa da, ince mizah bu tür durumlarda en iyi dostumuz. Şimdi, bir sonraki maceraya hazırlanın ama aman stüdyonun ortasında gizli bir mantar olmadığına emin olun! Okuduğunuz için teşekkürler!