Counter-Strike 2: Değişim ve Yeniliklerle Dolu Yeni Bir Dönem
Counter-Strike 2 ile yeni bir döneme adım atın! Değişim ve yeniliklerle dolu bu oyun, savaş deneyiminizi baştan yaratacak.
3 saat önce
 
                      Taktik FPS türü, hızlı bir şekilde evrim geçiren bir oyun kategorisi olarak dikkat çekiyor. Her yeni oyun, kendine özgü mekanikleriyle oyuncuların beklentilerini değiştirme kapasitesine sahip. Özellikle son yıllarda, “mobilite”yi ön plana çıkaran birçok oyunun büyük ilgi gördüğünü gözlemliyoruz. Ancak bu oyunlar arasında, hiçbiri Counter-Strike’ın yerini alamadı. İki silah, iki karakter ve kurşunlarınız… CS dünyasında bilmeniz gereken temel unsurlar bunlar. Slide cancel mekanikleri, silah yapımı ya da meta gibi detaylar sizin için çok da geçerli değil. Tam da bu noktada CS’in özünü oluşturan bu basit yapı, onu özel kılan unsur.

Counter-Strike: Global Offensive, gözümde bu türün zirvesini temsil ediyor. Milyonlarca insanın her gün oynadığı ve turnuvalarının yüzbinlerce kişi tarafından izlendiği CS:GO’ya “türünün en iyisi” demekten asla çekinmiyorum. Peki, tarihin en iyisini nasıl daha da iyileştirebilirsiniz?
Yeni Bir Çağ
Heraklitos’un dediği gibi, “değişmeyen tek şey değişimdir.” Yaklaşık 11 yıldır hayatımızda olan CS:GO, zirvesini korumuş olmasına rağmen, zamanla genç rakipleri karşısında enerjisini kaybetmeye başlamıştı. Oyunun artık yaşını göstermeye başladığını kabul etmeliyiz ve Valorant gibi yeni rakiplerinin karşısında, daha yaşlı bir proje haline geldiğini görmek üzücü. Biz oyuncular, CS’in yeni bir kan yoluna ihtiyacı olduğuna kesin bir şekilde inanıyorduk.

Bu nedenle, CS2’ye bir yenilik olarak bakamıyorum. Valve, CS:GO’nun sağlam temellerini büyük bir güncellemeyle Source 2 motoruna taşıdı. Source 2, CS:GO’nun çağdışı kalmış yapısını modern FPS dünyasına aktarmayı başardı. Haritalar daha canlı, geliştirilen renk paletiyle yeni ayrıntılara kavuşmuş durumda. Mukavvadan yapılmış gibi görünen kozmetikler bile artık oyun içinde çok daha etkileyici görünüyor. Bu durum, CS2’nin artı hanesine büyük bir katkı sağlıyor çünkü neticede bu kozmetikleri güzel görünmeleri için satın alıyoruz.
Ancak bu canlı haritaların getirdiği yenilikler, oynanış açısından daha da anlamlı. Artık haritalarda mantıksız karanlık bölgelerin bulunmadığını görüyoruz. Her köşe, her tünel, her kapı çok iyi aydınlatılmış. Valve, bu noktada CS:GO’nun “gerçekçi” yapısına alternatif bir yaklaşım getirmiştir. Elbette, bu yeni pastel renk paleti bazı oyuncular tarafından eleştirilse de, bu değişimlerin hem rekabetçi arenada hem de genel oyun yapısında önemli bir yer edineceğine inanıyorum.

Bombacı Mülayim
CS2, ilk tanıtıldığı günden itibaren, yeni bomba mekanikleriyle dikkat çekiyor. Ancak bu mekanikler, sadece “sisin içine ateş ettiğinizde dağılması” gibi basit bir düzenekten fazlasını içeriyor. Artık bombaların kullanımı büyük bir önem kazanmış durumda. Örneğin, sis bombalarının değişiklikleri, dikkat çekici bir gelişim göstermiş. Sis, bulunduğu alanı doldurmanın yanı sıra el bombaları ve mermilerle de etkisiz hale getirilebiliyor. Daha önemli bir ayrıntı ise sisin eşit şekilde dağılması. CS:GO’da var olan “one way” sislerinin artık oyunun içinde yer almadığını görüyoruz. Valve bu değişimle birlikte, “aim’i” iyi olanın galip geleceği bir yapıya dönüşecek şekilde en temel kavramlara geri dönüyor.
Yanıcılar ve el bombaları, önceki dönemlerden daha da önemli hale gelmiş. Yanıcılar, bölgeleri daha etkili kilitlemek için kullanılabiliyor. El bombası ise rakiplerinize sadece kafadan atmak için değil, açık alanlara sis bırakmak için de kullanılabilir hale geldi. Bu durum özellikle AWP kullanıcıları için yeni stratejik fırsatlar tanıyor. Ayrıca, C4’ün oyundaki etkisi önemli ölçüde artırılmış durumda. Bomba patladığında, neredeyse iki katı alanda hasar verebiliyor. Nuke haritasında ise bilindik pozisyonlarda sık sık ölüm yaşamak mümkün. Bu konuda dikkatli olmakta fayda var!

Önemli bir diğer değişiklik ise envanterin düzenlenmesi. Artık uzun uzun silah seçmek zorunda değilsiniz. Tüfekler, tabancalar, hafif makineli silahlar ve pompalı tüfekler, kendi slotlarına basitçe yerleştirilebiliyor. Örneğin hem MP5 hem de MP7’yi envanterinize ekleyebilirsiniz. Bu geniş seçim aralığı, oyunun ilerleyişi boyunca düşündüğünüz stratejinizi de etkiliyor.
Daha Fazla Antrenman
CS2’nin selefinden en büyük farkı geniş bir oyun alanı sunmasıdır. Şu anda topluluk sunucularına erişim olmasa da, gelecekte oyuncular bu seçeneği kullanabilecek. Ayrıca, tam teşekküllü bir antrenman modunun geliyor olması da sevindirici bir gelişme. Uzun süren “bomba eğitimi” haritaları ve sıkıcı ölüm maçları geride kaldı. Bu antrenman moduyla, kendi ayarlarınızı belirleyerek maç yapma imkanı buluyorsunuz. Botlar her zaman olduğu gibi düşük IQ seviyesinde olsa da, eklenen “bomba kamerası” modu, antrenman ihtiyacınızı karşılıyor. Bu kamera ile bombanızın düştüğü yeri canlı olarak takip edebilir, gelecekte oyunlarda uygulayabileceğiniz atışları oluşturabilirsiniz.

Oynanış açısından en önemli yenilik ise artık oyunun sadece 24 round sürmesidir. Yani CS2’de 24 round’un 13’ünü alarak oyunu kazanabiliyorsunuz. Eskiden olduğu gibi 30 round’luk maç süreleri artık geçmişte kaldı. Bu durum, hızlı maçların oluşmasına zemin hazırlıyor. Uzaktan bakıldığında, CS2’nin artı hanesine büyük bir katkı sağladığı görülüyor. Fakat bir kaç maç sonra, CS:GO’nun sağlam temellerinin sarsıldığını hissedebiliyorsunuz. Zira Valve, önemli bir denklemi gözden kaçırmış gibi görünüyor.
Ekonomik Problemler
Counter-Strike’ın taktik FPS türünün zirvesine ulaşmasını sağlayan unsurlardan biri, oyun içi ekonomisidir. Her round’da kullanabileceğiniz belli bir miktardaki para, oyunun taktik boyutunu değiştiriyor. Bilinmeyenler için, CS’nin ekonomik sistemini kısaca özetlemek istiyorum. Her iki takım oyuncusu 800 dolar ile başlar. İlk turun başlangıcında her iki tarafın da görevlerini yerine getirmesi beklenir. T tarafında iseniz, bombayı kurarak ekstra 300 dolar kazanırsınız. Eğer bomba patlarsa, toplamda 3500 doları kazanırsınız. Bombayı kurmanın yanı sıra, etrafa dağılırsanız bile 800 doları cebinize alırsınız. CT tarafında ise bombayı çözmeniz, toplamda 3500 dolar kazandırır. İki tarafın tüm oyuncularını yok ederseniz, toplamda 3250 dolar alırsınız.

Elbette, rakiplerinizi öldürmek başına da belirli miktarlarda para kazanırsınız. Kullanılan silaha göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, rakibinizi bıçakla öldürdüğünüzde 1500 dolar kazanırsınız. Fakat AWP ile yapılan öldürmeler sadece 100 dolarlık bir getiri sağlar. Ancak, yeni oyunun en dengesiz yönlerinden biri “kaybetme” bonuslarıdır. Kaybetme bonusları, CS:GO’daki uzun maçları daha da uzatıyordu. Kaybetme bonusları, ilk kaybedilen turun ardından 1400 dolarla başlıyor ve kaybetmeye devam ettikçe artıyor. Dördüncü kaybedilen turun ardından 2900 dolara kadar çıkabiliyor.
CS2’nin 24 turluk maçları, bu kaybetme bonusunun dengesizleşmesine neden olmuştur. Dört tur üst üste kaybedildiğinde, ilk yarının çeyreğini tamamlamış oluyorsunuz. Eğer durum 6-0 ise, psikolojik üstünlük birden karşı tarafa geçmeye başlıyor. Yani, henüz daha oyuna alışamadan, ana silahlarınızla oynamadan kaybediyorsunuz. Eğer CS oynamayı seven arkadaş grubunuz ile birlikte oynuyorsanız, durum biraz daha iyidir. Birlikte ne zaman “eco” yapacağınızı ve zorunlu silah almanız gerektiğini belirleyerek rahat hareket edebilirsiniz. Ancak solo oyuncular için durum oldukça can sıkıcı hale geliyor.

Oynanış
Ekonomik sorunların yanı sıra, başka problemler de mevcut. Valve, CS2 ile birlikte hiçbir silahın geri tepme kontrolünün değişmediğini kesin bir biçimde belirtiyor. Ancak oyunu bir kez oynamış herkesle bu konu üzerine konuştuğumda, herkesin aynı görüşte olduğunu görüyorum: “Silahlar, artık iyi hissedilmiyor.” Bunun nedenini tam olarak kestiremiyorum ama hissettiğim kadarıyla bir şeyler yolunda gitmiyor. Üçüncü mermiyi atmaya başladığınızda, silahların aradaki ağırlığını hissedememek rahatsız edici bir durum. Silahların çıkardığı sesler hoşuma gidiyor ve mermilerin namludan daha tok bir şekilde çıktığı hissiyatı yaratıyor. Ancak silahlar neden bu kadar hafif kalıyor bilmiyorum.
Bu incelemeyi yazarken, oyuna hitbox’ların düzenlendiğiyle ilgili bir güncelleme geldi. Ancak yeni güncellemeyi henüz denemeye fırsatım olmadığını belirtmeliyim. Olayın doğrudan oyun ekonomisini etkileyen başka bir boyutu da pompalı tüfekler. Bıçaktan sonra en çok kazandıran pompalı tüfekler ölüm makinelerine dönüşmüş durumda. CS:GO’da yetenek eşiğinin oldukça yüksek olduğu MAG7, XM1014 ve Nova gibi silahlar artık daha da tehlikeli bir hale geldi. Bu da silahların geri tepme kontrolünün sıkıntılı olmasından kaynaklanıyor.

Dust 2’nin “kısasında” kendinizi hayal edin. Dar bir koridora sahip olan bu alan, pompalı tüfekler için oldukça uygun bir yer. Normalde burada pompalı silah kullanıyorsanız, spray’le rakibinizi ortadan kaldırmadan yememeniz mümkün. Fakat spray işinin kötü hissettirmesi oyuncuları çoklu atış (burst) yapmaya yönlendiriyor. Bu durum da pompalı tüfek kullanan oyunculara, rakiplerini alt etmek için fazladan zaman tanıyor.
Sub-Tick Meselesi
Şimdi de “sub-tick” konusunu ele alalım. CS oyuncularının sıkça konuştuğu “tick” meselesi, aslında oyunun simülasyon oranını belirliyor. Yani tick başında oyunun aldığı veri simüle edilip sunucuya gönderiliyor. Peki, bu durum neden önemli? Çoğu oyuncu, CS:GO’nun resmi 64 tick sunucularında oynamak yerine, 128 tick rate sunan üçüncü parti sunucularında oynamayı tercih ediyor. Valve, CS2 ile birlikte nasıl işlediğini tam olarak bilmediğimiz “sub-tick” sistemini devreye aldı. Ancak bu sistemin şu anda mükemmel bir şekilde çalıştığını söylemek güç.

Twitter’da (X demeyeceğim) karşılaştığınız ilginç sahnelerin büyük bir kısmı bununla alakalı. Bana sorarsanız, artan hızlı peek’lerin sebebi de bu sub-tick sorunu. Zaman zaman karşınızdaki kişi koşarak ateş edip kafanızı hedef alırken, bu durum can sıkıcı bir hale gelebiliyor. Sub-tick sistemi maalesef ciddi bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Ancak bu yeni karar, olumlu gelişmelere de zemin hazırlıyor. Örneğin Valve, üçüncü parti sunucularda 64 tick rate’i sabit tutacağını açıkladı. Bu, tüm topluluğu tek bir çatı altında birleştirecek ve bu benim için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Üçüncü parti sunucuları ele almışken, oyunun yeni rekabetçi sistemine de değinmek istiyorum. Valve, CS2 ile birlikte oyuncuların yalnızca tek bir harita oynamaktan uzaklaşmasını sağlamak istiyor. Artık “seçkin” rekabetçi türünde haritaları banlama olanağı bulunuyor, böylece oynamak istediğiniz haritayı seçebiliyorsunuz. Doğrudan rekabetçi modda ise istediğiniz haritada oynama şansı mevcut. Buradaki en büyük değişiklik, haritalara özel seviyelerin gelmiş olması. Daha önce “seçkin” seviyeniz belirlenmeden, Dust 2’de altın nova 2 seviyesine ulaşabiliyorsunuz. Ancak şu an Nuke ve Train gibi sevilen haritaların oyuna eklenmediğini belirtmekte fayda var.

| Pro’lar Ne Diyor? Profesyonel oyuncular, CS2 hakkında farklı görüşlerle öne çıktılar. Bazı yorumları sizler için derledim: Aleksandr “s1mple” Kostylev – Şu an oyundan memnun değilim. Lag, hatta zaman zaman çok ciddi gecikmeler yaşıyorum.  | 
Güzel Günler Kapıda
CS:GO’nun, tartışmalı dönemlerde yürümekte zorlandığını bizzat deneyimledim. Oyunun ilk günlerinde yaşanan tüm tartışmaları buraya yazmaya çalışsam, birkaç sayfa daha eklemem gerekir. Global Offensive’in mevcut konumuna ulaşması hiç kolay olmadı. CS2’nin de buna benzer bir süreçten geçeceğini öngörüyorum.
Tarihin en iyisini daha da iyi hale getirmek, her babayiğidin harcı değildir. Valve, bu denklemi bozmadan CS’i daha parlak bir geleceğe taşımak için çaba sarf ediyor. CS2, şu anda ihtiyacımız olan fakat kendini henüz bulamayan bir kahraman gibi görünüyor. Her kahramanın başlangıcında olduğu gibi, yerin altına inip tekrar yükselebilme yeteneğine sahip olmalı. Ben CS2’nin bunu başarabileceğine inanıyorum. Tek ihtiyacı olan,biraz daha zamandır.
 
                
        
           
                     
                     
                     
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?