Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

5 dakika okunma süresi

5

Counter-Strike: 24 Yıllık Efsanevi Serüvenin Hikayesi

Counter-Strike: 24 yıl boyunca terörist mi, anti-terörist mi? Hangisi daha çok headshot yedi, gelin bir bakalım! Efsanevi serüven burada!

admin

3 saat önce

Counter-Strike: 24 Yıllık Efsanevi Serüvenin Hikayesi

Tam 24 yıl… Hayatımızda yer alan Counter-Strike efsanesi, pek çok kişi için sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı haline geldi. Mütevazi bir başlangıçla yola çıkan bu oyun, bugün 1 milyonu aşan eş zamanlı oyuncu sayısına ulaştı. CS’ye olan bu ilgi, geçmişten bugüne kadar nasıl gelişti? CS2 ile birlikte biz de geçmişe doğru bir yolculuğa çıkacak ve bu 24 yıllık serüvenin detaylarına yakından bakacağız. Öncelikle, Counter-Strike’ın kökenlerine göz atmalıyız. Hani “sandalye kapmaca” oyunlarının yalınlığına benzer bir başlangıç yapmış. Ama biz bunu barış içinde yapmayacağız, tabii ki mermilerle!

Counter-Strike: 24 Yıllık Efsanevi Serüvenin Hikayesi

Aslında Counter-Strike’ın hikayesi, Minh “Gooseman” Le ve Jess Cliffe’ın ufak bir hayal ile ortaya çıkıyor. Half-Life’ın GoldSRC motorunu kullanarak bir oyun yapmak isteyen bu iki karizmatik genç, tam bir ay boyunca bilgisayarlarının başında ter döküyor. İlk iş olarak, Counter-Strike için bir website bile kuruyorlar. İşte bu noktada, oyun dünyasında “internetin” nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışın! Uzun bir beta sürecinin ardından, en sonunda kendi hayallerinin ürünü olan bu “şey”i, oyuncularla paylaşmaya karar veriyorlar. Ama tabi ki, her şey güllük gülistanlık olmuyor; önceki hayal kırıklıklarına bakılınca, FPS dünyasında “hero” olmanın da bir bedeli var!

  • İlk günlerde pek çok oyuncu, CS için kendi haritalarını üretmeye başladı. Bunu yaparken “Hadi bakalım, bakalım! Bugün ne kadar tecrübeye sahip olabilirim?” düşüncesiyle sahaya çıktıkları kesin!
  • Bu süreçte, CS ve kendi topluluğu arasındaki müthiş bağın oluşmaya başladığını gözlemliyoruz. Beşinci beta sürecine gelindiğinde Valve, bu ikiliyi işin içine katmak için kapısını ve cüzdanını açıyor. Böylece onların çalışmaları daha da hızlanıyor.

2000 yılında Valve artık bu gençlerin “pederi” olmuşken, aynı yıl içerisinde oyunun ilk resmi versiyonunu heyecanla duyuruyor. Bu gelişme Valve’ın CEO’su Doug Lombardi’nin sözleriyle pekişiyor: “Evet, onları yakından takip ediyorduk. Oyuncu sayısı çok kısa bir süre içerisinde tıpkı bir maymun gibi zıp zıp zıplayarak 8.000’e ulaştı!” Asıl mesele, bu sayının nereye kadar yükselebileceğiydi, ki bu da yıllar içinde değişmeye devam etti!

Counter-Strike: 24 Yıllık Efsanevi Serüvenin Hikayesi

Denklem Basit: İlk Counter-Strike’tan beri değişmeyen tek şey, oyunun kendisi ve mantığı! İki takım, her biri beşer oyuncudan oluşmakla birlikte; bu basit sistemde herkes, bıçakla karnını yararak kişisel bir yetenek sergiledi. O dönemde çok daha taktiksel bir oyun gibi görünen CS, zamanla daha rafine bir hale gelirken, çatışmalara gerçekçi yaklaşımıyla dikkat çekmeye devam etti. Her silah, farklı mermi tepkimeleri ile dolup taşarken, kafadan isabet ile rakibinizi tek vuruşta yerle bir edebilmek, efsane “headshot” teriminin doğuşunu da beraberinde getirdi.

CS’in popülaritesi arttıkça, doğal olarak “devam oyunu” bekleyişleri de çoğalmaya başladı. Bir şeyin değerini anlamak için onun eksikliğini acı bir şekilde hissetmek gerektiğini düşünen bu topluluk, 2004 yılında hem de bir değil, iki devam oyunu ile karşı karşıya geldi! Haydi, çok sağlam bir arkaya yaslanın ve rahatlayın!

  • İlk olarak CS: Condition-Zero’dan bahsedelim! Temel bir tek oyunculu oyun olarak tasarlanan bu yapı, pek çoğunun ilgisini çekmeyi başaramadı. Valve kendi kanalında bir kez olsun bu oyundan bahsetmeyince, sanki onu bile unuttu gibi görünüyor.
  • Gerçek devam oyunu olarak bilinen CS: Source, tüm oyuncuların kendini “remake” yapmadığına inanmasını sağladı. Temel mekanikler aynı kalmıştı ama çözümleme konusunda yaşadığı sorunlar nedeniyle pek çok eleştirinin hedefi oldu.

İşte burada, “bir hatamız oldu” diyerek piyasaya sürülen CSS’in getirdiği sorunlar sebebiyle Major olarak tanımlanan turnuvaların CS 1.6 versiyonunu kullanmaya devam etmesi, bu tartışmaların daha da büyümesine neden oldu. Sonuç olarak, bu dönemde yıllarca sürecek olan 1.6 ve CSS savaşı patlak verdi. CS topluluğu da kendi içindeki savaşta kaybetmemek adına “benim oyunuma dokunma!” nidaları atarak kendi gerilim alanlarını oluşturdu!

Sonunda CS:GO sahnemizde yer almaya başladığında ne olduğunu biliyor musunuz? “Bambaşka bir dünya” dedirten nitelikleri ile dönüşen CS:GO, hem espor arenasına yeni bir hava katar hem de FPS türünün baş tacı olmayı başarır. Tabii ki başlangıçta pek çok sorun yaşanmıyor değil, ama bu sorunlar, biz oyun severler için tatlı bir hatıra haline gelmiştir.

Son dönemlerde, eş zamanlı oyuncu sayısı bir milyonu aşmayı başaran CS:GO, Steam havuzundan kaybolsa bile hepimizin kalbinde özel bir yer edinmeyi başardı. Artık CS2 yolda ve yaşadığımız tüm anılar, belleğimizde dostça dolaşmaya devam edecek!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?