Cyberpunk 2077’de Sokak Hikayeleri: Görevlerin Yeni Yüzü

Eylül ayında çıkışı beklenen Cyberpunk 2077, oyun dünyasında heyecan yaratmaya devam ediyor. CD Projekt’in Krakow stüdyosunun başı John Mamais, oyunla ilgili bazı ilginç bilgiler paylaştı. Ama bu bilgiler öyle sıradan değil, tam bir oyunseverin kalbini çalacak cinsten!

Öncelikle, oyundaki tüm görevlerin elle tasarlanmış olduğunu biliyor muydunuz? Evet, bu demek oluyor ki, otomatik olarak yaratılan, birbirinin benzeri görevler yerine, her biri özgün olan görevlerle karşılaşacağız. Yani, “Yine mi aynı görev?” diye söylenmeyeceğiz, çünkü her görev adeta bir sanat eseri olarak karşımıza çıkacak!

Bunların arasında, The Witcher 3’teki yaratık avlama görevlerine benzeyen bir yan görev türü var. Bu görevlerin adı Sokak Hikayeleri. Evet, yanlış duymadınız! Şimdi, “Sokak Hikayeleri” dendiğinde aklınıza hemen bir grup arkadaşla oturup gece yarısı hikaye anlatmak gelmesin. Bu görevler, yaklaşık 75 farklı hikaye sunacak ve tamamen özgün yan hikayelerden oluşacak. Fakat dikkat! Ana hikayeyi etkilemeyecekler, yani baş karakterimiz “V” için bir tür yan görev gibi düşünün. Yani, “V” bir yandan düşmanlarıyla savaşıp, diğer yandan da bir sokak köpeği ile dost olma peşinde koşacak!

• Sokak Hikayeleri tamamen özgün olacak, bu yüzden her biri farklı bir deneyim sunacak.
• İçlerinde gelişmiş sinematikler olmayacak; bu görevler, dünyayı tanımamızı sağlarken karakterimizi de geliştirecek.
• Görevler, tasarımcıların kullandığı şablonlarla desteklense de, her biri özelleştirilmiş olacak. Yani, her görevde “Ben bunu daha önce oynadım!” demeyeceksiniz!

Mamais, “Bunların tümünü de özel tasarlıyoruz. Aralarında otomatik biçimde yaratılan hiçbir şey yok.” diyor. Gerçekten de, oyun dünyası bu tür görevlerle dolup taşacak gibi görünüyor. Hani derler ya, “Bir yanda devler, diğer yanda sokak köpekleri.” İşte Cyberpunk 2077 bu durumun tam ortasında! Yani, bir yandan devasa düşmanlarla savaşıp, diğer yandan bir sokak köpeğine yemek vermek… Harika bir denge değil mi?

İrili ufaklı yan görevleri, Sokak Hikayelerini, ana hikayeyi ve peşinde koşulacak başarımları düşününce, tıpkı The Witcher 3’te olduğu gibi yüzlerce saat ekran başına çivileyecek bir oyunla karşı karşıya olacağız. Hatta, elinize bir çay almayı bile unutursanız, “Neden bir haftadır evden çıkmadım?” diye düşünmeye başlayabilirsiniz!

Sonuç olarak, bu tahminin ne kadar doğru olduğunu görmek için 17 Eylül’e kadar beklememiz gerekecek. O zamana kadar, belki de sokak köpekleriyle daha fazla vakit geçiririz, kim bilir? Ama Cyberpunk 2077’nin kapısına gelince, “V” olarak karşınıza dikileceğimiz ve sokaklarda hikayeler peşinde koşacağımız günler çok yakın!