Cyborg’un Dönüşü: Ray Fisher ve DC Sinematik Evrenindeki Drama

DC Sinematik Evreni, süper kahramanların dünyasında tam bir karmaşa yaşıyor. Bir yanda Zack Snyder’s Justice League ile gelen umut ışığı, diğer yanda ise Joss Whedon ile birlikte çalkantılı bir geçmiş. Kısacası, DC’nin evreninde her şeyin bir parodisi var. Bir zamanlar Cyborg’un hikayesini dinlerken, “Bu karakterin solo filmi neden yok?” diye sormaktan kendimi alamıyordum. Oysa ki, Ray Fisher’ın başına gelenler, bir Hollywood fırtınasına dönüşmüştü. Hani derler ya, “Süper kahramanlar her zaman kazanır,” işte burada kazanan yoktu, sadece kaybedenler vardı!

Ray Fisher, Cyborg rolü ile izleyicileri etkileyen bir performans sergilemesine rağmen, ne yazık ki film setinde kötü muameleye maruz kalmıştı. Warner Bros/DC ortaklığına açtığı savaş, Hollywood’un en komik ve trajik olaylarından biri haline gelmişti. Tıpkı bir sitcom dizisinde olduğu gibi, her bölümde yeni bir skandal ortaya çıkıyor, herkes birbirine laf atıyordu. Fisher’ın, Whedon’ın davranışlarını eleştirmesiyle birlikte, herkesin gözleri ona çevrildi. “Acaba Cyborg karakteri, izleyici tarafından sevilse de, stüdyonun kalbinde bir yer edinebilir mi?” sorusu gündeme geldi.

Şimdi, Snyder Cut ile birlikte Cyborg’un potansiyelinin ortaya çıkması, bir tür “Cyborg’ı kurtarma” operasyonuna dönüştü. Fisher, bu deneyimlerinden sonra DCEU’ya dönmek istediğini belirtti. Hani derler ya, “Bir kapı kapanır, diğeri açılır,” işte burada da tam tersi bir durum var. Kapı açılmadı, ama Fisher’ın isteğiyle birlikte bir pencere açıldı. Flash filminin senaryosunda Cyborg’un büyük bir rolü olacağını duyduğumuzda, hayranlar arasında bir heyecan fırtınası koptu. “Acaba bu sefer doğru mu?” diye düşünmeden edemedik. Çünkü daha önceki deneyimlerden sonra, hayranlar olarak biraz temkinliydik.

Fisher’ın açıklamaları gerçekten umut verici. “Andy Muschietti ile karakterlerin sadece süper güç gösterisinden ibaret olmadığını ve aralarındaki ilişkilerin gücüne dair sağlam bir anlayışa sahip olduğuna inanıyorum,” demesi, bir nevi “Beni unutmayın, ben de buradayım!” demek gibi. Yani, Cyborg karakterinin Flash ile olan dinamiği, sadece süper kahramanların birbirine yumruk atmasıyla sınırlı olmayacak. Belki de bu film, Cyborg’un duygusal derinliklerine inerek onu daha da sevimli hale getirecek. Hani “Duygusal derinlik” derken, gözyaşları dökecek hali yok ya, ama işte bir kahramanın içsel çatışmaları da önemlidir, değil mi?

• Ray Fisher, Cyborg’u canlandırmak istemiyor; fakat hayranları onu özlüyor!
• Zack Snyder’s Justice League – İnceleme: Bu film, DC evreninin yeniden doğuşu gibi!

Sonuç olarak, Hollywood’un bu komedi dolu dramalarının ortasında, hem Ray Fisher hem de DC/WB arasında bir uzlaşma sağlanabilirse, hayranlar için büyük bir bayram havası estirebilir. 4 Kasım 2022‘de vizyona girecek olan The Flash filmi, eğer Fisher’ın dönüşüyle ilgili güzel haberler getirirse, belki de bu karmaşanın sonu gelecektir. Ne de olsa, bu evrende her şey bir şaka gibi! Kim bilir, belki de Cyborg’un yeniden doğuşu, tam bir komedi filmi gibi olur. “Hadi gelin, hep birlikte bir kahkaha atalım!” diyoruz!