Death Stranding 2: Merakla Beklenen Yeni Macera ve Fragmanı Üzerine Düşünceler
Sıradan bir yürüyüş mü, yoksa gizemli bir doğa yürüyüşü mü? Death Stranding 2 fragmanıyla tekrar yola çıkıyoruz! Hazır mıyız, Hideo?
3 saat önce
Bu ayın en önemli oyunu hangisi sorusuna kesin bir yanıt vermek gerekirse, Death Stranding 2 en öne çıkan adaylardan biri. Kojima’nın bu sefer nasıl bir sürpriz yapacağını görmek için şimdiden heyecanlanmaya başladık. Neyse ki, sadece bir hafta kadar bir süremiz kaldı; zaman ne çabuk geçiyor, değil mi? Kafamızda sorular uçuşuyor, kalbimizde ise bir hüzün, bir merak. Fragmanın bize sunduğu altı dakika yeterince bilgi sunmasa da, daha fazlasını isterken izlerken yüzümüzde kocaman bir gülümseme oluştu. İzlemeden geçemeyeceğiniz o görüntülerle dolu olan fragmanda, bu dünyada neler olup bittiğine dair ipuçları veriliyor. Bir tür gizemli bulmaca gibi, bir parça çözüldüğünde diğer parçaların ardı arkası kesilmiyor!
İlk oyunda, “Death Stranding” adı verilen felaketle parçalanmış bir dünya karşımıza çıkmıştı. Ölüler dünyası ve yaşayanların dünyası arasındaki sınırlar o kadar belirsizdi ki, bazen hangisinin hangisi olduğu üzerine düşündüğümüz bile oldu. İnsanlar, birbirlerinden kopuk topluluklar halinde, tıpkı tuzak dolu bir ormanda kaybolmuş tavşanlar gibi hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Hatta birçok kişi kendini izole bir şekilde yaşamak için dağların tepesine çekilmiş, dış dünya ile bağlantısını neredeyse tamamen koparmıştı. Kahramanımız Sam ‘Porter’ Bridges, bu karışık durumu düzeltmek için canla başla köprüler inşa ediyordu. Gerçekten de soy isminin hakkını veriyordu! Ama şimdi, her şey bir kez daha tuhaflaşmaya başlıyor.
Death Stranding 2’de, sanki şeytana pabucunu ters giydiren bir zorlukla karşı karşıyayız. Gözükmeye başladı ki, daha zorlu düşmanlarla karşılaşacağız ve hepsi Sam’in moralini bozmak için sırada bekliyor. Aslında, bu düşmanlar ne kadar kötü olabilir ki? Belki de bir şaka gibi, patlayan şişelerin içindeki garip yaratıklar gibi minik “zombicikler!” O tarafı çok merak ediyorum, çünkü onlarla yüzleşmek, sonraki nesil için büyük bir sınav olacak. Kim bilir, belki de bu düşmanlarla savaşırken çirkin bir dans edecek ve kendimizi bir dans yarışmasında bulacağız! Kimse bunu beklemiyordu, değil mi?
En kritik tarih: 26 Haziran. O gün, hayali dünyamızda büyük bir macera için hazırlanıyoruz. Death Stranding 2 ile buluşmak için sabırsızlanıyoruz ve her yeni bilgi, her yeni detay, kalbimizi biraz daha hızlandırıyor. Bu oyun için nefesimizi tutmaya değer. Kim bilir, belki de oyun çıktıktan sonra kendimizi “Kojima’nın evreninde kaybolmuş” gibi hissedeceğiz! Geliştirici ekip bize ne tür sürprizler sunacak? Bekleyip göreceğiz! Ama şimdi en azından bir hafta boyunca bizi tırmalayan bu merakı taşımaya devam edeceğiz.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?