Deathbound: Soulslike Deneyiminde Yeni Bir Dönem Mi Başlıyor?

Her yıl birkaç tane soulslike oyunu piyasaya çıkmadığında, sanki bir eksiklik hissediyoruz. Bu durum öyle bir hal aldı ki, artık hayatımıza girmiş bir alışkanlık gibi oldu. Yani kısaca, “Oh, yeniden soulslike oyunu çıkmış!” demeden edemiyoruz. Ama bu popülaritenin bu kadar yükseğe çıkabileceğini kim tahmin edebilirdi? İçinde bulunduğumuz dönem, soulslike türünün öyle bir popülerlik kazandığı bir dönem ki, ana oyun türleri arasında kendine sağlam bir yer edindi. İnanılmaz değil mi? Geçmişte kim bilir kaç kez “Bunu gerçekten kim oynar ki?” diye düşündüğümüz oyunların serileri şimdi de oyuncuların favorisi haline geldi.

Tabii ki bu durum, yalnızca tüketiciler için değil, oyun geliştiricileri için de büyük bir fırsat. Ancak FromSoftware’ın çıtayı sürekli yükseltmesi, diğer stüdyoların, özellikle de küçük stüdyoların, bu alanda rekabet etmelerini zorlaştırıyor. Bunu düşünmek bile beni gülümsetiyor, çünkü “Buna nasıl cesaret ettin!” demeden edemediğimiz birçok studio var. Sonuçta, geride kalanların ayakta kalması için birbirlerinden farklılaşmaları şart. Ve işte tam noktada, Trialforge Studio’nun yeni oyunu Deathbound ile karşımıza çıkması kaçınılmaz oldu.

Deathbound, iddialı bir şekilde “ilk parti tabanlı soulslike oyunu” olarak tanıtılıyor. Yani, daha önce hiçbir oyun aslında tıpkı bunun gibi olmamış gibi bir iddia var. Acaba bu önermeyi ne kadar başardılar? Bunu öğrenmek için çok beklememiz gerekmeyecek; yalnızca bir ay kadar bir zaman var! Tam tarih 8 Ağustos, ve biz o tarihte bu heyecan verici yolculuğa atılacağız. Yani kesinlikle “Bu oyun çıkmadan önce birkaç tüyo alıp, ‘bütün sırlarını biliyorum’ havasında mı gezsem?” türünden bir hazırlık yapmam gerekecek gibi görünüyor.

• Fanatik inanç ve bilim arasındaki çatışma ile dolu bir macera bizleri bekliyor olacak.
• Acaba bu zorlu mücadeleden galip çıkıp, “ben de buradayım!” diyebilecek mi? Bunun cevabını oyun çıktıktan sonra tüm dünya görecek.

Kısacası, Deathbound’un nasıl bir başarı elde edeceğini hep birlikte göreceğiz. Özellikle de Soulslike zevkini sevenlerin kafasında bir soru işareti oluştu kesinlikle. “Acaba gerçekten başka bir ‘ilk’ yapabilirler mi?” sorusu zihnimizde dönüp duruyor. Bu oyun, sadece oyun severler için değil, aynı zamanda oyun endüstrisi için de büyük bir deney olacak. Bize düşen tek şey, sabırla beklemek ve umarım ki yeni bir efsanenin doğuşuna tanıklık etmek. Tabii ki, sadece “Haydi bakalım, beni de al!” diyerek sokaklarda dolanan bir oyun değil; beklentilerimizi karşılayacak mı, bilmesi güç ama merakla bekliyoruz!